21 Nisan 2020 Salı

0 Amanda Hocking - Kanım Sana Ait (My Blood Approves #1)


~~~*~~~
Sevdiklerinin ölmesini izlemek, kendi ölümünden çok daha zordur. Ölümsüzlük şükredilecek bir şeyden ziyade tam bir lanettir.
~~~*~~~


Bu kitap çıktığından beri dikkatimi çeken bir kitaptı. İlk dikkatimi kapak tasarımı çekti sonra ise konusu... Açıkçası vampirli kitapları o kadar uzun zamandır okumuyordum ki artık bir okumamın zamanı geldi diye düşündüm ve aldım. Toplamda 5 kitaplık bir seri olan My Blood Approves Serisi'nin ilk kitabı Kanım Sana Ait'in yorumu ile karşınıza geldim. 

Öncelikle kitap genç yetişkin okur kitlesine hitap ettiğini söylemeliyim. Sonrasında ise zaman zaman durgunluktan ne okuyorum acaba vampir aksiyonu ne zaman patlayacak diye şikayetçiyken bir açıldı tam açıldı. Zaten o zamandan sonra da kitap su gibi aktı diyebilirim. Başlardaki durgunluk bir anda akıp giden bir hal aldı.

~~~*~~~
"Alice! O benim kardeşim! Ve sen de onunsun! Sen Peter'a aitsin, bana değil!"
"Sen neyden bahsediyorsun? Sen beni Peter'a mı ayırdın?"
"Hayır, ama başka bir seçeneğim yoktu. Hiçbirimizin yok."
~~~*~~~

Kitabın kısaca konusuna değinmek gerekirse; Alice bir akşam arkadaşı Jane ile geç saatlerde kulüp dönüşünde evlerine doğru yürürken peşlerine takılan birkaç adamdan kaçarken ansızın Jack arabasıyla onlara yardıma gelir. Kızların hayatını kurtarıp evlerine bırakırken Alice ile Jack arasındaki çekim arkadaşlığa doğru giderken Jack'in hayatıyla ilgili sırlar Alice'in baskılarıyla ortaya çıkmaya başlar. Jack bir vampirdir ve başta Alice, Jack'in kendisi ile dalga geçtiğini düşünse de sonrasında ona inanır. Vampir olması beraber takılmayacakları anlamına gelmemektedir. Ama Jack'in vampir olmasından daha büyük bir sorunları vardır. Jack'in kardeşi Peter'ın kanı Alice'in kanını kendine çekmektedir. İçten içe Jack'ten hoşlansa da Peter'a karşı koyamayacağı bir çekim hisseden Alice farkında olmadan hep Peter'ı arzularken, onu isterken, çevresinde onu ararken bulur. Bunu açıkladıklarında ise Alice'in kanının Peter'ın kanına dair verdiği bu etki, kimya onların birbirlerine ait olduğunu vurgulamaktadır. Jack'in Alice karşı olan duyguları bir yanda kardeşi Peter'ın durumu bir yanda olunca bir çıkmazda kalan Alice ne yapacağını bilemez ama bildiği bir şey vardır ki her ne olursa olsun Peter'ın Alice istediği huzuru veremeyecek olması ve Jack'te bu huzuru bulabiliyor olması... Peter ve Alice arasındaki bu kan olayı nasıl çözecekleri ise kitaptaki olay akışında gizli.. 

Kitaba dair eleştirilerim olduğu gibi olumlu yorumlarım da var. Bu yüzden hepsini sırayla söylemek istiyorum. Önce eleştireceğim yerlerden bahsedeceğim.

Kitabın başında Jack'in Alice ve Jane'i kurtarma sahnesi bana Edward'ın Bella'yı kurtarma sahnesini anımsattı. Hatta biran için fan fiction falan mı okuyacağım diye düşündüm. Belki o amaçla başlamış bir seridir bilemiyorum ama o hissi oluşturdu içimde. 
Bir de kitabın neredeyse ilk yüz sayfası çok durağandı, o durağanlık sıktı diyebilirim. Hep hadi artık bir olay olsun modundaydım kitabı okurken. Ama tabi sonrasında bir başladı tam başladı. 


~~~*~~~
"Şeytanla dans ettiğin zaman değişen Şeytan olmaz; Şeytan seni değiştirir."
~~~*~~~

Bunların haricinde bir de Alice'e uyuz oldum. Vampir olmakla olmamak arasında kararsız kaldığı dönemleri öyle bir anlatım vardı ki sanki pazardan elma alacak da alsam mı almasam mı kararsızmış gibiydi. Mae, vampir bir kadın olmasına rağmen Alice'e kaybedeceklerini gösteriyor kızın aklında hala sıradan olmak mı vampir olmak mı çekincesi var. Mae kardeşini, normal hayatın güzelliklerini gösteriyor Alice başka şeylerin kafasını yaşıyor. Yemin ediyorum sarsıp kendine getiresim vardı. 

Bütün bu olumsuzlukların arasında Alice, Peter ve Jack arasındaki ilgi çekici gizem kitabın en çarpıcı özelliğiydi. Hep bir aşk üçgeni mi diye düşündüm. Genelde rahatsız olmam eğer ki kardeş değillerse ama burada kardeşler ve bu rahatsız eder mi tereddüdüyle okudum ama düşündüğüm gibi bir aşk üçgeni değildi. Bambaşka bir gizem varmış içinde. Ben de bu gizemi çok sevdim. Bence diğer vampir türlerinden biraz ayırmıştı. 

Jack, evet Alice aşıktı ama Peter'ın durumu daha farklıydı. Bunu nasıl anlatabilirim diye düşünüyorum ama sanırım en iyi örnek Alacakaranlık serisinde Jacob'ın Reneesme'ye mühürlendiği nokta vardı ya işte öyle bir çekimdi Peter ve Alice arasındaki ilişki. Sonucu nasıl olur bilemiyorum bunu nasıl çözerler bilemiyorum çünkü gelecek kitaplarda göreceğiz bunu ama içimden bir ses bir sonraki kitabın daha heyecan verici olacağını söylüyor. 

Jack'i evet çok sevdim ve bütün bu kötü karaktermiş gibi görünmesine rağmen aslında iyi karakter olan Peter'ı da çok sevdim. Sanırım kitapta tek sevmediğim Alice oldu. Ama cidden çok uyuzdu. :) 

Neyse çok uzatmayayım, serinin ilk kitabı olmasından dolayı başlardaki durgunluk diye düşünüyorum genelde seriye giriş olan ilk kitaplar bir tık daha ortalama oluyor bu yüzden serinin devamını heyecanla bekleyeceğim. Umarım Artemis uzun süre bekletmez bizi. 

Fantastik kitapları ve özellikle vampir kurgularını seviyorsanız bence deneyebilirsiniz :) 

~~~*~~~
Odanın diğer köşesinde durmuş, ağır ağır nefes alıyor ve başını sallıyordu. 
"Seni öldürecek!" diyebildi, gözleri ihtirasla yanıyordu. "Çok istiyorum, ama Peter seni öldürür."
"Ne olmuş yani?" Benim için nefes almak da konuşma da çok zordu ama başardım. "Buna değer. Seni istiyorum ve sonu ne olursa olsun, umurumda bile değil."
~~~*~~~





Kitabın adı      : Kanım Sana Ait
Orijinal adı     : My Blood Approves 
Yazarı              : Amanda Hocking
Çevirmen        : Selin Gül Seçer
Seri bilgisi       : My Blood Approves #1
Yayınevi           : Artemis
Sayfa sayısı      : 272

Kitabın tanıtım yazısı: 

On yedi yaşındaki Alice Bonham'ın sakin hayatı, Jack adındaki gizemli adamla tanıştığı andan itibaren değişir. Converse giyip pembe tişörtlerle gezmekten çekinmeyen bu genç adamın herkesten sakladığı büyük bir sırrı var, üstelik Alice'in o güne dek tanıdığı herkesten farklı ve aynı zamanda oldukça etkileyici. Ancak Alice, Jack'in ağabeyi Peter'la tanıştığında, içine yeni girdiği ışıltılı dünya neredeyse başına yıkılacağından habersiz. Peter'ın zümrüt yeşili gözleri hem genç kızı hem de etrafındaki her şeyi paramparça edecek güçte. Alice, karşı koyamadığı bir akıntının içinde son hız sürüklenmeye başlar. Birbirinden tamamen farklı bu iki adamın arasında kalan Alice, yaşamı boyunca karşılaştığı sorunların en zorlusuyla baş edebilecek mi?





Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın