~~~*~~~
Bence sen tanıştığım en etkileyici adamsın.
Bence eğer kalbim kırılabilecek kapasitede olsaydı senin onu kıracak gücün olurdu.
~~~*~~~
Veee muhteşem Tucker'ın da hikayesi tamamlandı... Serinin 3. kitabındaki vurgun haberden sonra Tucker'ın ve Sabrina'nın ilişkisini, hikayesini fazlasıyla merak etmiştim ve şimdi merakım tatmin oldu ve yüzümde gülümsemeyle kapattım kitap.
Mutlu son garanti.. hem de bütün oyuncuları için :) sevdim seni... tam da seriye yakışan sonla bitirdik kitabı da seriyi de.
Elle Kennedy'nin yormayan ve sıkmayan kurgularını seviyorum. Kitap su gibi akıp, aşkı arkadaşlığı çok güzel bize sunarken aynı zamanda popüler olan adamların aslında görünüşünden ne kadar farklı olduğunu da gösteriyor. Sanırım sporcu erkeklerin seksiliği gözden kaçırılmayacak şeyler, özellikle de hokeyciler :)
Biz kitabın heyecan verici detayını biliyorduk Tucker'ın baba olacağını ve çocuğunun annesinin de Sabrina olduğunu... Hani Dean'in sürtük dediği belalısı... ondan nefret eden kız... sınıfın en çalışkanı ve ortalığı sallayan Sabrina.
~~~*~~~
"Bir yola adım attığında paranın değeri yok. Cüzdanının ne kadar ince ya da kalın olduğu önemli değil. Hepimiz acı çekeriz. Hepimiz severiz. Hepimiz aynıyız. Geçmişin, kiminle yaşadığın, nereden geldiğin önemli olmamalı. Kendi geleceğini yaratıyorsun, ben de yolun seni nereye götürdüğünü görmek istiyorum."
~~~*~~~
İşte kişiler belliydi, olay belliydi peki ya bu sona nasıl ulaşılmıştı. Sabrina ve Tucker'ın yolları nasıl kesişmiş ve nasıl böyle bir sonuç olmasına izin vermişlerdi bunları okuyoruz. Tanışmaları beklediğim gibi değildi nedense hep Dean ile ilgili bir durumdayken tanışacaklar falan diye bekliyordum ama yanıldım. Bir de Sabrina'nın özel hayatındaki durumu da şaşırtıcıydı. Çünkü beklemediğim bir şeydi.
Ama şunu söylemeliyim ki Sabrina hedefleri konusunda cidden hayran duyduğum biri oldu çünkü pes etmedi ve her şeye rağmen hayallerinin peşinden gitti. Bu yolda ona eşlik eden kişileri de geri bırakmadı.
Tucker'ın ise o sessiz sakin görünüşünün altındaki karakteri ise... adamsın sen dedirtti. Tam bir aile babası ve sevdiği insanlar için her şeyi göze alabilen biri... özellikle de aşık olduğu kadın için... onun hayalleri ve kararları ve istekleri konusunda... Tucker kalp ben diyebilirim yani.
Briar'ın ölüm haberini ilk olarak Dean ile öğrenmiştik ve o zaman fazlasıyla etkileyiciydi bir de Sabrina'nın arkadaşı olarak onu okumak ve onunla yaşamak da yine çarpıcıydı.
~~~*~~~
Haftalardır kaçaktım ve hala bana yörüngesindeki tek kızmışım gibi bakmanın bir yolunu buluyordu.
~~~*~~~
Sabrina'nın aile ilişkisi ne kadar kötüyse Tucker'ın annesiyle ilişkisi de o kadar iyiydi ve açıkçası bir şey söyleyeyim mi? Tucker'ın annesinin tavırları bana biraz Türk kaynanalarını anımsattı. :) İlk zamanlarda Sabrina'ya karşı tavırları falan oğlunu paylaşamayan kaynana moduydu sanki. :)
Küçük Jamie'nin dokunuşları... bütün karakterlere olan dokunuşu çok güzeldi. Cidden bebeklerin birer küçük mucize olduğunu bir kez daha gördük.
Kitap içeriğine girmeden yorum yapmaya çalışıyorum ve biraz daha konuşursam kitabı tamamen anlatacağım o yüzden kısa kesiyorum. Ben kitabı beğendim. Zaten bu seriyi çok severek takip ediyordum. Size de romans severlere de tavsiye ederim.
~~~*~~~
Sen benim için tek kadınsın.
Güneşim senin gülümsemenle doğup batıyor.
Kalbim atıyor çünkü seninki de atıyor.
~~~*~~~
Orijinal adı : The Goal
Yazarı : Elle Kennedy
Çevirmen : Tuba Özkat
Seri bilgisi : Off - Campus #4
Yayınevi : Yabancı Yayınları
Sayfa sayısı : 384Sabrina hedeflerine ulaşmakta iyiydi…
Üniversitenin son senesinde olan Sabrina James tüm geleceğini planlamıştı: Mezun olacak, hukuk okulunun canına okuyacak ve amansız bir hukuk firmasında yüksek maaşlı bir işe girecekti. Şüphesiz ki, ilk görüşte aşka inanan yakışıklı hokey oyuncusu, onun utanç duyduğu geçmişinden kaçış planlarının bir parçası değildi. Sabrina’nın John Tucker’a tek verebileceği ateşli bir geceydi, fakat bazen tüm hayatının değişmesi için bir gece yeterliydi.
Fakat oyun daha da karmaşık hale gelecekti…
Tucker yıldız oyuncu olmak kadar takımın bir parçası olmanın da öneminin farkındaydı. Buzun üzerinde spot ışıklarından uzak durmakta sorun görmüyordu fakat yirmi iki yaşında baba olması gerektiğinde kenarda durup izlemekle yetinmeye hiç niyeti yoktu. Yakında çocuğunun annesi olacak kadının güzelliği, zekâsı ve onun bütün enerjisini istiyor olması sorun değildi. Sorun olan şey, Sabrina’nın kalbini açmıyor olmasıydı ve bu sıkı kumralı yardım kabul etmeyecek kadar inatçıydı. Eğer Tucker rüyalarının kadınıyla bir gelecek istiyorsa, Sabrina’yı bazı hedeflere asla tek başına ulaşılamayacağına ikna etmesi gerekiyordu.
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder
Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın