11 Eylül 2024 Çarşamba

0 Gülben Sakar - Doksan Artı Dört - 1 (Doksan Artı Dört #1)



~~~*~~~
"Bir gözyaşın uğruna her şeyi yapacak o adam karşına çıktığında, kendini harap etmeyeceksin çünkü buna izin vermeyecek. Seven insan incitmeden sever."
~~~*~~~ 

 

Ben de Fanatik Galatasaraylı Merdan Efe Yüceer ile tanışmış bulunuyorum ama şunun da altını çizmek istiyorum ki bu okur Fanatik Fenerbahçeli 😎 Sevgili Merdan Efe her ne kadar duymuyorum desende de şu yorumu yazarken arka planda bir Fenerbahçe şarkısı çalıyor 😎

2 kitaplık bir serinin ilk kitabıydı ve iki kitapta İzgi ile Merdan Efe'nin hikayesi bu yüzden sıralı okunmalı. Smut sahneleri olmadığından dolayı her yaş okurun severek okuyabileceği bir kitap olduğunu da söyleyebilirim. 

Bunların yanı sıra kitap spor romans dediğimiz türde diyebilirim. Çünkü Merdan Efe'nin fanatik olması ve her maça giden modda olması sebebiyle fazlasıyla futbolla ilgili detaylar var. Bu konuda yazarı tebrik etmek istiyorum, okuduğum kitapları göz önüne aldığımda hiç spor romans yazan Türk yazara denk gelmedim ve Gülben Sakar'ı tebrik ederim böyle bir detayı kaleme aldığı için. Bunun yanı sıra kadınların da futbolla fazlasıyla ilgili olabileceğini de gösterdi. Sayın erkekler bir köşede ağlayabilirsiniz. 😉

Her ne kadar Merdan Efe'nin Galatasaraylı olması ve çoğunlukla onunla ilgili detaylar olsa da bir futbol kurgusu okumak çok güzeldi. Galatasaray detayını es geçerek söylüyorum ki yorumun başında Fenerbahçeli olduğumu söylemiş olsam da futbol kurgusu olması konusunda şunu söyleyebilirim ki sevdim bunu. Spor romans sevdiğimi takip edenler bilir ama genelde futbol pek yazılmıyor ve bunu okumak çok güzel bir değişiklik oldu. Üstelik genelde sporcuları anlatırken kurgular bir taraftarın kurgusu da olması ayrı bir hoşuma gitti. Bunları dediğime göre yorumumda detaylara geçeceğim ama öncesinde de kısa bir kitap konusundan bahsedeyim. 


~~~*~~~
Bazı aşklar yarım kalabilirdi, bazılarının ise hiç yaşanmaması en hayırlısı olabiliyordu.
Hayat neyin ne olduğunu bize gösterecekti, yalnızca zaman gerekliydi.
~~~*~~~ 


Merdan Efe, tam fanatik, her maçına (kendi sahasında ya da deplasmanda fark etmeksizin) giden, yenildiğine mutsuz, öfkeli ve agresif olan bir Galatasaray taraftarıdır. Bir gün Ankara'daki maçından sonra kavgaya karışan Merdan Efe, karakola alınır. Bunun üzerine olaya dahil olan ağabeyi Medih kendi avukatı İzgi'yi de işin içine sokarak kardeşini karakoldan çıkarması için Ankara'ya çağırır. Bunun üzerine Ankara'ya giden İzgi, herkesin bahsettiği ve daha da önemlisi gece hayatı, çapkınlığı ve fanatikliğiyle gündeme gelen Merdan Efe'yle ilk kez karakolda tanışır. Merdan Efe'de ağabeyinin avukatını ilk kez görüp de tanıyınca hayatının dönüm noktası haline gelir. Çünkü Merdan Efe, İzgi'ye tutulmuştur. Genç kadın, fazlasıyla ilgisini çekmiş, hoşlanmış ve hatta aşık olma yolunda ilk filizleri de yüreğinde atılmıştır. İzgi ise her ne kadar Merdan Efe'yi yakışıklı bulup etkileyici olduğunu düşünse de iş hayatının ve kendi özel hayatının yetişme tarzından dolayı da etik olmayacağı için genç adamdan uzak durmayı tercih eder.  Merdan Efe ise bu durumdan asla pes edecek gibi değildir. Çünkü İzgi'nin kalbini çalmak için bir adım atmış ve savaşı başlatmıştır. İlk kez gerçekten bir kadından hoşlanan Merdan Efe, İzgi'nin ilgisini çekebilmek için çaba harcarken ve hatta kendi ağabeyi ile İzgi'nin en yakın arkadaşı Sevcan bile ona yardım ederken işler hiç de kolay olmayacaktır çünkü İzgi'nin geçmişine dayalı güven problemleri ve Merdan Efe'nin ailesine ait bir şirkette çalışmasından kaynaklı olarak uzak durmayı hedeflemektedir. Ama Merdan Efe, hiç de kolay pes edecek gibi görünmemektedir. Özellikle de aşık olduğu kadının da kendisinden aslında etkilendiğinin farkında olduğu için... İzgi ise, her ne kadar duygularıyla çelişkiler yaşa da Merdan Efe adım adım genç kadının kalbinde tahtını kurmaktadır. Merdan Efe'nin hem magazin sayfalarında tanıtılandan daha farklı bir kişi olduğunu hem de güvenilecek bir insan olduğunu İzgi'ye kanıtlaması gerekmektedir. Bir de genç kadının kalbini çalması... 

Öncelikle şunu söylemeliyim ki instagramdaki yorumlarda İzgi'nin "etik" kelimesini çok sık kullanmasına dair eleştirilere denk gelmiştim. Evet çok sık kullanıyor bunu inkar edemeyiz, okumayı planlayanlarda bu konuda kendini hazırlasın ama... bu da kurgunun bir parçasıymış ya. Ben sadece tekrarlanan bir kelimeden ibaret olduğunu düşünmüştüm ama değilmiş. Çünkü İzgi ve arkadaşlarının hatta Merdan Efe'nin bile espri konusu haline geliyor bu durum o yüzden her ne kadar başta gözüme batmış olsa da kurgunun parçası olmasından dolayı da normal karşıladım. 


~~~*~~~
Gözlerimi yavaşça yumup açarken çenesini saçlarıma yasladı. "Benim iklimimim incitmez seni."
~~~*~~~ 


İzgi'nin tavırları, duruşu, karakteri çok güzeldi. Güçlü, ayakları üzerinde duran ve kariyer sahibi kadınları severim. 😎 İzgi'de tam olarak öyle bir karakterdi ve bir de kendisi İstanbul Üniversitesi mezunu... benim üniversitem orası nasıl sevmem İzgi'yi 😎

İş arkadaşları ya da iş verenleri arasındaki resmiyeti koruma çabasını da çok takdir ettim ki ben hala onu yapıyorum bu yüzden onu da çok iyi anlıyordum. Geçmiş korkuları ve onun etkileri güzel anlatılmıştı. Güven bir kere kırılınca işte böyle tedirgin ediyor insanları bunu yazar güzel kaleme almıştı. Bunun yanı sıra da İzgi'nin kendine olan güveni de güzeldi. Hatta kadına şiddetle ilgili ve aldatılmayla ilgili düşüncelerini çok takdir ettim. 

Bunların yanında da Merdan Efe'ye geçmişin beni ilgilendirmez niye kıskanayım tavrı da... yürü be kızım dedim çünkü aynı şekilde düşünüyorum 😎

Merdan Efe ise... adamım ya Galatasaraylı olmanın haricinde kusursuzsun. Neden mi çünkü sen kitabın en güzel detayıydın. Karakterin, duruşun, kendini bilmen, sevdiklerinle ilişkin çok güzeldi. Abi kimliğin müthiş bunun yanında abinle olan iletişiminde öyle. Bir de arkadaş kimliğin... senin gibi bir arkadaşa hayır demezdim şahsen. Bütün bunların yanında da aşık halin... sevgili kimliğin... bir erkek nasıl da güzel sever bir kere daha gösterdin bize. İzgi'yi çok güzel sevdin be... 😍

Merdan Efe'nin takımıyla alakalı konuşmaları, sohbetleri, maç detayları çok güzel anlatılmıştı. Hatta öyle ki en yakın arkadaşı Gökdeniz ile olan diyalogları müthişti. Çok eğlendim Gökdeniz detayına. Gerçi onun için çok üzüldüm de... 

Merdan Efe'nin, İzgi'nin Fenerli oluşuna tepkisi beni kitapta en çok eğlendiren detaylardı. İzgi'nin istemsizce Merdan Efe'ye zaman geçirme halleri, geçirdikleri zamanları sevgi dolu halleri çok güzeldi. 

Merdan Efe'yle İzgi'nin resimleri magazine ilk düştüğünde İzgi'nin tepkisinin çok fazla olduğunu tek düşünen ben değilimdir herhalde. Adam halledeceğim dediği halde resmen kırdı, parçaladı bıraktı. Gerçi Merdan Efe'de geri kalmadı ama yine de ağırdı sözleri. İtiraf edeyim benim de aynı tepkiyi verme ihtimalim çok yüksek 🙈


~~~*~~~
"Aşk çok farklı ama çok da güzel bir şey," dedim elimi elinin üzerine koyarken. "Aynı zamanda aşk herkesin harcı değildir."
~~~*~~~ 



Bu arada Gökdeniz'e çok üzüldüm, karşılıksız aşkı var ve kalbim kırıldı senin için. 

Sevcan'ın arkadaşlığını çok sevdim tıpkı Gökdeniz gibi beni çok eğlendirdi ve onun İzgi'nin kendi içinde inkar ettiği her şeyi dile getirir hallerine çok güldüm çünkü öyle dile getiriyordu ki bana kendi arkadaşlarımı anımsattı. Çoğu zaman aynı biz ya dediğim çok oldu. 😅

Kitap sadece İzgi tarafından anlatılıyordu, o kadar alışmışım gibi karakterlerin değişen bakışlarından okumaya burada kitabı İzgi tarafından okumak ve Merdan Efe'ye hiç geçiş yapmaması hoşuma gitti. 

Kitap klasik bir spor romanstı. Hatta dibine kadar aşk romanıydı da... sadece bolda futbol detaylı. Ama bunların yanında kitapta bir olay yoktu. İkinci kitapta nasıl olur bilemiyorum ama tarafsız yorum yapmak gerekirse ve her ne kadar çok sevmiş olsam da kitap tek düze ilerliyordu, tek aksiyonu Galatasaray maçları ve sonrasında Merdan Efe'nin ruhsal değişimleriydi. Bir de kitabın sonunda Merdan Efe bir kaza geçiriyor... kitabın olaysal hareketi bunlardı. Gerçi kitabın sonuna doğru İzgi'nin geçmişi boy göstermeye başlıyor muhtemelen ikinci kitaba bu durum azıcık hareket katabilir. Bunun haricinde kitapta öyle hareket yoktu açıkçası. 

Genel olarak kitabı çok sevdim, evet eksik olduğunu düşündüğüm kısmı yazdım ama onun haricinde keyifle ve hatta eğlenerek okunabilecek bir kitaptı. Çok keyif aldım. Umarım bir Merdan Efe ile İzgi'nin Fenerbahçe-Galatasaray derbisi maçını izleriz. Eğlenceli olur. 

Kitaba dair puanım 5 üzerinden 4 veriyorum. 🌟🌟🌟🌟


~~~*~~~
Geceye kötü başlamış olsam da bir çift kahverengi göz sayesinde o gecede ışıklar yeniden yanmış, kötü tamamen iyiye bulanmıştı.
Şu an için tek dileğim, o gözlere bir gün pişmanlıkla bakmamaktı.
~~~*~~~ 


Doksan Artı Dört Serisi

  • Doksan Artı Dört - 1
  • Doksan Artı Dört - 2


Kitabın adı    : Doksan Artı Dört-1
Yazarı           Gülben Sakar
Seri Bilgisi      : Doksan Artı Dört #1
Yayınevi         : Pukka Yayınları
Sayfa sayısı    : 448

Kitabın tanıtım yazısı: 

Yüceerler ile çalışan başarılı Avukat İzgi Gökyel, bir Galatasaray maçında yaşanan mağlubiyet sonucu karakola düşen müvekkilini kurtarmak için Ankara’ya gider ve müvekkilinin fanatik Galatasaraylı erkek kardeşi ile tanışır.

Galatasaray fanatiği genç işadamı Merdan Efe Yüceer, yaşadığı öfke problemleri ve derin fanatikliği nedeniyle maç sonralarında kavgalara karışır. Ankara’daki maç sonunda gerçekleşen bir kavga nedeniyle bu kez abisiyle birlikte karakola düşer. Abisinin avukatı olan İzgi’yi de ilk kez orada görür.

Aşktan olabildiğince kaçıp, güven problemi yüzünden kalbinin kilidini yıllarca en derin kuytulara iten İzgi ve hayatında o zamana dek aşka dair hiçbir kırıntı bulunmamış, tamamen futbola odaklanmış Merdan Efe bu tanışmalarının aslında hayatlarının dönüm noktası olacağından habersizlerdir.

Maç doksan dakika, top yuvarlaktı.

Belki maçın skoru uzatmalarda değişecekti, belki de onlar için asıl galibiyet beraberlikte gelecekti.





Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın