27 Temmuz 2020 Pazartesi

0 ALINTILAR - 1 // Jennifer Royce - İskoç Onuru

Çok severek takip ettiğim yazarlardan biri olan Jennifer Royce'un son çıkan kitabı İskoç Onuru'ndan bir sürü alıntıyla bu başlığı yazıyorum. Kitabı okurken işaretlediğim yerleri de aynı zamanda yazayım dedim dolayısıyla da yorumdan önce geldi alıntılar başlığı... Bu kitap için öyle olsun ama değil mi? 

Jennifer Royce benim için özel yazarlardan biri ve onun kitabına dair bir sürü alıntı da paylaşmak en hoşuma giden şey olacak. Çok fazla alıntı işaretledim dolayısıyla muhtemelen 2 adet alıntılar başlığı olacak. :) 

İlki bu oldu, diğeri de muhtemelen yorumdan sonra gelir gibi düşünüyorum. Blogu hareketli tutmak adına da öyle bir şey yapacağımı itiraf ediyorum hem de kitabı size unutturmamış olurum diye düşünüyorum. 

Jennifer Royce'un yayınlanan kitaplarından çok daha iyi olduğunu da dile getirdikten sonra size bir sürü alıntı bırakıp kaçıyorum :) 

İşte size İskoçlardan alıntılar :) Bu İskoç'lar çok güzel seviyorlar bence :) 

Historical romans severseniz mutlaka deneyin bu kitabı.




Bir gün kalbinin tam da onun avuçlarında olduğunu anlayacak mıydı? Onu kaybettiğinde, parçalara ayrılan yüreğini yeniden bir araya getirebilmişken şimdi ona sonuna kadar açtığı için pişman olacak mıydı? Küçük avuçlarında önemsiz bir kağıt parçası gibi örseleyip atacak mıydı?  

Bakışı, onun uykuyla gevşemiş yüzünde dolaştı. Siyah, kısa bukleleri alnına ve yanaklarına doğru kıvrılmıştı. Sevgi dolu bir ifadeyle dudaklarını alnına bastırdı. "Önemi yok!" diye fısıldadı. "Kalbim her zaman senin olacak..."



*****


"Beni sevemesen bile sonsuza kadar benim aşkımla yetinmek zorunda kalacaksın. Seni yeniden kaybetmeyi göze alamam. Sensizliğe yeniden katlanamam!"

Lindsey, gerçek bir aşkın nasıl olduğunu hep merak etmişti. Özellikle de bir erkeğin yaşadığı o büyük tutkuyu... Bir adam nasıl sever, nasıl bağlanır, nasıl tutku ve aşkla bakar karşısındaki adamın her zerresinde görebiliyordu.

Eli, onun birkaç günlük sakalla gölgelenmiş yüzüne gitti. "Bu aşk benim için çok fazla... Hak etmiyorum. Her şeyi berbat etmek gibi bir huyum var. Bunu da mahvedeceğimi biliyorum. Bu kadar sorun arasında bu evlilik daha ilk günden ölmeye mahkum. Keşke sen de bunu görebilsen..."

Genç adamın kaşları kızgınlıkla çatıldı. "Bana neden güvenmiyorsun, Lindsey? Sana bir söz verdim. Yanımda olduğun sürece her engeli ortadan kaldıracağım!"



*****



"Senden iki beklendim var," diyerek duraksadı. Lindsey'in kuşkuyla kalkan kaşlarına bakarak, "Birincisi, benim seni sevdiğim kadar beni sevmen... İkincisi ise her gece yatağımda olman... Geriye kalan önemsiz detaylar için bir orta yol bulabiliriz. Sadece..." derken genç kızı merakta bırakarak bir süre sustu. 

Genç kadın yerinde dikleşti. "Sadece ne?"

"Sadece şu boyun eğmeyen, isyankar, söz dinlemeyen kişiliğinin bazı düzeltmelere ihtiyacı var."

"Kişiliğimi değiştirmek istemediğini söylemiştin!" diye kızgınlıkla söylendi Lindsey.

"Sivri olan kısımların törpülenmesi lazım!"

"Ben senin kişiliğini düzeltmeni istemiyorsam sen de beni olduğum gibi kabul edeceksin!"

"Sevgilim!" diye mırıldandı genç adam. "Benim kusurlu tek bir noktam bile yok. Dolayısıyla değiştirmek istediğin hiçbir şey bulamazsın!"

"Yüce Tanrım! Şu egonu bir törpülemek gerek. Hayır, bir balta alıp toprağa ulaşıncaya kadar budanmalı. Ya da kılıcını ver, ben memnuniyetle ona güzel bir şekil veririm."



*****


Lindsey kendisinden memnun bir yüz ifadesiyle onun da bu nikahtan mutlu olmasını bekleyen adamın yüzüne, onu parçalara ayırmaya hazır bir hiddetle bakıyordu. 

"Peder, lütfen gözlerinizi kapatın!"

Bacstair telaşla gözlerini kapattı. Neden diye sorgulamak aklına geldiğinde kuvvetli bir tokat sesi duydu. Merak duygusuyla gözlerini araladığında yanağında beş parmak izi olan Lord'u, öfkeyle ve örseleyerek gelinini öpüyordu. 

Tanrı onları kutsasın, bu evlilik bir savaş alanına dönecekti! Kimin galip geleceği hakkında bir fikir yürütmek isteyenler, en fazla Lord'a şans tanısa da yeni gelin Leydi de hiç sindirilecek ya da korkutulacak bir kıza bencemiyordu ve umulmadık galibiyetlere imza atabilirdi. 



*****


"Dış yüzeyin altında olanı, gizleneni görmeye çalışmalısın Rob. Gözlerinin gördüğü seni yanıltmasın. İçinden geçen ses kulaklarını tıkama. Hazineler, her zaman derinlerde gizlidir. Kıymetli olanlar, göz önünde bulunmazlar. Sadece bakmayı bilmelisin!"  



*****


"Bu dünya da seni çirkinleştirebilecek hiçbir güz yok ya da seni istemememe neden olacak hiçbir çirkinlik yok. Bedenindeki her kusur eşi bulunmaz bir güzellik... Seni sadece dış görünüşün için sevdiğimi mi sanıyorsun? Ben senin ruhunla büyülendi, neşenle hayat buldum, deliliğinle yaşama sevinci kazandım. Bedenine aldığın bu yaraların ruhuna kadar uzanmadığını bilmenin beni nasıl rahatlattığını tahmin bile edemezsin. ;Sana baktığım her an o yaraların sana nasıl ulaşılmaz bir güç kattığını göreceğim. Tiksinmeden her gün dokunup Tanrı'ya seni bana bağışladığı için teşekkür edeceğim."  









Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın