~~~*~~~
"Çoğu insanın iyilik yapmak için bir sebebe ihtiyacı yoktur. Ben de o insanlardan biriyim."
~~~*~~~
Melissa Landers'ın Yabancı Serisi (Alienated) okuduktan sonra yazarın yormayan ve akıcı kurgusunu sevmiştim. Fantastik dünyaları ele alırken bizim Dünyamıza da dokunuşlar yapması ayrı bir hoşuma gitmişti ki bu kitabında da beni yanıltmadı ne beklediysem buldum diyebilirim.
Kadının kurgusu genelde merak uyandırıcı oluyor. Alienated ile kıyaslamak istemem ama zaman zaman ondan daha durgun zaman zaman ise ondan daha soluksuz olduğunu söyleyebilirim. Ama her daim bir nefessiz okuma durumunda oluyorsunuz ve bence bu tür kitapları sevenler okuyabilir. Hatta 7'den 70 kadar bir okuyucu kitlesi bile olabilir. Hani olur da kardeşleriniz falan okumak isterse kesinlikle bir sakınca görmeden okutabilirsiniz bence.
Kitabın kısaca konusuna değinmek gerekise, dış diyara giderek kendine hayat kurmak isteyen Solara son kalkan gemiye birinin kölesi olarak binip yolculuk boyunca onun her istediğini yerine getirmesi karşılığında tek isteği o gemiye binmek için bilet alabilmektir. O sırada okuldan tanıdığı ve onunla her daim uğraşan Doran'la karşılaşmak ise tam anlamıyla kaderin kötü espri anlaşıyındandı. Gemiye binmeleri ve gemiden inmeleri... ya da korsanlarla savaşmalar... birbirlerini tanımaları... Her şey tam bir adrenalin ve heyecanla okunan satırlardı.
Kitap Solara ve Doran'ın kendilerini ait hissedebilecekleri bir yer arama çabasındayken birbirlerini tanıdıkça aslında hiç de bildikleri gibi olmadıklarını keşfetmelerini okumanın yanında tam olarak filizlenen bir aşkı da okuyoruz.
~~~*~~~
"Nereye gitsem, sadece seni görüyorum. Beyniin seçme şansı yok artık çünkü sende çok ender bir şeyler var. Işık saçıyor ve diğer herkesi gölgede bırakıyorsun. "
~~~*~~~
Solara ve Doran'ın Banshee ile olan yolculukları Cassie ve Kane ile ve kaptanlarla olan arkadaşlıklarını okumak güzeldi. Tamamen yabancı insanların birbirine güvenme çabasıydı. Bunun yanında bir de korsanlarla yaşananlar veya sınır dışına çıktıklarında Doran'ı bekleyen sürprizden sonra...
Son 100 sayfa çok büyük bir merakla okudum diyebilirim. Çoğu sır ortaya çıktı ve bir anda mecara doruk noktasına çıktı sanki. O bakımdan beğendim.
Kitapta en sevdiğim ve en meraklandığım karakter -okuyanlar benim gibi düşünmeye bilir- kesinlikle Cassia oldu. 2. kitap onun hikayesi olacak ve ben onu büyük bir merakla bekliyor olacağım.
~~~*~~~
Geleceğin onlara ne getireceğini hiç bilmiyordu, sadece yıldızlar kadar sonsuz olasılıkları görebiliyordu.
Ve bu kadarı gerçekten yeterliydi.
~~~*~~~
Neyse ben sevdim ve sizlere tavsiye ederim. Bir gecede bitebilecek ve sizi sonuyla memnun edecek bir kitap.
Starflight Serisi:
Kitabın adı : Yıldız Gemisi
Orijinal adı : Starflight
Yazarı : Melissa Landers
Çevirmen : Demet Orhan
Seri bilgisi : Starflight #1
Yayınevi : Go Kitap
Sayfa sayısı : 429YILDIZLARA YOLCULUK ARTIK ÇOK KOLAY. Ama Solara için değil. On sekiz yaşındaki Solara Brooks kimsenin, tırnaklarının arasındaki makine yağını ya da parmaklarındaki mahkûmiyet dövmelerini önemsemeyeceği dış diyara giderek hayatında yeni bir sayfa açmak istemektedir. Ama Dünya dışı seyahat onun gibi kimsesiz bir kız için hiç de ucuz değildir.
Seyahat boyunca vereceği hizmetlere karşılık bir bilet bulmaya çalışan Solara’nın şansına hizmetlerinden faydalanmak isteyen tek kişi ona okul hayatını zehir etmiş olan şımarık, zengin çocuğu Doran Spaulding’dir. Beş aylık yolculuk boyunca bütün ayak işlerini yapması karşılığında bilet ücretini karşılamayı kabul eden Doran ona daha ilk dakikadan itibaren köle muamelesi yapmaya başlar. Ama çok geçmeden işler tersine dönecek ve bu kez Doran kendini Solara’nın hizmetkârı olarak Banshee adındaki tuhaf bir uzay gemisinde, geminin kendisi kadar tuhaf olan mürettebatı ile birlikte yolculuk yaparken bulacaktır.
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder
Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın