Aşırı ısrarın üzerine Gökçen Serisi'ne bende başladım. İlk kitap olan Gökçen - Unutulan Çiçekler kitabını okudum.
Seri dört kitaptan oluşuyor ve serinin bütün kitapları da çıkmış bulunuyor. Dolayısıyla bitmemiş bir seri diye düşünmeyin. Her ne kadar adı Gökçen olsa da çoğunlukla da Murathan ve Gökçen alıntılarına denk gelseniz de aslında kitapta Murathan'ın askeri ekibi olan Barut Timi'ne de çokça denk geliyorsunuz. Hatta kitap sadece aşk kurgusu değil, arkadaşlık, aile ilişkilerine de değinen bir kurgusu var.
Bu arada seri askeri kurgu olan bir seri, romans türünde ve yer yer dram içeriği de var. Eğlenceli, romantik, gülümseten ve eğlendiren sohbetlerin de olduğunu bir kitap olduğunu söyleyebilirim. Ama tabi bazı yerlerde de fazlasıyla monotonluk da vardı.
Detaylara yorumun devamında anlatacağım.
Şimdilik kısaca kitabın konusundan bahsedeyim. Gökçen ve Murathan, asker çocuğu olarak küçüklüklerinden beri tanışan, lojmanda karşılıklı dairelerde yaşayan iki çocuklardır. Küçücük yaşlarına rağmen birçok şeye tanık olmalarına rağmen birbirlerine duydukları sevgi ve bağlılık iki çocuğun ayakta durmasını sağlamaktadır. Ancak en büyük acıyı da orada yaşarlar. Her ikisinin de babaları aynı yerde görev yaptıklarında uğradıkları saldırı sonucu şehit olurlar. Bunun üzerine altı yaşındaki Gökçen ve dokuz yaşındaki Murathan'ın anneleri çocuklarını da alarak kendi memleketlerine giderler. Biri İzmir'e biri Adana'ya... Ayrılan iki çocuk olarak akılları birbirinde kalan Gökçen ve Murathan için hayat yeniden başlayacak ve büyüyeceklerdir. Aradan geçen yirmi yılın sonunda Gökçen çocukluğunda istediği gibi doktor olur Murathan'da asker... Bir Bordo Bereli asker olan Murathan aynı zamanda Barut Timi'nin komutanlarından biridir de. Her ne kadar yirmi yıl geçse de birbirini unutmayan gençlerin yolları Silopi'de kesişir. Gökçen, Silopi'ye çalışmaya gider, orada görev yapan Murathan ise ailelerinin aracılığıyla bu durumu öğrendiğinde Gökçen'e yardımcı olmak için genç kadını havaalanından karşılar. Ancak ikili karşılaştıklarında aslıdan ikisi de küçüklüklerinden bu yana hiçbir şeyin değişmediğinin farkındadır ama bu durumu kabullenemezler. Gökçen de Murathan da yetişkin birer bireyken de küçüklüğündeki arkadaşlığı, sevgiyi ve bağlılığı bulabilecekler mi? Daha da önemlisi ikili kalplerindekini kabullenip yollarına bakacaklar mı yoksa bir süre bunu inkar mı edecekler? Bütün bunları kitapta okuyoruz.
Öncelikle kitapta hep yetişkin Gökçen ve Murathan okuyoruz. Dolayısıyla çocuklarından başlayıp büyümelerine kadar okuyacağınızı düşünmeyin. Çocuklukları daha çok bölüm başlarında bir iki sayfalık hatırlatmalardan ibaret. O kısımlar mesela çok güzel. Özellikle de ikilinin ilişkisinin boyutunu, bağlılığı ve sevgiyi anlamak için o detaylar çok güzeldi. Çok sevdim o kısımları.
Bunun yanında askeriye kurgu diye başladığım kitapta daha fazla askeri detay okumayı isterdim bana o detaylar yetersiz geldi.
Gökçen ve Murathan'ın iletişiminin hep atışmalar içinde olması kitaba hareketlendirme katılmaya çalışılmıştı. Bazı yerlerde olmuş ama bazı yerlerde de çok gereksiz hissettirdi. Bunun yanında yan yana geldiklerinde geçmişlerinin izlerini görmek de çok güzeldi.
Gökçen'in doktorluk detayları güzeldi. Hastalarla iletişimini okumak da çok hoşuma giden detaylardı.
Murathan'ın ise... şimdi adamın hakkını yemeyelim. Tam da beklediğim gibi biriydi. Zaten kitabı alıntılardan ve videolardan sonra bir Murathan bir Timur beklediğim gibi çıktı. Murathan'ın küçüklüğünden beri Gökçen'e ilgisi, sevgisini okuduktan sonra yetişkin Murathan'ın da bu duyguları hala içinde barındırıyor oluşu güzeldi.
Barut Timi, askeri ve Bordo Bereli olduklarını bir kenara koyduğunuzda çok güzel bir arkadaşlık olduğunu söylemeliyim. İletişimleri ve takılmaları çok güzeldi. Ama bunların yanında bir askeri ekip olarak bakıldığında o komuta zinciri için biraz fazla... nasıl denir bilemedim ama fazla yüz gözler gibi geldi. Sonuçta bir emir komuta zinciri söz konusu olduğunda bir de görevde itiraz etme, şikayet etme gibi haklarının olmadığını biliyorum. Çevremde askerlik yapan kardeşlerimden-arkadaşlarımdan duyduğum ve çalıştığım askeri projelerden gördüğüm kadarıyla böyle bir durum söz konusu olamaz. Dolayısıyla askeri kurgularda bu konuda keşke daha özenli olunsa diyorum. Çok nadir yazar buna dikkat ediyor diğerleri ne yazık ki askeri kurgu diyorlar ama sanki normal meslek arkadaşlarıymış gibi yazılıyor bu pek de hoş olmuyor bence. Sanırım benim beklentim bu konuda çok...
Küçük bir yer ve dikkat çeken kişiler söz konusu olduğunda dedikoduların nasıl da hızlı yayıldığını kitapta görmek çok eğlenceliydi.
Gökçen'in doktor olarak köy ziyaretleri yapması güzel bir detaydı.
Murathan'ın göreve çıktığı kısımları sevdim, daha uzun ve detaylı olmasını tercih ederdim.
Gökçen ve Murathan'ın çocukluklarını ve o sayfaları okumayı da çok sevdim.
Kitap her ne kadar sadece Gökçen ve Murathan izlenimi verse de arka planda yan karakterlere de değiniyor. Mesela Barut Timi'nden Süleyman ve Aybüke çiftine ya da Barbaros ve Bilge çiftine gibi... Bu kısımlar güzel detaylardı bence.
Mete karakterini çok sevdim. Timden Hasan Bey'in oğlu ve ilkokul öğrencisi ama çocuğun haşarılıkları çok eğlenceliydi.
Bütün güzel olan kısımların yanında sevmediklerime de gelelim.
Mesela Gökçen'in bazı hallerini çok çocuksu, saçma buldum. Bazen çok şımarıkça yaklaşıyor bir şeylere hissi veriyor tepkilerinde. Gökçen'in iç ses detaylarını sevmedim. Bir kere daha anladım ki ben iç ses detayları sevmiyorum. Bunda da sevmedim açıkçası.
Aşiret olaylarına değinilmesine - Fırat ve Gurbet'in kaçma kısmı? Bence yoktu gibi... ama devam kitaplarında onlarla alakalı bir şey okuyacaksan o zaman sözümü geri alacağım. Ancak şu durumda bir şeylerin temeliymiş gibi hissettirmediği için gereksiz detaylardı gibi geliyor. Bence Murathan ve Gökçen arasındaki olay döngüsünde fazla uzatılmışlık var gibiydi. Zaten 4 kitaplık bir seriyse buna gerek var mı bilemedim.
Çok uzatmayayım sonra kitabı çok sevmemiş, yerden yere vuruyor dersiniz. Aslında çok nötr olduğum bir kitap oldu. İtiraf etmek gerekirse eğer ikinci ve üçüncü kitapları almasaydım muhtemelen seriye devam etmezdim. Bende seriyi devam ettirme merakı oluşturmadı çünkü. Ama aldığım için devam edeceğim, araya başka kitaplar sokarak. Peş peşe okuyacağım bir seri değil şimdilik. Belki bu durum ikinci kitapta değişir ve çok isterim ki değişsin.
Kitapta sevdiğim kadar sevmediğim kısımlar da vardı. Bu yüzden ortalama bulduğum bir kitaptı diyebilirim. Dolayısıyla puanım da 5 üzerinden 3 veriyorum. 🌟🌟🌟
- Gökçen - Unutulan Çiçekler
- Gökçen - Geride Kalanlar
- Gökçen - Güz Yağmurları
- GÖkçen - Masallar ve Sonları
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder
Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın