~~~*~~~
"Sana baktığımda mutlu oluyorum. Nereden geldiğin ya da kiminle akraba olduğun umurumda değil. Sana sarıldığım o ilk gece, seni bırakmak istemediğimi anladım. Ama sonra benden kaçtın. O yüzden ben de... içimde bir boşluk varmış gibi hissettim."
~~~*~~~
Herkesin okuduğu ama benim okumakta geciktiğim bir serinin yorumlarıyla karşınıza geliyorum. Seriyi peş peşe okuyacağım ve yorumlar sırayla size gelecek.
Üç kitaptan oluşan ve bütün kitapları yayınlanan seri Blood for Blood serisinin ilk kitabı İntikam ile karşınızdayım. Öncelikle seri genç yetişkin türünde bir seri ve tabi ki romans... başkası olamazdı hem kapaktan da anlaşılıyor :)
Yazarın her ne kadar klişe bir kurguyu ele aldığını düşünsem de kitap değişik bir şekilde okunuyor, su gibi akıyor ve sıkmıyordu. Hatta öyle ki diğer kitapları aldığıma da çok memnunum böylelikle peş peşe okuyacağım da. Aslında çerezlik bir kitap ve kurgusu ekstra bir kafa patlatmaya gerek olmadığında dolayı da yormuyordu da bu yüzden canınız sıkkın ya da okuyamama gibi bir durumdaysanız deneyebilirsiniz bu kitabı.
~~~*~~~
"Bazı anılar, hatırlandıklarında seni incitirler."
~~~*~~~
Kitabın kısaca konusuna değinmek gerekirse; Sophie henüz 17 yaşında, babası cinayetten hapiste olan ve annesiyle beraber yaşayıp babasının restoranında çalışan, arada sırada amcası Jack ile görüşen sıradan bir kızdır. Ancak bir gün mahallelerindeki gizemli hatta lanetli gibi lanse edilen eve taşınan beş erkek kardeşten oluşan İtalyan aile ile karşılaşınca bütün hayatı değişir. O beş erkek kardeş, Sophie'nin babasının öldürdüğü adamın çocuklarıdır. Aile mafya üyeleri olmasının yanında uğruna savaştıkları kendilerinde adalet sistemine göre hem intikam almak hem de kan borcunu ödemek istemektedirler. Ama bütün bunların içinde hesaba katmadıkları şey evin küçük oğlu Nic ile Sophie arasında kendini göstermeye başlayan aşk...
Bütün bu savaşın ortasında nasıl hayatta kalacakları ve aşklarını yaşayıp yaşayamayacaklarını okuyoruz kitapta. Tabi bir de Nic'in ailesi hakkındaki gerçekleri, Sophie'nin bilmediği gizli olan kendi ailesi hakkında gerçekleri de onunla beraber öğreniyoruz.
Öncelikle şunu demek isterim ki kitapta Nic'in erkek kardeşi Luca'nın da dahil olacağı bir aşk üçgenimi var hissi uyandı içimde. Bir de kitaba dair yorumları okurken hep bu konuya değinildiğinden dolayı acaba mı dedim. Bir de Luca'nın bazen Sophie'ye karşı aşk romanlarındaki okuduğumuz o kötü çocuk edasında davranması da böyle bir düşünceye itiyor ama Nic ve Sophie'nin birbirleri ile ilgili duyguları konusundaki netlikleri özellikle Sophie'nin ne istediğini bile tavırları böyle bir şeyin olmayacağını gösterdi. Ama yine de içimde bir şüphe var çünkü Luca çok tuhaf davranıyor sanki bir şeyler hissediyor ama uzak durmaya çalışıyor gibi yine de her an Sophie'nin dibinde bitiyor olması beni tereddütte düşürüyor.
Luca'nın kitapta en sevdiğim karakterlerden biri olduğunu söylemeliyim. Onun da kendi hikayesi olsa da okusak diye düşünmedim değil. Hatta bence bu beş erkeğin de olabilirdi. Üç kitap Nic ve Sophie'yi anlatacağına diğerlerine de birer kitap yazılıp da beş kitaplık bir seri olabilirdi... tabi bu benim düşünsem diğer kitaplarda neler olacağını bilmeden bunu söylüyorum ama genelde böyle okumayı severim de :)
~~~*~~~
"Aşk zayıflıktır." Parmakları nazik, tüy gibi dokunuşlarla boynumda gezdirirken onları inceledi.
Boğazımın kuruduğunu hissederek, "Zayıflık bizi insan yapıyor," dedim.
"İnsan olmak da bizi hata yapmaya eğimli yapıyor."
~~~*~~~
Nic'in tavırlarını zaman zaman çok sevsem de bazen böyle gizemli adamım ben edaları sinir bozucu geldi açıkçası ama sonunda gerçekler ortaya çıkınca da ailesinin omuzlarındaki yükü ile aşk arasında kalması da üzdü.
Sophie'nin ne istediğini bilen tavırları, meraklı kişiliğinin verdiği cesaretle adımlar atması ve sonunda da pes etmeden savaşması çok güzeldi.
Kitabın sonunu çok beğendim. Sophie'nin kaçırılması, kaçıran kişiler ve sonrasındaki olay döngüsü cidden kitabın en güzel satırlarıydı bence ve en heyecanla okuduğum satırlardı da.
Serinin ilk kitabı olduğu düşünülürse başlangıç kitabı olarak neyin ne olduğunu ve olayların yeni başlayacağını da düşünürsek güzel bir kitaptı. Tatilde olduğum dönemlerde çok güzel gittiğini de itiraf etmeliyim.
Kitabı genel anlamda sevdim. Benim nazarımda 5 üzerinden 3,5 verebileceğim bir kitaptı. Eksikleri vardı evet, ama yine de sevdim.
Genç yetişkin türünü ve romans seviyorsanız deneyin. Özellikle böyle çerezlik kitapların arayışındaysanız deneyebilirsiniz.
Blood for Blood Serisi
~~~*~~~
"Ölümün kaçınılmazlığından uzak duramazsın. Öyle ya da böyle başımıza gelir ve sonunda hepimizi aynı yere götürür. Bu konuda özür dilemek, güneş parladığı için ya da yağmur yağdığı için özür dilemek gibi bir şey."
~~~*~~~
~~~*~~~
"Bazen de doğru olan, yanlış türden adamı öldürmektir."
~~~*~~~
Yazarı : Catherine Doyle
Çevirmen : Pınar Polat
Seri bilgisi : Blood for Blood #1
Yayınevi : Yabancı Yayınları
Sayfa sayısı : 320
Kitabın tanıtım yazısı:
Konu intikam olunca aşk, işleri çıkmaza sokar.
Beş erkek kardeş mahallelerine taşınınca Sophie Gracewell’in hayatı değişmişti. Nicoli’ye karşı dayanılmaz bir çekim hisseden Sophie, kendini güçlü aileler tarafından yönetilen bir yeraltı suç ağının içinde bulmuştu. Fakat kardeşlerin karanlık sırları ortaya çıktıkça, Sophie de kendi ailesi hakkında acı gerçeklerle yüzleşmek zorunda kalacaktı. Savaş halindeki iki aile arasında seçim yapması gerekiyordu. Seçimini yaptığında ise kan dökülecek ve kalpler kırılacaktı.
“Doyle’ın savaşan aileler ve kavuşamayan âşıklarla dolu bu ilk romanı Romeo ve Juliet ile The Sopranos’un modern bir karışımı.” -Publishers Weekly-
“Okurlar, Sophie ve Nic’in talihsiz aşkına, kaçamak öpücüklerine ve birbirlerine bakışlarına eriyecekler.” -Kirkus Review-
“Hikâye çok ilginç bitiyor… İnanılmaz sürükleyici bir kitap. Sophie, Nic ve Luca’nın karakterleri üzerine çok düşünülerek yazılmış.” -VOYA-
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder
Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın