15 Mayıs 2021 Cumartesi

0 Lucy Foley - Davetli Listesi



~~~*~~~
Tek bir gecede dört hayat mahvoldu. Bir masumun hayatının karşılığında bir suçlunun hayatı: Gayet adil bir ticaret gibi görünüyor.  
~~~*~~~


 Çıktığından beri ilgimi çeken ve merak ettiğim Davetli Listesi'nin yorumu ile karşınızdayım. Öncelikle şunu söylemek istiyorum ki beklediğim gibi bir kurgu çıkmadı, çünkü ben daha hareketli ve hararetli bir kitap beklemiştim ama bana bunu veremedi ne yazık ki.

Kitabın ödüllü bir kitap olması ve arkasındaki kapak tazısı nedeniyle ilgimi çekmişti. Özellikle Agatha Christie kitaplarına benzettikleri için dikkatimi çekmişti. 

Yazarın kurguyu kaleme alma şekli güzel olmasına güzeldi ama neredeyse yarısı çok durağandı, her bölüm başka bir karakter tarafından anlatılıyordu ve bu da biraz On Küçük Zenci kitabını anımsattı. Sanki başka bir versiyonu gibi hissi uyandırdı okurken. 

Kitap yarısından sonra açıldı, cinayet işlendi, sebepler, sonuçlar, tepkiler o zaman sonra kitap hareketlenmeye başladı. Merak uyandırmaya ve katil kim, neden cinayet işledi ve kim öldü heyecanı oluşmaya başladı. Ama dediğim gibi kitabın yarısından sonra... yarısına kadar sabırla okunması gerekiyor. 


~~~*~~~
"Her şeyi ortaya çıkarmak her zaman daha iyidir - utanç verici görünse bile, insanların bu yüzden seni yargılayacaklarını hissetsen bile."
~~~*~~~

Kitabın konusuna değinmek gerekirse; bir derginin sahibi olan Jules ve bir TV programcısı Will düğünlerini bir adada yapmaya karar verirler. Düğünden bir gün önce davetliler adaya gelmeye başlarlar. Hazırlıklar yemekler derken düğün günü gelip çatar ve düğün güzel bir şekilde ilerlerken ansızın bastıran fırtına elektrik kesintisi sebebiyet verir ve sonrasında bir cinayet işlenir. Kim öldü? Neden öldürüldü? Nasıl öldürüldü? Katil kim? sorularıyla misafirler tedirginliği sürerken bütün kitap bu kurgu üzerine dönüyor. 

Tabi bütün bu olaylar kitabın yarısından sonra tamamen açıklanıyor. Çünkü kitabın başlarında damadı, gelini, nedime ve sağdıçları ve aileleri, arkadaşları tanıyoruz. Her bölüm onlar tarafından anlatılarak onları anlamamızı, sebeplerini ve neler yapabileceklerini okuyoruz. 

Böyle anlatılınca sizce de On Küçük Zenci hissiyatı vermedi mi? Ben okurken çok hissettim bunu... Hatta zaman zaman başlarda acaba yarım mı bıraksam diye düşündüm. Ama sonra kitap açılınca elimden bırakamadım... O kısmı da itiraf etmem gerek. 

Kitabın cinayet işlendiği kısımlardaki bölümler oldukça güzel anlatılmıştı, gerilimi hissediyordunuz. Özellikle öldürülen kişinin kimliğini arama kısmı, karanlıkta adada dolanmaları falan çok güzel anlatılmıştı. 


~~~*~~~
Bazen en küçük akıntı en güçlüsüdür.
~~~*~~~

Ayrıca şunu da söylemek istiyorum ki Hannah'ın kardeşi, Olivia ile olan bağlantı... geçmişleri... bu halde olmalarının sebepleri... oldukça iyi bir kurguydu.

Bu tür kitaplara çok bir detay veremiyoruz çünkü çok ince çizgidir bu tür kitaplarda spoiler... o çizgiyi geçtin mi kitabın büyüsü bozulur ve katilin kimliğini hemen tahmin edebilirsiniz ki kitabın sonunda açıklanan sebepler ve kimlikler sonucunda o şaşırtıcı etkiyi yaşamanız için çok fazla detay vermemek en iyisi. 

Size kitabı tavsiye eder miyim? Sabırlı bir okursanız ve Agatha Christie tarzında kitapları seviyorsanız alın ve okuyun. Seversiniz... ama sabredemem sıkılarsam bırakırım derseniz almayın ve okumayın. Çünkü kitabın neredeyse 150 sayfası oldukça durağan gidiyor... ama son 100 sayfası da nefes kesiyor. 

Benim kitaba puanım 5 üzerinden 4 çünkü başlarda çok sıkıldığımı söylemiştim. 


~~~*~~~
"Bazen," diyorum, " en yakın olduğun insanlara anlatmak daha zordur diye düşünürüm. Sevdiğin insanlara."  
~~~*~~~


Kitabın adı     : Davetli Listesi
Orijinal adı     : The Guest List
Yazarı            : Lucy Foley
Çevirmen        : Filiz Çakır
Yayınevi          : Epsilon
Sayfa sayısı     : 344

Kitabın tanıtım yazısı: 

The New York Tımes Gerilim Kategorisinin Çoksatanlarından Goodreads Okur Ödülü Kazananı

“Agatha Christie klasiklerinin hissiyatını uyandırıyor... Karakterlerin geçmişleri hakkında ortaya öylesine atılmış gibi görünen ayrıntılara çok dikkat edin. Bunların hepsi ipucu.”
– The New York Times

“ Bu Listede Olmak Bazıları İçin Bir Ölüm Kalım Meselesi’

İrlanda kıyılarındaki bir adada, davetliler hayatlarını birleştiren iki kişiyi kutlamak için toplanıyor. Damat: Yakışıklı ve çekici, yükselen bir televizyon yıldızı. Gelin: Akıllı ve hırslı, bir kadın dergisi sahibi. Şaşaalı düğünlerden beklenen ne varsa karşılığını buluyor: Tasarımcı kıyafetleri, ulaşılması zor, görkemli bir düğün yeri, lüks parti hediyeleri, butik viskiler... Elbette cep telefonunuz çekmeyebilir, adaya ulaşmak için boyunuzu aşan dalgalarla mücadele etmek zorunda kalabilirsiniz, ancak her ayrıntısı ustalıkla planlanmış bu düğünde yer almak, birçokları için bir ölüm kalım meselesi... Elbette, mükemmellik sadece planlarda olur ve insan dediğiniz de insandır işte. Şampanya patlayıp eğlence başladığında, kızgınlıklar ve küçük kıskançlıklar, anıların ve iyi dileklerin her bir zerresine sızmaya başlıyor. Sağdıçlar okul günlerinden kalma bir içki oyununa girişiyor. Nedime pek de tesadüf denemeyecek şekilde elbisesini mahvediyor. Gelinin en eski (erkek) dostu rahatsız edici derecede şefkatli bir konuşmayla kadeh kaldırıyor. Ve sonra mutlu çiftin bu önemli gününe ölümün gölgesi düşüyor. Ölen kim? Öldüren kim? Belki daha da önemlisi, sebep ne?

“Bu kitabı çok sevdim. Bir köşeye kıvrılıp okuduğum klasik bir Agatha Christie kitabından aldığım mutluluğun aynısını hissettim. Değişen bakış açıları sizi tahmin etmeye yönlendiriyor ve tahmin
ederken de ters köşeye yatırıyor.”

– Alex Michaelides, The Silent
Patient kitabının The New York Times çoksatan yazarı





Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın