6 Kasım 2025 Perşembe

0 ALINTILAR // Pamela Clare - Tatlı Ceza (Blakewell-Kenleigh Family #1)

 



Kitabın yorumu için tıklayınız!









"Benden korkmanıza gerek yok."
"Korkmuyorum zaten."
"Titriyorsunuz."
"Akşam soğuğundandır."
"Yalan söylüyorsunuz." Adam gülümsedi.
Cassie itiraz etmeye çalıştı ve yüzünün kızardığını hissetti. Kahretsin! Onu aşağılamaktan neden zevk alıyordu.
"Ya benden korkuyorsunuz ya da en az benim sizi öpmek istediğim kadar öpülmek istiyorsunuz."
Adamın gözleri, Cassie'nin ilkel bir parçasının bildiği o tanıdık duyguyla parladı. Kalbi deli gibi atıyordu. Hemen şimdi kaçması ya da yardım çağırması gerektiğini biliyordu; ama ayakları hareket etmeyi reddediyordu. 
"Fazla ileriye gidiyorsun, mahkum."
"Gerçekten gidiyor muyum? Ya da belki yeterince ileriye gitmiyorumdur?"


***

"İngiltere'de ne işle uğraşıyordun?"
"Gemi üretiyoruz."
"Peki güzel gemilerinizi kimler satın alıyor?"
Alec, konunun değişmesine anlam veremediyse de; umursamayacak kadar yorgundu. "Sözleşmelerimizin çoğu Kraliyet Donamaması ile. Ama tüccarlara da gemi sattığımız oluyor."
"Tüccarlara?"
"Doğu Hindistan, Baltık ve Doğu Akdeniz ülkelerinin tüccarlarına, Liverpool'da yaşayan uza mesafe tüccarlarına ve-"
"Köle tüccarlarına?"
Alec, midesine yumruk yemiş gibi hissetti.


***

"Kadın ya da erkek olmam ne fark eder? Yoksa siz de mi bir kadının, dikiş nakış ve süs püs dışında başka hiçbir şeye kafa yormaması gerektiğini düşünüyorsunuz?"
"Araziyi yönetmek erkeklerin işidir."
"Neden peki? Neden öyle olmak zorunda? Zamanında bir kadın tüm İngiltere'yi yönetti. Oysa artık İngiliz kadınlarının kendilerini dahi yönetmesine izin verilmiyor."
"Kadınların da kendilerince bir şeyler yönetir. Çocuk yetiştirirler, evin bakımıyla ilgilenirler-"
"Ve erkekler de geri kalan her şeyle ilgilenirler."
Alec, onun ciddi ciddi sinirlendiğini görebiliyordu. Kendi öfkesi de gitgide artıyordu. "Sizinle medeniyetin ince noktalarını tartışmak değilim. Bir gün evlenecek ve bir kocaya hizmet etmenin mutluluğunu tadacaksınız."
Genç kadının gözlerinde birikenler yaş mıydı?
"Olur da bir gün evlenirsem, bana kendisiyle eşitmişim gibi muamele eden bir adamla yapacağım bunu."
"Cennette kulluk edeceğime, cehennemde saltanatımı sürdürürüm diyorsun, öyle mi Cassie?"



***

Cassie kalın kirpiklerinin ardından adamın bakışlarına karşılık verd. "Neden fikrini değiştirip odama geldin?"
"Kulübemin çatısı feci şekilde su damlatıyordu?"
Cassie olduğu yerde doğrulup kızgınlıkla burnundan solusa da, adamın yaptığı espriye güldü. "Asıl sebebini duymak istiyorum."
"Asıl sebebi mi?" Alec onu tekrar kollarına alıp burnuna bir öpücük kondurdu. Duygularını nasıl ifade edeceğini bilemez bir halde, bir süre durakladı. "Seni aldığım nefestan daha fazla arzuladım." 



***

"Alec kendisinden istenilen her şeyi yaptı. Hem masum olmasa neden hala masum olduğunu iddia etsin?"
"Darağacında asılana dek, masum olduklarını iddia eden birçok suçluyla karşılaştım, Bayan Blakewell," diye mırıldandı adam.
"O zaman belki de masum insanların asılmasını seyretmişsinizdir, Sayın Yargıç."



***

"Söylediklerimi iyi dinle, Cassie. O salona geri döndüğümüzde, jüri beni büyük bir ihtimalle suçlu bulacak."
Cassie, korkunç gerçek kapısını çalınca, başını deli gibi sallamaya başladı.
"Evet, hayatım ve bununla yüzleşmek zorundasın. Beraber geçirdiğimiz son anlar olabilir bu."
"Olamaz!" Bu tek kelime, ağıt gibiydi adeta. Alec olmadan nasıl yaşardı? Bir köşede oturup, bayağı bir suçlu gibi asılmasına nasıl göz yumardı? Onu nasıl bırakırdı? Yaşlar, yanaklarından aşağı akmaya başladı. 
Alec onu kollarına alıp kucakladı. "Seni bu şekilde bıraktığım için üzgünüm. Ah, Cassie. Bir gün beni bağışlayabilecek misin acaba? Seni sevmem halinde büyük acılar çekeceğini biliyordum. Buna rağmen kendimi tutamadım.







Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın