15 Aralık 2021 Çarşamba

0 Film Yorumu // Wish Upon

Paylaşıp paylaşmama arasında çok gidip geldim, ne de olsa kitap blogu çok fazla bu tür yazılarla doldurmak da istemiyorum ama genelde pek böyle filmler izlemem, o yüzden paylaşayım dedim. Bir de başka bir blog açıp da zamanı bölmek de istemedim. O yüzden arada sırada izlediğim filmleri şöyle bir paylaşacağım sizlerle... 

Bu film aslında çok eski, fragmanlarını hep görüyordum izleyip izlememe arasında çok gidip geldim sonra dedim hadi annemle oturayım izleyeyim, pazar keyfi yapalım. Evet pazar günü izledim bir de :) 

Genelini sevdim... aslında baya düşük puanlar almış ama o kadar kötü değildi.  Özellikle ana fikri çok iyiydi bu yüzden öylesine bir puanı hak etmiyordu ama tabi beklenti fragmanlardan daha farklı oluyor bu konuyu da inkar edemem. 

Türü                : Gizem - Gerilim 
Süresi              : 1 saat 30 dakika
Yaş Sınırı        : +13
Yapım tarihi   : 2017
Oyuncular      : Joey King, Ryan Phillippe, Ki Hong Lee...  
Puanım           : 7 / 10

Öncelikle şunu söylemek istiyorum. Her ne kadar +13 dese de bence en az +16 olması gerek yaş sınırı çünkü ister istemez çocukları etkileyip korkutabilir. O yaşların bir de zihinleri ve hayal güçleri daha hareketli olduğundan daha etkileyici olabilir. Bundan dolayı en az 16 olmalı yaşınız izlemek için. Ki zaten liseli gençleri konu aldığı düşünülürse daha mantıklı olur öyle izlemek. 

Filmin konusundan bahsetmek gerekirse; henüz 17 yaşında olan ve küçük yaşlarda annesi intihar eden Clare, bunun travmasını atlamamıştır. Bir de babasının eskicilik işi yapması ve çöplerde işe yarar eski şeyleri toplaması da onun lise hayatını ve popüler olma hayallerini suya düşürmektedir. Bunun verdiği duygularla okuluna devam ederken bir gün babasının çöpte bulduğu müzik kutusunu odasında görür. Bu müzik kutusu lanetli bir müzik kutusudur ve 7 dileğini gerçekleştirmektedir. Clare farkında olmadan okulda yaşadığı sinir travmasından sonra inanmayarak kutuyu eline alır ve bir dilek diler. O dileğinin gerçekleştiğini fark ettiğinde emin olmak adına bir tane daha diler... bunun üzerine kutunun üzerindeki eski Çince olan yazıları da araştırırken dileklerini dilemeye devam etmektedir. Ancak bir sorun vardır... bu müzik kutusu lanetlenmiştir ve her bir dileğin için senin çevrenden birini kurban olarak almaktadır. Ancak daha da kötüsü 7. dileğinden sonraki kurban ise sen olmak zorundasındır. 

Clare, işin başlarda ciddiyetini anlamadan dileklerini dilemeye devam ederken son dileklerine doğru artık çok yakın çevren kurban gitmeye başladığında durumu fark eder ve müzik kutusundaki lanetli şeytanı yenebileceğini düşünerek son bir dileğini daha diler ama hesaba katmadığı şey ise... son dileğin ve kurban sensin... Clare'in bu savaşını izliyoruz. 

Öncelikle filmin verdiği mesaj çok iyiydi. Bütün istediğin her şey çok kolay bir şekilde senin olabilir, ama karşılında neleri feda etmeye hazırsın? Hiçbir şeyi emek, vakit ve yeri geldiğinde fedakarlık yapmadan elde edemezsin ama bunun için ne kadar ileri gidebilirsin... 

Tam da gençlerin hep daha fazlasını daha başkasını istedikleri dönemde böylesine bir kurgu çok ders verici olmuştu. 

Özellikle sonu... bu filmi izlerken sonuna çok fazla senaryo yazabilirdim, ki bence bu filmi diğerlerinden de ayıran özelliği de sonuydu. Çünkü ne yaparsan yap hayat bir döngü ve devam ediyor... 

Söylemezsem içimde kalır, frgamanlardan ben daha başka beklentilere girmiştim, şeytani varlıklar olacak, insanlar onlarla savaşacak tarzında ama öyle bir durum yoktu... evet lanetli bir güç vardı ama yaşanan bütün olaylar öyle kurgulanmıştı ki kazaymış gibi görünüyordu ve hiçbir şekilde ürkütücü varlık görülmüyordu. 

Eksikleri var mı elbette var... ama bence çok da kötü değildi özellikle kurgunun ana fikri göz önüne alındığında güzeldi. 

Aşırı beklenti olmadan izlendiğinde seversiniz diye düşünüyorum. Fragmanı aşağıya bıraktım. :) 





 

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın