14 Eylül 2024 Cumartesi

0 ALINTILAR // Gülben Sakar - Doksan Artı Dört - 2 (Doksan Artı Dört #2)



Kitabın yorumu için tıklayınız!






"Ne dedi sana?"

Sıkıntılı bir soluk bıraktım. "Merdan Efe..."

"İzgi... Ne dedi sana?" Ellerimi daha sıkı kavradı. "Anlat bana. Hadi güzelim."

Sertçe yutkundum. "Saçmaladı işte. S-senin de onun gibi... beni aldatıp bırakacağını... benim katlanılmayacak hareketlerime, özgürce yaşayamayacağıma dayanamayacağını ve aynı şeyleri bana yaşatacağını..." Gözlerimi kapatarak başımı eğdim. "İste bana dayanamazmışsın. Aynı şeyleri yaşarmışım. Kimse beni olduğum gibi sevmezmiş. Bunlar gibi şeyler söyledi."

Bir süre sesini çıkarmadı. Yalnızca soluklarımız duyulurken en sonunda dudaklarını araladı. "Yaparım değil mi, İzgi?"

Duyduğum şeyler gözlerim hızla açılırken başımı kaldırarak hayretle gözlerinin içine baktım. "Merdan Efe?"

"Sana tek bir şey soracağım." Altdudağını dişlerinin arasına alırken başını geriye atarak bir süre öylece kaldı. Konuşmak her zamankinden daha zor gibi davranıyordu. Ya da bir şeyleri yeni fark etmiş gibi... Ne oluyordu? Gözlerimizi tekrardan birleştirirken kızardıklarını görmemle kalbime acılı bir sancının saplandığını hissettim. "İzgi, bana güveniyor musun?"

"Merdan Efe-"

"Tek bir cevap, İzgi... Güveniyorum ya da güvenmiyorum. Bana tek bir cevap ver."

*****

"Ben, Selçuk değilim! Beni, içinde bile olsa onunla karşılaştırıp duramazsın. Sen bana bunu yapamazsın, sen bize bunu yapamazsın, İzgi. Senin değişmeni mi istedim? Ben seni olduğun gibi sevdim, İzgi. Benim için etik olayın bile sorun değildi ki. Bunu sana aştırdıysam yalnızca senin içindi. Yalnızca sen artık özgürce yaşa diyeydi. Senin değişmeni istemiyorum. Senin beğenmeyip zor bulduğun bu halin benim başım gözüm üstüme."

Gözlerinde gördüğüm hayal kırıklığı nefesimi keserken deri derin soluklar alarak sakin kalmaya çalışıyordum. "Ben, böyle bir şey yapmak istemdim."

"Ama yaptın," derken omuzları çökmüş, kızarık gözlerinden akan bir damla yaş ise sol yanağından kaymaya başlamıştı. Ağladığını görmemle ona doğru atılmak istesem de buna izin vermeden elini kaldırdı. "Sen benim canımsın, İzgi. Sen, benim her şeyimsin. Ama biz, sen bana güvenmiyorken her şey güzel diyerek daha fazla devam edemeyiz. Senin önce o korkularını yenmen, bana güvenmen gerekiyor. Aşk da sevgi de ikimizde var ama güveni tek başıma sırtlayamam. Beraber bir yola çıkıyorsak bu, sen de bana güveniyorken olacak."


*****

"Peki başarabilecek misiniz?"

"Başarmak zorundayız," dedim yalnızca.

"Ya birbirinize verdiğiniz bu zaman, sonunuzu kötü bitirirse? Bu ihtimali hiç düşündün mü?"

Sertçe yutkundum. Düşünmedim. Düşünmek istemedim. "Onun iyi olacağı hiçbir sonuca kötü demem ben."

"Ulan! Ben senin bir gün bu kadar aşık olacağını, üzerine de böyle acısını çekeceğini söyleseler g*tümle gülerdi. Şimdi karşıma geçmiş neler diyorsun. İzgi, aslan yengem kalbini tam on ikiden vurmuş helal olsun." 

Dudağım sola doğru kıvrıldı. "Öyle."

"Gerçi benim anlamam lazımdı," dedi Gökdeniz. "Gecenin bir yarısı evime gelip biri var demenden senin böyle aşık bir konuma geleceğini anlamam lazımdı."

"Ona ilk kez bir şeyler hissetmeye başladığımda çıkmaz bir sokağa girdim sanmıştım ama asıl çıkmaz sokak buymuş. Onunla birlikte olmayı tattıktan, nefesini her zaman yanımda hissetmeye alıştıktan sonra ayrı almaya çalışmakmış çıkmaz sokak."


*****

"Sen yokken her şey daha zor gibi gelirdi. Mesafeler işte... Meğer asıl sen bu kadar yakınımdayken senden uzak kalmak zormuş. Karşımda, kalbindeki başka bir adamı anlatışın, onun için benim kıyamadığım gözyaşlarını döküşün, abilerini nasıl görüyorsan beni de öyle görüşün... Herkesi gülümsetmeye çalışan Gökdeniz, artık gülümseyememeye başladı. Ne olursa olsun gülüşlerimi acılarımın üzerine çekerken, aşk acısının üzerini kapatamadım ben. Sen bunları görmedin, sen beni hiç görmedin. Yanlış anlama, seni suçlamıyorum. Hiç suçlamadım, suçlamayacağım da. Kimse kimseyi sevmek zorunda değil. Hiç kimse sırf biri onu seviyor diye o sevgiye karşılık vermek zorunda değil."

Başını eğdi. "Keşke dostun olarak kalabilseydim. Seni üzenlere nefretle dolarken şimdi üzen kişi olmak canımı yakıyor. Beni bir kere olsun görmeyişinden daha çok yakıyor canımı."



 

 

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın