15 Mart 2025 Cumartesi

0 ALINTILAR // Loresima - Gökçen-Unutulan Çiçekler (Gökçen #1)


 

Kitabın yorumu için tıklayınız!






Gökçen sustu.  Kollarını Murathan'ın boynuna daha sıkı sardı. Birbirilerini sıkıca tutarak karşılarındaki manzarayı izlediler. Ağlayanlar, bağıranlar, bayılanlar...
"Sadece asker babalar mı ölür, Kepçük?" diye mırıldandı Gökçen.
"Hayır, Pamuk. Diğer çocukların da babaları ölebilir."
Geçken kısa bir süre sessiz kaldı. "Ben büyüyünce bütün çocukların babalarını iyileştirmek için doktor olacağım," dedi kısık bir sesle. "O zaman hiçbir baba ölmez."
Murathan gözlerini karşısındaki manzaradan ayıramadı. Aklının bir köşesine kazıdı. "Ben de asker olacağım," diye mırıldandı. "Herkesi korumak için ben de babalarımız gibi asker olacağım."
"Ya o zaman sen de ölürsen?" diye sordu Gökçen
"Askerler ölmez, şehit olur," dedi Murathan.

*****
"Canın acırsa söyle," diye mırıldandım.
"Acımaz," dedi hemen.
İfadesiz yüzüne alttan bir bakış atıp tekrar önüme döndüm.
"Neden? İnsan değil misin sen?" 
"Askeriz biz," diyerek ilk kez konuştu Timur. "Öyle her yaramız acısaydı daha ilk kurşun yediğimizde bırakırdık bu işi."
Timur ne zaman konuşsa benim istemsizce, "Eyvallah ağabey, sen ne dersen öyle olsun," deyip köşeme sinesim geliyordu. Sanırsın Süleyman Çakır! Öyle bir etkisi vardı insan üzerinde. "Askerlerin de canı var diye biliyorum ben," diye mırıldanarak yeni bir gazlı bezi paketinden çıkarıp dikkatle yaranın üstüne yerleştirdim.
"Canımız var ama pek kıymetli değildir," dedi Zülfikar hafif bir tebessümle. 


*****
"Size ne lan!" diye patladı en sonunda. "Hesap mı vereceğim size? Hayırdır? Kimse kim! Neyimse neyim! Size ne oğlum?"
"Bir şey demedik, komutanım," diye mırıldandı Timur. "Tabi ki kimse kim. Bize ne? Ben de bu işlere çok çok karışmam zaten, bilirsiniz ama ilişkiniz biraz şüpheli..."
"Ne gibi*" diyen Murathan oldukça ters ve huysuzdu. 
"Konuş be Tönge Reis!" dedi Zülfikar heyecanla. "Biz konuşunca belamız s*kiliyor malum. Sen konuş. Kusura bakma, Aybüke Başkan."
Murathan ters bir bakış daha gönderdi. Emek, "Bazı ilişkiler kopar, komutanım," diyerek araya girdi. "Araya zaman ve mesafe girince bir daha bir araya gelemeyecek şekilde kopar. İplerin ucu birbirinden uzaklaşır. Artık bulunamaz bir hale gelir. İki yabancı kalır geriye. Bazısı ise kopmaz. Yıllar geçse de araya mesafe girse de kopmaz. Ya yana gelince aynı şekilde devam eder. Siz..." Bakışlarını direkt Murathan'a çevirdi. "Pek..."
"Kopmamışsınız gibi," diye tamamlandı lafı Aybüke.
"Yabancı değilseniz gibi," diye devam ettirdi Süleyman.


*****
"Geçmiş olsun, kardolar. Bizim ayıcık aşık oldu."
"Kime?" dedi Hasan hemen.
"Gökçen Hanım'ın arkadaşı olan öğretmene, değil mi?" dedi Aliş sırıtarak. Bildim hemen ben."
"Aferin yavrum. Otur, on," dedi Zülfikar.
"Bilge Hanım'a mı?" dedi Hasan şaşkın şaşkın. "Yuh Lan! Hangi ara oldu o?"
"Biz Murathan Komutan'ımın kaosuna odaklanmaktan bunu kaçırdık galiba," dedi Emek.
"Görür görmez," dedi Barbaros. "Masada görür görmez bir hal oldu bana, dadaşlar. O hafif sarı, kumral saçlar... O naif bakı... O narin gülü... O ürkek haller..." Elini hızla kalbinin üstüne attı. "Arabamı bile sevdi. Düşünebiliyor musunuz? Satmamamı söyledi. İlk defa biri bana bunu dedi."
"Evet," dedi Zülfikar. "Sallamıyor. Bu araba olayı gerçekten yaşandı. Hala şaşırıyorum."
Barbaros daha çok erirken Süleyman ileri uzanıp hızla Barbaros'un elini kavradı. "Aramıza hoş geldin, kardeşim," dedi büyük bir ciddiyetle. Aybüke gözlerini devirirken Barbaros, ona uzatılan eli ciddi ciddi sıkmakla meşguldü.
"Hoş buldum, gardaşım. Ben daha yeniyim buralarda ama valla çok zormuş. Meğer sen yıllardır neler çekmişsin. Nasıl dayandın sen buna?"
"Arada gülüyor," dedi Süleyman her zamanki aşık gülüşüyle Aybüke'ye bakarak. "O bana yetiyor."


*****
"Unutmadın mı sen beni?" diye sordu Gökçen tatlı tatlı.
Gökçen minik dudaklarını ileri doğru büzerken ciddileşti.
"Niye unutayım? Salak mıyım ben? Salak Kepçük?"
Murathan bu sefer çatallı bir sesle gülmüştü. 
"Dil de yine papuç gibi."
"Sen beni unuttun mu ki?" diye sordu Gökçen tatlı tatlı.
Zorla araladığı gözlerini derin mavilerden çekmedi. Çekmek istemiyordu zaten. Sonu bu maviliklerde boğularak olacaksa buna razıydı. Bu mavi tekti. Derin maviliklerin içinde kendi kanının yansımasını görebiliyordu. Tıpkı mavi gökyüzünde dalgalanan kan kırmızı bayrağını izlemek gibiydi. Şu dünya da gördüğü son şey bu görüntü olacaksa buna da razıydı. 
"Unuttum," diye mırıldandı.
"Niye ki?"
"Yaşamak için,"  dedi. Zorla bir nefes daha aldı. "Eğer unutmazsam ölürdüm."
"Neden?" diye sordu Gökçen bu sefer.
"Özlemekten."


*****
"İnsanlara umut veriyorsunuz. Örgüt buralarda böyle şeyleri sevmez. Yok etmek isterler. Hatta en çok yok etmek istedikleri şey budur. Umut ve umudu getirenler."


*****
"Saçımı en çok sevenler bile bana bir veda etmeden gittiğiniz göre onların da kalmasının bir anlamı yoktu," dedim. Ama her kelime aslında içimde kendimden bile sakladığım yarama batan bir bıçaktı. Oysa o yaraya asla dokunmamalıydım. Sarılan yaralar kapanırdı. Benim yaram ise ne sarılmıştı ne de kapanmıştı. Öylece duruyordu. Sessiz ama derinde. Bu zamana kadar varlığının farkında bile değildim oysa. Gerçekten bu kadar içerlemiş miydim buna ben?"
Bakışlarındaki hüzün çoğaldı. Usulca sağa eğdi başını. Daha da yaklaştı yüzü yüzüme.
"Veda etmediklerini nereden biliyorsun?"
"Ettiler mi?" dedim ben de başımı onun gibi yavaşça sağa eğerek. "Gözümü kapatmamı, açınca hepsinin geçeceğini söylediler. Kapattım. Açtım. Hepsi gitmiş." Bakışlarım meydan okurcasına dudaklarına değip tekrar gözlerini buldu. "Bu bir veda mı sence? Bence duyduğum en büyük yalan."
Bir iki saniye bir şey söylemeden bütün yüzümü taradı kehribarları. "Vedalar can yakar, Pamuk," dedi usulca. "Belki de canının yanmasını istemediler."
Bir şey söylemeden baktım bu kes. Aynı şekilde o da bana. Şu an kalbimin göğüs kafesime ağır ağır ama tok seslerle çarpması pek hayırlı değildi. Şu an yine sıkı sıkı sarılmak istemem de hiç hayırlı değildi. Minik Pamuk... Ne olur bana bunu yapma.
"Ya veda etmemeleri daha çok canımı yaktıysa?"







 

 

 

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın