13 Eylül 2014 Cumartesi

10 Işıl Parlakyıldız - Duygu (Bir Türk Masalı #1)


"Bekir candı, Ali kandı, Sedat aşktı."

Sözüyle başlarım yoruma ve ardından da, "yemişim Bekir'i... Sedat'ı..." der sözü kendimce uyarlarım arkadaş! "Ali candı, Ali kandı. Ali aşk'tı."

Ali'ciyim ben diyor ve Sedat'ı size bırakıyorum :D

Duygu'yu bir çoğunuz internet üzerinden ya da wattpad'den okumuştunuz ve kitabı okurken nelerin sizi beklediğini biliyordunuz. Ama ben... ne yazık ki Duygu'yı ilk kez kitap olarak elime aldığımda okudum ve inanın beğendim. Haa bence eksik tarafları vardı ama yine de güzeldi.

Işıl Hanım'ın daha önce Köle isimli kitabını okumuştum ve orada gerek kalemini gerekse duyguları aktarma tarzını beğenmiştim. Onda duyguların anlatımı buna göre daha yoğundu bence, bu kitapta da biraz daha duygu hissedebilmek isterdim. O yönden biraz yoksun geldi bir de şu meşhur vurdular, kırdılar... acımadan öldürmeler... sıkmalar... depoya göndermeler... falanlar... filanlar... bir an dedim Vahşi Batı'damıyız biz? Burası İstanbul!! Her şey bu kadar ulu orta yapılamaz herhalde değil mi?

Neyse o kısımlara girmeyelim :)

Sedat, Bekir ve Ali'nin Duygu'ya sahip çıkmaları, aralarındaki diyaloglar süperdi. Bu üç erkekten en çok Bekir'i gizemli buldum. Adam sevdiği kadını kaç yıl bekledi, gerçi sonunda aldı yar olarak ama hangi erkek bu kadar sabreder ki! Sırf Selma üzülmesin, ailesini karşısına almasın diye kızı kaçırmak bile istemedi. Bekir... adamın dibisin!!! =)

Ali ise... ahhhh Ali... o anlatılamaz yaşanmalı... Aslı'yı saç baş yolasım geliyor adını her duyduğumda... Alim'e göz koydu :(

Tamam itiraf eidyorum. Alim'in eğlenceli kişiliğine, sempatik tavırlarına, vurdulu kestili hallerinin yanında içindeki o küçük yaramaz erkek çocuğuna vuruldum :)

İşte öyle :D

Sırada Sedat var... Sedat... ne desem bilemiyorum. Evet, Duygu'ya hissettiği aşk çok güzeldi ama be salak, be... tamam tamam sakinim... yoksa saydırıp gideceğim. Bunca zaman madem aşıktın bu kıza ne diye uzak durdun! Kız seni istiyor, her zaman yanında olmanı istiyor, bunları görüyorsun hala neyin tribindesin ya... İlla ki kızdan mı adım gelmeliydi! Geldi de ne oldu hala ıvır zıvır konuşmalar! Tamam Sedat... iyisin hoşsun da... cidden bazen fazla mankafa oldun!

Allah'ım kafayı yedim sanırım bildiğiniz roman karakterine saydırıyorum! Neyse.... :))

 Sonunda, evli mutlu çocuklu moduna geçiş yaptılar ya o da iyi :)) Mutlu sonu seviyorum arkadaş!!! Bu kadar :D Bir kitapta mutlu son varsa bende varım =))





~*~

"Senden hep uzak durmaya çalıştım be Duygum! Senin masumluğuna, benim gibi bir pislik dokunsun hiç istemedim. Kendimi yıllarca uzak tuttum, ama beceremedim."

~*~



Favori alıntımı da paylaştıktan sonra yorumumu bitiyorum.

Genel bir yorum yapmak gerekirse, güzel bir kitaptı. Sıkılmadan okunacak, kalınlığı göz korkutsa da sayfaların su gibi aktığı bir kitaptı. Yukarıda da dediğim gibi biraz duygu kısımları eksik geldi ama bazen öyle sahneler okudum ki bu eksikliği onlarla kapattım.

Beğendim, aşk romanı severlere, mutlu son okumayı sevenlere tavsiye ederim =)

Bu arada Işıl Parlakyıldız, Alim'in de kitabını yazacak ama canı gönülden istiyorum ki Bekir'in de kitabını yazsın... Onların aşkı daha gizemli, daha uzun, daha sabır dolu ve bence daha yoğun! :))

~~~*~~~
"Aşkı sen yaz... ben yazayım... istersen bir ömür birlikte yazalım."
~~~*~~~

Duygu, Ali'm derken şimdi artık Bekir deme zamanıydı... o sessiz içinde aşkı yaşayan suskun ağır abimiz... babamız... canımız... kanımız... Bekir'i tanıma zamanıydı bu artık! Tanıdık da ne tanıdık be!!!

Işıl'ca... diğer deyişle bizim ilk olarak tanıdığımız ismiyle Işık Parlakyıldız'ın Bir Türk Masalı serisinin 3. kitabı Bekir karşımızdaydı. Tüyap'tan beri elimde olan kitabı anca okudum. Neden mi? Çünkü ne o bitsin ne ben bitireyim istedim. Onu okunacaklar arasında gördükçe henüz bu hikaye bu serüven bitmedi diyerek kendimi avuttum... ama her tatlı şeyin bir sonu vardı! Artık sırada Sedat var... :)
İlk iki kitaptan beri duyguları muamma olan Bekir'in iç dünyasını okuduktan sonra... aşk en çok sana yakıştı be Bekir dedim. Kimse... hiç kimse bu kadar sabırla beklemez aşkını... bu kadar sadık kalmaz aşkına... hiç kimse yanında olmasa bile onu uzaktan sevmez... onu sevmeyi sevmez... bütün bunlar bir tek Bekir'e yakışır!

Zaman zaman hikayesiyle gözlerimi dolduran, aşkıyla içim burkan, mutluluğuyla yüreğimi pır pır ettiren, öfkesiyle ürperten bir karakterin kitabını okumak paha biçilemezdi. Tek bir kitapta birçok duyguyu yaşatabilmek... tebrikler Işıl hanım...

Açık yüreklilikle diyorum ki... her ne kadar Ali'm benim için bambaşka bir kitap olsa da Bekir... kelimenin tam anlamıyla doruk noktasına çıkardığınız bir kitap olmuş!
Kitaba dair düşüncelerimi dile getirdikten sonra biraz da kitabın içeriğiyle ilgili düşüncelerimi dile getireyim.

Öncelikle Selma ile Bekir'in geçmişini okumak ve öğrenmek çok güzeldi. Duygu ve Ali'm kitaplarında Bekir'in sevdası hepimizin yüreğini burkarken bu kitapta bu sevdayı bütün varlığıyla okumak paha biçilemezdi.

Ali, Sedat ve Bekir'in Duygu ile tanışmaları... bu detaylar o kadar güzel kurgulanmıştı ki okurken bir ağlamadığım kaldı. Bekir'in 'babam' Ali'nin 'çirkin' ve Sedat'ın 'cano' sözlerinin geçmişini görmek birçok şeyi yerli yerine oturttu.

Bekir ile Sedat'ın karşılaşma kısmı çok iyi kurgulanmıştı hele ki Ali ve Levent'in Bekir'e karşı olan davranışları süperdi. Bunun yanında Dursun ile Durmuş... işte bu seride kelimelerle ifade edilemeyecek iki karakter... beyler siz olmasanız bir bu kitapta neyle eğlenecektik! :)

Size bir itirafta bulunayım. Normalde bir serinin karakterlerinin hikayeleri yazılırken bir çok yönden kitaplar bir yer de tekrara gider. Bu kitapta onu bekledim ne yalan söyleyeyim. Ancak Işıl Hanım beni bu konuda oldukça yanılttı. Çünkü hiçbir tekrar denk gelmedim. Buna en iyi örnek mesela Bekir ve Selma'nın düğün olayları,isteme mevzuları... Aha dedim o satırlara gelince... okuduğumuz yerleri mi okuyacağız... yok yazar bunu o kadar ustalıkla atlamış ve özet geçercesine yazmış ki takdir ettim. Tekrarlanmadı o satırlar.

Gerçi tekrarlansa şikayet etmezdim ama neyse ;)
Hep dedim Ali'm benim için bir numaralı kitaptı neden bilmiyorum ama Ali'm benim için bambaşka ama yiğidi öldür hakkını yeme demişler... Bekir bence yazılabilecek en mükemmel şekilde yazılmıştı! Sedat'ta çok iyi olacaktı bence ama hiçbiri Bekir kadar iyi olamaz gibi geliyor... gerçi iddialı konuşmayayım belki Sedat bizi uçurur ;)


Bir Türk Masalı Serisi





İşte Duygu'nun tanıtım yazısı:

Anne sıcaklığı, baba emniyeti olmayan bir dünyada ayakta kalmaya çalışan kırılganlık abidesiydi Duygu. Üç yoldaşı vardı onu taşıyan. "Develerim" derdi onlara. O develer ki İstanbul'un en arızalı tipleriydi. Her ne kadar bela makinesi olsalar da Duygu için tek bir gerçek vardı;

"Bekir candı, Ali kandı, Sedat aşktı." 

Ve hayat onlar için bir duadan ibaretti. İyiyim…iyiyiz… biz hep iyi oluruz. Güçlü olmayı en zorlu yollarda öğrenmiş dev bir çınardı Sedat. Hayatta yorulmuş, aşktan ?çoktan vazgeçmişti. Yüreğini ördüğü çelik duvarlar arasına saklamış acımasız bir adamdı o. Acılarla ?atılmış düğümlerin arasında filiz verebilir miydi aşk? Meleği şeytana döndürüp, şeytanın ruhunu ele geçirebilir miydi aşk?





Kitabı satın almak için: Kitap Sihirbazı

10 yorum :

  1. Bayılırım mutlu sonlara. :) Teşekkürler. yorum için. :)

    YanıtlaSil
  2. Yaaa ama neden Sedat'a saydiriyorsun ki? Bir yere kadar hakliydi. O Duygu'nun kurtaricisiydi, kizin hislerini elbette minnet olarak algiliyordu. Allah Deniz'den razi olsun sayesinde Duygu kime asik oldugunu güc bela anladi. Deniz'ide sevdim ben.

    Yalniz eksikler var kitapta mesela Sedat nasil böyle oldu. Cocuklugunda neler yasadi. Nasil evlendiler ( evlilik teklifini neyseki Ali'm de okudum).Bekir bu islere nasil bulasti,

    Yazarimizin elbet bir bildigi vardir. Israrla Sedat'in kitabini bekliyorum. Duyguya olan askini ve yasadigi caresizligi onun agzindan okumak sart ama 1000 sayfa olsun 😉

    Yasanilan ask , dördü arasindaki kopmaz aile bagi imrenilesi bir durumdu. Ben cok begendim cok sevdim. Yazarimizin ellerine kalemine yüregine saglik. Devamini sabirsizlikla bekliyorum 😊

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sanırım Sedat'ı öküzlüğünden sevmedim çünkü bu kitapta onu haklı çıkarabilecek detaylar o kadar az ki gözümde sevebilecek bir tarafı yok ama dediğin gibı Sedat'ı okursak sempati duyabilirim belki :) Alimmm okudum bende ve heyacanla beklemedeyim de :D

      Sil
  3. Ben yeni okudum kitabi ve duygulandigim yerler oldu herseye ragmeb sevgi kazandi

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Alim ve Bekir kitaplarını da tavsiye ederim onları da çok seveceksiniz :)

      Sil
  4. Kitapların hepsini okudum.bayıldım resmen hepsine.devamını bekliyorum.

    YanıtlaSil
  5. Kitapların hepsini okudum.bayıldım resmen hepsine.devamını bekliyorum.

    YanıtlaSil
  6. Kitapların hepsini okudum.bayıldım resmen hepsine.devamını bekliyorum.

    YanıtlaSil
  7. Ben Duygu yu okudum ve cok beğendim serisini almak ancak nasıp oldu onuda aldım:) birde köle serisini merak ettim aranızda kan ve Aşk okuyan varmı? Onuda aldım ama 😊kitap okumak ruhu ve beyni yeniliyor yani ben öyle düşünüyorum 😀😊🤗

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kan ve Aşk kitabını okudum ve bayıldım. Onunda yorumu var blogumda. Ayrıca köle serisinin ilk kitabını okudum ve çok sevdim diğerlerini de okuyacağım kısa zamanda :)

      Sil

Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın