Eğer hazırsanız röportaj sorularıma geçmek istiyorum.
Öncelikle Zeliha Eren kimdir? Okurlarınıza kendinizi anlatmanızı istesem, neler anlatırsınız? Zeliha Eren ne yer ne içer? Neleri okumaktan, izlemekten hoşlanır? Boş zamanlarında neler yapar anlatır mısınız?
Öncelikle merhabalar ve röportaj için çok teşekkürler. BİS serisini severek okumanıza da çok mutlu oldum. Zeliha Eren, Mersin’li ve bundan çok mutlu olan, Bilgisayar Mühendisi olarak çalışan ama boş zamanlarında da hayal kurmaktan hiç vazgeçmeyen bir kadın benim gözümde. Her kadın gibi tatlıyı ve çikolatayı çok sever, sonra o son parça çikolatayı yemeyecektim diye üzülüp pişman olur. Her tür kitabı okumaktan hoşlanırım aslında ama şu sıralar psikoloji kitaplarına daha ağırlık veriyorum. Bunun yanı sıra tabi ki romantik komedi kitapları da her zaman favorilerim arasında. Kore dizilerine bayılırım, aynı zamanda ters köşe yapan filmleri de izlemekten çok keyif alırım. Boş zamanlarımda ise kitap okumaktan, film-dizi izlemekten, spor yapmaktan ve yazmaktan çok keyif alırım.
İlk kitabınızı yazmanızı nasıl yazmaya karar verdiniz? Kurgu nasıl gelişti?
İlk kitabımı aslında romantik komedi ve tarihi romantik kitapları takıntılı bir şekilde okuduğum bir zamanda yazmaya karar verdim. O aralar okuyacak güzel bir kitap bulmakta zorlanıyordum. Sonra dedim ki, neden ben bir tane yazmıyorum. Ardından oturup yazmaya başladım. O noktada yazmaktan ne kadar keyif aldığımı, her ne kadar kurguları oluşturma sürecinde bol bol araştırma yapıp uzunca süre düşünmem gerekse de ortaya çıkanlardan ne kadar mutlu olduğumu fark ettim. Kurgu genel olarak kafamdaki taslağın içini detaylarla doldurmamla gelişti. Genel hatlarıyla bildiğim olayları birbirine bağlayacak sahneleri düşünmek ve tıpkı bir yapboz gibi her bir parçayı bir araya getirmekle ortaya BİS serisi çıktı.
Kitabınızı basmaya karar verdiğiniz de ilk destekçiniz kim oldu? Yakın çevreniz yazar olmanıza nasıl tepki verdi? Bir de aileniz kitaplarınızı okuyor mu? Neler söylüyorlar? Nasıl tepkiler veriyorlar?
İlk destekçim arkadaşlarım oldu. Yakın çevrem genellikle şaşkınlıkla karşıladı çünkü asıl mesleğim mühendislik olduğu ve hayatım boyunca hep sayısal ağırlıklı eğitim aldığım, bu alanda da çalıştığım için bir kitap yazmış olmam çoğu kişiye garip geldi. Tabi ki sonrasında tüm tanıdıklarım benim adıma çok mutlu olup gurur duyduklarını söylediler. Bu da benim için ayrıca bir mutluluk kaynağıydı. Ailemden kız kardeşlerim okudu ve normalde romantik komedi onların tarzı olmamasına rağmen kurguyu beğendiler. Ya da ablalarını üzmek istemedikleri için beğendiklerini söylediler, bilemiyorum :p
Hayalinizde yazar olmak var mıydı? Yoksa anlık gelişen bir durum muydu? Kitaplarınızın böylesine sevileceğini düşünmüş müydünüz?
Çocukluk hayalim değildi belki ama yazmaya başladıktan sonra kitabımın olmasını da hayal etmeye başlamıştım. Ortaokuldayken bile kısa hikayeler, şiirler yazardım ve yazıya, edebiyata karşı hep bir ilgim vardı. Aslında böyle sevileceğini çok düşünmemiştim ama sevilmesine çok mutlu oldum.
Kitaplarınızda hem Türk hem de yabancı karakterleri yer almaktaydı. Bunun bir sebebi var mı? Genel olarak BİS Dünyaca bir örgüt evet ama sadece Türkiye ile sınırlı tutulabilirdi de sizin böyle uluslararası yazmanın sebebi nedir?
Özellikle bir sebebi yoktu hem Türk hem yabancı karakterlerin olmasının. Uluslararası yazmamın nedeni aslında tüm dünyayı ilgilendiren konularda yazmak istemem. Bir de üniversitedeyken değişim programıyla altı aylığına Hollanda’da yaşamıştım. O zaman uluslararası bir çevrede bulunmaktan, kültürler arası farklılıkları gözlemlemekten çok zevk almıştım. Bu noktada bu deneyimden de etkilendiğimi düşünüyorum.
İlk kitabı elinize aldığınızda neler hissettiniz? Çevrenizde, ailenizde okuyanlar nasıl tepki verdiler?
Katıksız bir mutluluk, hiç bitmeyecekmiş gibi hissedilen bir neşe ve hafif bir gurur hissetmiştim. Aylarca emek verdiğini kitabınızın elinizde olması mükemmel bir hissiyattı. Genel olarak güzel tepkiler aldım.
İlk imzanız nasıldı? Neler hissettiniz okurlarınızı karşınızda bulunca?
İlk imzam harikaydı. Hep internet ortamından konuştuğum okurlarımla yüz yüze gelmek, onlara sarılmak (tabi o zamanlar korona yoktu, rahat rahat sarılıyorduk), sohbet etmek, sanki on yıllık arkadaşlarında buluşup hasret gidermek gibiydi. Zaten her zaman söylerim, okurlarım benim için çok değerlidir ve bu kadar kıymet verdiğim insanlarla görüşüp konuşmak da benim için çok özeldi.
Kitaplarınıza okurların tepkileri nasıl oluyor? Karakterlere, olay döngüsüne veya duygulara dair yorumlar, tepkiler, eleştiriler neler oluyor?
Okurlarımın tepkileri genellikle çok tatlı oluyor. Her birisini okuduğumda istemsizce sırıtmaya başlıyorum. Olay döngüsü ve duygular hakkında hep olumlu yorumlar ve tepkiler aldım. Eleştiri genellikle karakterlerimin fazla çocuksu olması ve karakterler arası yakınlaşmaların fazla olması konusunda geldi.
Şimdiye kadar aldığınız en hoşunuza giden yorum ve en sert dediğiniz eleştiriyi hatırlıyor musunuz?
Özellikle şu yorum en hoşuma gidendi ya da şu eleştiri en sertiydi diyebileceğim şekilde hatırlamıyorum. Ama genel olarak olumlu yorumlar alıyorum. Sert eleştiriler de alıyorum elbette ama ben eleştiride üsluba önem vermeyi kitabım çıktıktan sonra öğrendim. Bu yüzden eğer bir eleştiri saygısızca yazılmışsa hiç okumamış gibi davranıyorum. Samimi eleştirileri ise dikkatle düşünüp düzeltebileceğim noktaları düzeltmeye çalışıyorum.
Yayınlanan kitaplarınızı tekrardan okuduğunuz oldu mu? Okuduğunuzda da keşke burayı farklı yazsaydım dediğiniz oldu mu?
Kitaplarımı basılmadan önce üç defa okuduğum için basılı hallerini hiç baştan sona tekrar okumadım. Bazen açıp birkaç bölüm okuyorum, o zamanlarda belki bu noktayı daha iyi anlatabilirdim dediğim oluyor ama zaten her yerde her şeyde illaki geliştirilecek bir nokta, bir yer vardır diye düşünüyorum.
Bir kitabı yazmaya başladığınızda tıkandığınız oluyor mu? Öyle durumlarda ne yapıyorsunuz?
Evet kesinlikle oluyor. Öyle durumlarda çok zorlamayarak biraz ara veriyorum. Sonrasında karakterlerim peşimi bırakmadığından bir noktada yeniden yazmaya başlıyorum. Laf aramızda Azra’nın neden beni yazmıyorsun diye rüyama girmişliği var :)
Nasıl ortamlarda yazmayı seviyorsunuz? Sessiz mi olmalı yoksa gürültülü de olsa ilhamınız geldiğinde size hiçbir şey engel olmaz mı?
Genel olarak klasik müzik dinlerken yazmayı seviyorum. Ama gürültülü ortamlardansa sessizliği her zaman tercih ederim.
Kitaplarınız editör aşamasındayken neler hissediyorsunuz?
Hafif bir kaygı ve endişe, biraz mutluluk, azıcık da heyecan hissediyorum.
Bir yazar olarak severek takip ettiğiniz yerli ya da yabancı yazarlar var mı?
Elbette birçok yerli ve yabancı yazarı severek okuyorum. Şahsi fikrime göre bazı yerli yazarlarımız yabancı yazarlardan çok daha iyi işler ortaya koyuyorlar. Bu sebeple bir kitabı seçerken yerli ya da yabancı yazarın olup olmadığına değil, hoşuma gidip gitmediğine, bana bir noktada dokunup dokunmadığına bakıyorum.
Bir kitabınızın kurgusunu yeniden düzenlemek ve yazmak için bir şansınız olsaydı hangisi olurdu?
Eğer BİS serisinde bir kitabı yeniden düzenlersem hepsini baştan yazmak zorunda kalırdım çünkü olay örgüsü birbirine sıkı sıkıya bağlı. Bu yüzden hiç birisini yeniden kurgulamak istemezdim.
BİS Serisi bitti ve şu anda yazdığınız ya da üzerinde çalıştığınız yeni bir kitap veya seri var mı?
Evet, Yemezler Güzelim kitabındaki Mila’nın abilerinden üçünün hikayesini yazıp bitirdim. Şu an dördüncüsünün üzerine çalışıyorum.
Hazır yeni kitaplardan konu açılmışken diğer kitaplarınız da Müptela’dan çıkacak mı? Eğer çıkarma gibi bir planınız var ise düzenlemeler olacak mı? Eklenecek ya da çıkarılacak sahneler, bölümler olacak mı?
BİS Serisinin diğer kitapları için henüz Müptela Yayınları ile görüşmedim. Ama eğer çıkarmak istersem ve onlar da kabul ederlerse elbette yeniden elden geçireceğim. Genel kurguya dokunmamak kaydıyla birkaç ekleme ya da çıkarma yapabileceğimi düşünüyorum.
Kitaplarınızdaki kadın karakterler özellikle oldukça güçlü karakterler. Bu durumu çok sevdiğimi söylemeliyim. Özellikle Azra karakteri bambaşkaydı. Böyle yazmanızın bir nedeni var mı?
Evet kadın karakterlerimin güçlü olmalarına özellikle özen gösteriyorum çünkü bir kadın olarak hemcinslerimin güçlü olmaları gerektiğine inanıyorum. Kadınlar ne yazık ki bir şeyleri elde etmek, kariyerlerinde yükselmek, bir iş sahibi olmak için erkeklerden daha çok çaba harcamak zorunda kalıyorlar. Bu yüzden eğer bir kadının karakterlerimden ilham alarak kendi ayaklarının üzerinde durmaya karar vermesini sağlarsam benim için bundan daha büyük bir mutluluk olamaz.
Bir de erkek karakterleriniz normalde oldukça sert ajanlar olmalarına rağmen sevdikleri kadınların yanında baya yumoş oluyorlar. Bu şekilde olmalarından asla şikayetçi değilim ama böyle yazmanızın da nedenini merak etmiyor değilim.
Evet sanırım bu benim sevgi anlayışımla alakalı bir durum. Bir önceki soruyla da bağlantılı aslında bu sorunun cevabı. Erkekler fiziksel olarak kadınlardan daha güçlüler. Tabi ki bazı istisnalar var ama genel durum bu şekilde. Bu sebeple, her ne kadar fiziksel güç avantajına sahip olsalar da, erkeklerin kadınlara, özellikle de sevdikleri kadınlara karşı bunu kullanmak yerine onlara en yumuşak oldukları hallerini göstermeleri hoşuma gidiyor. Çünkü gerçek sevgi, değil sevdiğine zarar vermek, onu incitmekten korkmaktır benim düşünceme göre. Ayrıca sevdiğinin yanında tüm kalkanlarını indirip, en yumuşak belki de en savunmasız halini gösterdiğinde gerçek aşka yaklaşılacağına inanıyorum.
Bir kitabınızın karakteriyle tanışma şansınız olsaydı, bu karakter gerçek olsaydı hangisi olmasını isterdiniz? Bir de kitaplarınızdan bir karakterin yerine geçmeniz gerekse bu hangisi olurdu?
Azra’yla tanışmak, Masal’ın yerine geçmek isterdim.
Yukarıdaki soruya eş bir soru daha gelsin. En sevdiğiniz karakteriniz? En sevdiğiniz çiftiniz ve yazmaktan en hoşlandığınız kitabınız hangisiydi?
Hımm bu biraz zor bir soru oldu. Hepsi benim evlatlarım ama illa seçmem gerekiyorsa en sevdiğim karakterim sanırım Azra oldu. En sevdiğim çift Alex ve Julie idi. Yazmaktan en çok hoşlandığım kitap ise Kuzey Masalı’ydı.
Yemezler Güzelim kitabında Mila’nın ağabeylerine de değindiniz. Hatta bolca yazmıştınız. Özellikle Yekta’yı çok merak ediyorum. Onlara da kitap gelecek mi?
Kesinlikle! Bir sonraki seri Mila’nın abilerinin hikayelerinden oluşacak ;)
Visal’in kurgusu diğerlerinin yanında çok daha profesyonel ve oldukça güçlü olduğunu düşündüm. O Royal Flush detayları süperdi. Bu kurgu nasıl gelişti?
Evet Visal’in biraz öyle olması gerekiyordu çünkü diğer üç kitapla çelişmemesi ve aynı zamanda diğer üç kitaptaki olayları açıklaması gerekiyordu. Sanırım bu yüzden onu yazmak biraz daha uzun sürdü. Bu kurgu üzerine çok düşünüp çok araştırma yaptım. Her bir ülkenin fiziksel koşullarını, sahnelerde anlattığım mekanların betimlemelerini, royal flush özelliklerini dikkatlice araştırmam gerekti. Yani kısacası benim için bolca emek harcanan ama nihayetinde istediğim gibi kurgulamayı başardığım bir kitap oldu Visal.
Visal’in sonunda bütün hepsinin çocuklarını okuduk. Asla şikayetçi değilim çünkü o detaylar resmen sırıtmama neden oldu. Bu nereden geldi aklınıza nasıl gelişti bu detaylar?
O kısım hep aklımda vardı aslında sanırım Mekanik Aşk’ı yazarken düşünmeye başladım son kitabın son bölümünde bu çocukları yazmalıyım diye. Yani uzun zamandır yazmak istediğim bir parçaydı ve detaylar da Visal’i yazdıkça şekillendi. O kısmı ben de çok severek yazdım ve sizin de severek okumanıza çok mutlu oldum.
Bu kadar sorunun ardından kısa, eğlenceli sorularıma geçiyorum :)
# Çay mı kahve mi?
Kahve!
# En sevdiğiniz kitabınız?
Visal
En sevdiğiniz karakteriniz?
Azra
# En sevdiğiniz mevsim?
Yaz
# En sevdiğiniz kapak tasarımı?
Kuzey Masalı
# İlk okuduğunuz seri?
Harry Potter
# Ciltli kitap mı karton kapak mı?
İkisi de
# Dizi izlemek mi film izlemek mi?
Film izlemek
# Tiyatro mu sinema mı?
Sinema
# Kitap arasına ayraç mı yoksa rastgele bir şey mi?
Mümkünse ayraç, değilse her şey olur yeter ki sayfa ucu kıvrılmasın.
# Şu an okuduğunuz kitap?
Irvin Yalom, Divan
# En son okuduğunuz kitap?
Alice Miller, Suskunluk Duvarını Yıkın
# En son izlediğiniz film / dizi?
Şu an izlediğim devam eden Kore Dizisi, Doom at Your Service
# En sevdiğiniz çizgi film?
Ay Savaşçısı
# En sevdiğiniz film?
Before Sunrise
# En sevdiğiniz dizi?
Friends
# En sevdiğiniz masal karakteri?
Masal karakterleriyle pek aram yoktur :)
# En çok gitmeyi istediğiniz üç yer?
İskoçya, Kore ve Japonya
# En çok sevdiğiniz müzik türü?
Rock müzik
# En sevdiğiniz hayvan?
Kedi
Son olarak da yeni yazar adaylarına vereceğiniz tavsiye ne olurdu?
Yazmayı, okumayı ve hayal etmeyi asla bırakmasınlar!
Bana vakit ayırdığınız için çok teşekkür ederim. :)
Bu güzel röportaj için ben çok teşekkür ederim <3
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder
Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın