19 Mayıs 2021 Çarşamba

0 ALINTILAR // Josie Silver - Hala Zamanımız Varken

Bu ay okuduğum ama ilk çıktığında aldığım kitaplardan biriydi Hala Zamanımız Varken. Bir alttaki postta yorumu var ama sizlere kolaylıkla ulaşın diye buraya da bırakıyorum. Yorum için TIKLAYINIZ

Ortalama bulsam da okuması keyifli bir kitaptı, ama size tavsiyem Noel temalı olduğundan aralık ayında okuyun derim ben ya da ocak ayında... o zaman daha çok zevk alabilirsiniz. 

Ayrıca bir tavsiyem de çok büyük beklentiye girmeyin. 

Bunları da söyledikten sonra, ben size birkaç alıntı bırakacağım sonrasında da postumu bitireceğim. 

Ah bir de ben bu kitaba 5 üzerinden 3,5 verim. Puanım bu şekildeydi. Kitabın sonunu çok beğendim ve kitaptaki son alıntı da sona ait sahnelerden birinden. :)



"Hayatım boyunca senin gibi birini tanıdığımı hiç sanmıyorum... Hatta sahip olduğun olduğun şeyin ne olduğunu bile bilmiyorum. Sıcaklık sanırım, gerçi o da tam olarak karşılamıyor." Doğru kelimeleri bulamadığı için kendine kızmış gibi görünüyordu. "Sende bir şey var, Laurie. Etrafında olmak insanlara kendilerini iyi hissettiriyor."

Kendime üzülmeyi kesecek kadar çok şaşırdım ve başımı kaldırıp baktım. "Bunu gerçekten mi söylüyorsun?"

"Evet." Gülümsemesi yavaş yavaş, çarpıktı. "Elbette eminim. Hem de daha ilk tanıştığımız andan itibaren."

Nefesimi tuttum, düşüncelerimi kafamın içinde tutmaya çalışıyordum ama parmaklarımın arasından akıp giden su gibi düşüncelerim de dışarı sızı verdi. "Tanıştığımız ilk andan mı yoksa o ilk andan mı bahsediyorsun?"    



*****



"Bir yararı olur mu bilmiyorum ama..." Elini saçlarımın arasından geçirip baş parmağıyla çenemi okşadı. "Sonunda birbirimize karşı dürüst olduğumuz için söylüyorum, sen dünyadaki en değer verdiğim insansın ve o, bütün hayatımdaki en nefes kesici öpüşmeydi." 

Kayboldum. Onun sözlerinde, kollarında, neler olabilirdi sorularında kayboldum. 




*****



"Bazen doğru insanla yanlış zamanda karşılaşıyorsun," dedim yumuşak bir sesle. 

"Evet," dedi. "Sonra her günü zamanı yeniden düzenleyebilmeyi dileyerek geçiriyorsun."

Konuşamadım, yaşlar boğazımı tıkadı. 

"Ona nasıl hissettiğini hiç söyledin mi?"

"Hayır." Yanaklar yaşlarımdan akıyordu. "Bir süre önce bana beni sevdiğini söyledi ve ben ona karşılık vermedim."

"Hayır," dedi, sesi kısık ve çatlaktı. "Vermedin."

"Vermeliydim."

"Çok mu geç?"

Soluğumu toplamak için bir saniye durdum ve dinleyicilerinin bana katlanmasını umdum. 

"Bilmiyorum," diye fısıldadım.

"Bence ona söylemelisin. Belki de hala oradadır, senin söylemeni bekliyordur. Kaybedecek neyin var?"





*****



"Selam Jack. Yine ben."

Sonunda.

"Merhaba" dedim, sanırım bütün ülkenin rahatlayarak iç çektiğini duymuştum.

"Seninle tekrar konuşmak çok güzel. Geri arayacağından emin değilim."

"Seni özledim," dedi. Sesindeki yumuşak, boğuk ton onu duyabilen tek kişi olmayı dilememe sebep oluyordu. 

"Ben seni geçen doku yıl boyunca özledim." Sesim çatladı, şu anda Laurie'ye vermek zorunda olduğum tek gerçeklerdi ve başka kimin dinlediği umurumda bile değildi. 

Aldığı nefesi duydum e ofisin dışındaki asistanım Haley mamasından kalktı, yanaklarından aşağı yaşlar akarken bana gülümsedi. 

"Seni seviyorum, Jack," dedi Laurie. Onun da ağladığını duyabiliyordum.

"Üzgün olma," dedim nazikçe. "Neredeyse on yılı o kahrolası otobüse biniş olmayı dileyerek geçirdim."





 


Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın