~~~*~~~
O bizim umudumuzdu ama biz onun yıkımıydık.
~~~*~~~
Stars and Shadows Serisi'nin 3. kitabı Zehir ve Yemin Krallığı ile karşınızdayım. Kitapla beraber Adara ve Evren'in hikayesi kaldığı yerden devam ediyor. Açıkçası her kitabı bir öncekinden daha iyiydi ve daha soluksuz okunuyordu. Bu kitapta diğer ikisinden daha iyiydi bence. Tabi yine de eksikleri vardı.
Fantastik bir seri olmanın hakkını veren detayları vardı ama yetişkin içerik de bir o kadar çok vardı. Açıkçası ilk kitaptan beri diyorum, bu kadar yetişkin içeriğe gerek yok bence. Onun haricinde feyleri ve vampirleri çok güzel konuya dahil eden ve kurgulayan, her ne kadar daha iyi olabilirdi desem de soluksuz okunan ve çabuk biten, sıkmayan bir seri ve bir kitaptı.
Yorumun sonunda değil başında vereyim bu bilgiyi de... Seri normalde 4 kitaptan oluşuyor ancak ilk üç kitap Adara ve Evren'in hikayesi ve savaşıyken 4. kitap onların en yakın iki arkadaşı Thalia ve Sorin'in hikayesi. Bu yüzden seri bitmedi bekleyeyim bitsin demenize gerek yok bu kitapla beraber Adara ve Evren'in hikayesi son buldu.
~~~*~~~
Uğruna çalıştığı her şeyi yok etmek için elimden gelen her şeyi yapardım ve bunu yapmak için neleri feda etmem gerektiği umurumda değildi.
~~~*~~~
Kitabın kısaca konusuna değinmek gerekirse, Garvil, ölüm büyüsü kullanarak ve şantajlarla Adara'yı ele geçirmişti. Adara'da Garvil ile gitmeden önce içindeki bütün büyüyü Evren'e vermiş, kendisi büyüsüz ve güçsüz bir şekilde Garvil ile beraber Fey Krallığı'na gitmişti. Garvil'in planı Yıldızların Kutsadığı ve eşsiz bir büyüye sahip olan Adara'dan beslenmek ve daha da güçlü olmaktır. Ancak Adara'nın büyüsünün olmayışı planlarını alt üst eder çünkü Adara'dan iki kere beslenmesine rağmen herhangi bir büyü algılayamamıştır. Bunun haricinde kendi eşini ölümün sınırında tutarak elde ettiği ölüm büyüsü ile daha da güçlenmiştir. Her şeye rağmen pes etmeyen ve Adara ile evlenme planları yapan Garvil, aynı zamanda Evren'in Kan Krallığı'na da saldırı düzenlemekten geri durmaz. Evren kendi krallığında ve halıyla baş etmek zorunda kaldığı şeylerin yanında en yakın iki arkadaşı Thalia ve Sorin'i de yanına alarak içinde sahibine gitmek için kıvranıp duran büyüyü hissederek Fey Krallığı'na doğru yola çıkar. Adara ise, her geçen an daha da güçsüz düşmektedir. Çünkü en büyük gücü olan büyüsü içinde değildir ve Garvil'in ondan beslenmesi genç kadını iyice güçsüz düşürür. Garvil, her ne kadar Adara'nın Evren'in eşi olduğunu bilse de genç kadını elde edebilmek için elinden geleni yapmayı kafasına koymuştur. Bu uğurda kendi eşini bile öldürmeyi göze almaktadır. Garvil, Adara'yı iyice elde edebilmek için bir düğün düzenlediğinde bütün olaylar patlak verir çünkü Adara tam düğünün düzenlendiği alan geldiğinde kapıdaki muhafızlardan Kan Krallığı'na ve Evren'e saldı düzenlendiğini öğrenir. Bu içindeki bütün öfkeyi de Evren'in Fey Krallığı'na gelmesi ve genç kadına gücünü geri vermesi sonucunda olaylar kontrolden çıkar. Öfkesiyle gücünün de kontrolünü ele geçiren Adara, kendisini mihraptan bekleyen Garvil'in istediği şekle bürünür. Kutsanmış olmanın yarattığı eşsiz büyüsü içerisinde, kendisiyle evleneceğini sanması ama sonrasında Adara'nın yarattığı isyan ve savaş ortalığı iyice karıştırır. Garvil, Adara'yı kontrol etmeye çalışırken Kraliçe Kaida'nın devreye girmesi, arkadan da Evren, Thalia ve Sorin'in gelmesi düğün alanını karmaşaya sürükler. Kraliçe Kaida ise her şeye rağmen Adara'yı kışkırtmasının sonucunu canıyla öderken gözü dönen Garvil, oradan babasını da alarak kaçarak ortadan kaybolunca Evren, eşini ve arkadaşlarını da alarak kendi krallığına geri döner. Adara, kendi gücüne ve direncine tekrardan kavuşurken Garvil'in düzenleyeceği savaşa karşılık güçlenmek zorundadırlar. Planlar yapıp, ellerindeki kozları kullanmaya çalışırken, Garvil'de kendi ordusuyla Kan Krallığı'na doğru ilerlemeye başlar. Şimdi asıl savaş patlak verecektir. Ya Garvil'i yenecekler ve hayatlarına mutlu bir şekilde devam edeceklerdir ya da Garvil'e kaybedecekler ve iyice güç delisi haline gelmiş acımasız bir adamın hükümdarlığı başlayacaktır. Korkup kaçmak, pes etmek veya ertelemek için hiçbir zamanları yokken bir plan yapmalı ve korkmadan savaşmalılardır. Çünkü bu sefer sadece Adara'nın hayatı söz konusu değildir. Adara'yı korumak için kendi canlarını ortaya koymaktan çekinmeyen bir halk da vardır. Onlar içinde güçlü olunmalıdır.
Kitabın sanırım hep en büyük eleştirime maruz kaldığı kısımlar smut içeriklerdi. Zaten 250 sayfalık bir kitapsın içerinde o kadar cinselliğe ne gerek var... Tavşan gibiler resmen... anladık birbirinizin eşiniz, arzuluyorsunuz falan da konumuz bu değil! Bu durum serinin tamamında vardı ve bence erotik romans ya da erotik fantastik romans bile denebilirdi o kadar vardı. Bu kısım seride hep en çok eleştirdiğim detay oldu. Olmasaydı daha iyi olurdu, o kadar sahneye gerek yoktu bunun yerine kitabın savaş sahnelerinde daha detaylı olmasını tercih ederdim.
~~~*~~~
Geçmişinden güç alan ve geleceği tarafından yönlendirilen bir savaşçıydı.
Ona baktığımda gözlerinde hiç korku yoktu.
Sadece kararlılık vardı. Sadece güç.
~~~*~~~
Garvil'in ölüm büyüsüne sahip olma detaylarını çok sevdim. Bir sürprizdi ve o detayları okumak şaşırtıcıydı da. Kitabın en sevdiğim detaylarından biriydi diyebilirim. Zaten en büyük sürprizlerinden biriydi de. Bu arada Garvil'in eşine de çok üzüldüm. Kız bunu hak etmedi ama işte güç için harcana bir kurban oldu.
Adara'nın Garvil ile gitmeden önce bütün büyüsünü Evren'e vermesi ve sonrasında olanlar da çok güzeldi. Özellikle de Garvil'in Adara'nın büyüsüz olduğunu öğrendiği kısımlar ve hazmedememesi de güzel detaylardı.
Adara'nın düğün gününde hatta anında gücünü geri aldığında içindeki öfkenin dışa vurumuyla herkese meydan okuması ve o sahnede olanlar soluksuz okundu resmen. O sahnelerde Garvil'in en başta hissettiği haz, büyüyü elde edecek olmanın yarattığı güce açlık çok güzeldi. Sonrasında ise o büyüyle baş edemeyişi ve istediği o büyünün annesi Kraliçe Kaida'nın ölümüne sebebiyet verecek kadar güçlü olması da tam bir sürprizdi. O sahne çok iyiydi. Hem bir sürprizdi beklemediğim bir hamle, sahne, detaydı. Hem de kitaba yakışacak bir sahneydi.
Okurken Kraliçe Kaida'nın ölmesinin ardından Garvil'in babasıyla ortadan kaybolmasının ardında bir sebep aradım. Hep Kral'ın bir korkak olduğundan bahsediliyordu ve Garvil ile kaçmasında... peki ya asıl beyin... bu planlarda asıl görünmeyen, arka planda kalan, beyin Kral ise... ve Kraliçe Kaida kendisinin güçlü görünmesi adına bu şekilde davranıyorsa soruları kafamda döndü durdu ki hala dönüp duruyor.
Hatta kitabın sonunda kralın sonunun belirsizliği bu teorimi de güçlendiriyor hala kafamda. 4. kitapta Thalia ve Sorin'in hikayesinde boy göstermesini bekliyorum. Çünkü o kısım belirsiz kalması sorunun bitmediğini gösterir gibi geliyor bana.
~~~*~~~
Buraya geldiğimden beri her geçen saniye tutunmaya çalıştığım o şey, olacaklara dair bir umuttu bu. Beni kimin kurtaracağına dair bir umuttu ama o anda parmaklarımın arasından kayıp gitti. Eğer kurtarılacaksam, bunu kendim yapmak zorundaydım.
~~~*~~~
Garvil ile savaş sahnesi güzeldi. Eksiklikleri vardı, daha fazla detay okumak isterdim ama yine de güzel kurgulanmıştı. Hep dediğim gibi yazarın kurgu konusunda yeteneği çok güzeldi ama ne yazık ki yazdığı sahneleri daha iyi yazabilirdi.
Savaş sahnesinde Adara ve Evren'in ayrılması, o yangın detayı çok güzeldi. Evren ile Garvil'in karşılaşması, aralarındaki savaş ve Evren'in ölümün kıyısına gelmesi de çok güzeldi. Tabi neredeyse ölüyordu Adara kurtardı onu...
Adara ve Garvil'in savaş sahnesi ise temelinde çok iyiydi. Özellikle de benim eşimi ölüme götürüyorsun bende seninkini götürme hakkım olması detayı çok güzeldi. Adara'nın Garvil'in eşini hedef alması kısmı çok güzeldi. Ama daha fazlasını beklerdim. Şahsen okurken Garvil nasıl Evren üzerinde büyüsünü kullandı Adara'da onun eşi üzerinde büyüsünü kullanmalı ve hayatını sonlandırmalıydı. İşte o zaman şaşırtıcı olurdu. Ama Adara kalkıp, eşini kurtarmanın peşine düşüyor, kız sırf Garvil'den kurtulmak için kendisini öldürdü... Bir de bütün kitap boyunca Adara'nın Garvil'in büyüsüne karşı daha güçlü olduğunu okuduk ama bakıldığında pek de o gücü göremedik...
Garvil'i yenmek biraz fazla kolay oldu gibi geldi. O kadar ürkütücü, sınırı bilinmeyen ve yeri geldiğinde efsanevi bir büyü gibi gösterilen ölüm büyüsü böyle sonlanması çok basite kaçmış gibiydi.
Garvil ile olan o son savaş sahnesi güzeldi ama eksiklikleri çok vardı. Beklentimin altındaydı ne yazık ki. Bence düğün sahnesi ve sonrasında olanlar daha güzeldi.
Seri hem bitti hem bitmedi diyebilirim. Şöyle ki Adara ve Evren'in Garvil'e karşı olan savaşı bitti, serinin son kitabı da Thalia ve Sorin'in hikayesi dolayısıyla, seriye başlayabilirsiniz. Muhtemelen yakında dördüncü kitapta çıkar gibi geliyor.
Son kitap için çarpıcı sahneler olsa da bazı sahnelerin altı çok kalmış hissi veriyordu, daha iyi olabilirdi. Sevdim kitapları, okuması kolay, yormayan ve daha da önemlisi akıcı, merak uyandırıcıydı. Ama büyük beklentilerin serisi de değildi. Beklentinizi düşürürseniz -benim gibi- sevebilirsiniz. Ayrıca seride fazlasıyla smut sahne-yetişkin içerik- vardı. Bu konuda da hazırlıklı olun derim.
Kitabın bir iki sahnesinde Thalia ve Sorin'in hikayesine değiniyordu ve son kitap onların hikayesi... dolayısıyla sevdim o satırları da.
Kitaba dair puanım 5 üzerinden 3,5 veriyorum. 🌟🌟🌟 / 🌟
~~~*~~~
Ne olursa olsun, Evren benim evimdi ve onu korumak için elimden gelen her şeyi yapardım, tıpkı onun da yapacağını bildiğim gibi.
~~~*~~~
Stars and Shadows
- Yıldızlar ve Gölgeler Krallığı
- Kan ve İhanet Krallığı
- Zehir ve Yemin Krallığı
- A Kingdom of Fire and Fate
Kitabın adı : Zehir ve Yemin Krallığı
Orijinal adı : A Kingdom of Venom and Vows
Yazarı : Holly Renee
Çevirmen : Janset Vural
Seri Bilgisi : Stars and Shadows #3
Yayınevi : Lapis Kitap
Sayfa sayısı : 240
Kitabın tanıtım yazısı:
Özgürlüğüm yerine eşimi seçerek bir pazarlık yapmıştım. Ancak beni kaçıran veliaht prensi hafife almıştım. Dokunuşu zehir, intikamı ölümcüldü. Artık sahip olmadığım bir gücü arzuluyordu ve onu elde edene kadar her parçamı feda edecekti. Oysa ben ona ait değildim. Kardeşine aittim. Sonuçları ne olursa olsun, benim için gelecek olan kardeşine... Biri benim gücümü arzulayan, diğeri bana göz dike iki prens arasında kaderim birbirine karışmıştı. Ve kaybedeceklerim, hayal ettiğimden çok daha fazlaydı. Kraliçeler arasındaki oyunda savaş kızışıyordu ve ben onların piyonu haline gelmiştim. Yine de hayatım için, eşim için savaşacaktım. O da beni geri almak için krallıkları yerle bir edecekti.
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder
Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın