(BRANDON)
‘Mahkemede görüşürüz’sözleriyle gözlerimi açtım. Yine aynı şey… derin derin nefesler aldım. Bir gecede kaç defa aynı şekilde uyanabilirdi bir insan… Ben uyanıyordum, kaçıncı kezdi bilmiyorum.
Ashley gittiğinden beri sözleri kulaklarımda yankılanıyordu. Nasıl olmuştu da böyle bir hataya düşebilmiştim. Lanet olsun niye hiçbir şeyi hatırlamıyordum o geceye dair.
Yatakta yan döndüm ve Ashley’in yastığını alıp kollarımla sardım. Yastığına sinen kokuyu içime çektim.
‘Benim hissettirdiklerimi mi hissettirdi? Yoksa çok daha iyi miydi?’ Sesi tekrardan beynimde yankılanmaya başladı. Her sözü kalbime bıçak gibi saplanıyordu. ‘
Bu kadar mı bir kadına ihtiyacın vardı? Bu kadar mıydı bana olan sadakatin. Beni hiç mi sevmedin de bana dokunamadığında başka kadınlara gittin.’ Hayır demek istemiştim o an… Sadece sen bana bunları hissettirebilirsin demek, neden böyle bir şey yaptım bilmiyorum demek istemiştim.
Tanrım! Tek istediğim o geceyi hatırlamaktı. Uğruna her şeyi verebilirdim, sadece o gece bunu gerçekten yapıp yapmadığımı hatırlamak istiyordum… Bu belirsizlik beni öldürüyordu ve sadece beni değil benimle birlikte hayattaki tek değer verdiğim kadının da canını yakıyordu. Ashley... Gözünden akan her yaş ölümü istememe neden olmuştu. Belki hala akıyordu o yaşları. Hayatımda ilk kez sana yalvarıyorum Tanrı’m. Lütfen Ashley’in canını acıtmasın…