~~~*~~~
"Senin koruyucun var Katherine, tüm dünyada tek bir koruyucun var ve o da benim."
"Ama beni kendinden koruyamayacaksın."
~~~*~~~
Sonunda 11 kitaplık "de Warenne Dynasty" serisinin sonuna geldim. Brenda Joyce'un severek takip ettiğim bir yazar olmasının yanında severek okuduğum serisini bitirmenin verdiği hazzı yaşıyorum.
Brenda Joyce, akıcı, her daim merak uyandırıcı, tarihsel gerçekliği olan olayların içerisine serpiştirdiği kurguyla muhteşem bir kitap çıkarıyor.
Özellikle yayınlanan som üç kitabının sonunda yer alan teşekkürler yazısında olayların gerçekliliğini vurgulaması ise kitabı daha da etkileyici kılıyor.
Artık 11 kitabını okuduğum yazar sevdiğimi ve favori yazarlarımdan olduğunu anlamışsınızdır diye düşünüyorum.
~~~*~~~
Ben bir beyfendi değilim. Nazik biri de değilim.
Sana yavaş yavaş yaklaşmaya çalışıyorum.
Vahşi bir kısrağa yağtığım gibi seni ehlileştirmeye çalışıyorum.
Seni kırmak gibi bir niyetim yok Katherine fakat sana karşı büyük bir arzu duyuyorum.
~~~*~~~
Serinin normalde 3. ama bize 11. olan kitabı "Oyu " kelimenin tam anlamıyla politik oyunları ve saray entrikalarının arasına sıkışmış aşkı konu alıyor.
Kısaca konusunu anlatmak gerekirse; manastırda olan Katherine, babasının kendisini yıllarca arayıp sormamasının ardından eve dönmeye karar verir. Eve gitmek için bindiği Fransız gemisi, Denizlerin Efendisi olarak anılan Liam O'Neill tarafından kuşatılır ve Katherine, Liam'ın esiri olur. Liam, Katherine'in babasının sürgünde olduğunu bildiği için onu hem korumak hem de sevgilisi yapmak istemektrdir. Ancak olaylar hiç de Liam'ın istediği gibi gitmez. Çünkü Katherine fazlasıyla inatçı, güzel ve zeki olmasına rağmen bir korsanı değil soylu asil bir adamla olmayı tercih etmektedir. Hele de tecavüzcü barbar bir korsanın oğlu olan Liam'ı asla istememektedir.
Ama ne olaylar Katherine'in düşündüğü kadar basit ne de Liam'ın planladığı gibi gidecek görünmüyordur.
~~~*~~~
"O güzel dudaklarının arasından bir iltifat mı döküldü yoksa Katherine? Bu günleri göreceğim hiç aklıma gelmezdi. Buna hak ettiği değeri vermeliyim."
"Neye istersen ona değer verebilirsin, O'Neill."
"Ah, o halde sana değer vermeyi tercih ederim."
~~~*~~~
Katherine kaçırmasının altında art niyet ve ihanet arayan Kraliçe, Katherine'nin soylu biriyle evlenme hevesi ve diğer olaylar söz konusu olduğunda işler karmakarışık olacaktır.
Kitabı sevdim, bazen dönen entrikalardan başım dönse de cidden sevdim.
Katherine'in koca meraklı tavırlarına sinir olduğumu inkar edemeyeceğim. Hani bazen çocukken onu nişanladıkları ama şimdi onu istemeyen Hugh Barry'e metres olsun da Liam'da kurtulsun diye düşündüm. Hatta gülmeyin ama bazen amma azdın kızım sen, iki lafından biri koca ve çocuk oldu dedim de.
Liam... kelimelerle anlatılmaz okuyun en iyisi diyeceğim bir korsan. Gerçi bir O'Neill... ne bekliyoruz ki! Diğer okuduğumuz O'Neill'lar söz konusu olduğunda daha azı olamazdı.
~~~*~~~
"Ben sana kalbimi açıyorum, sense onu fırlatıp yüzüme atıyorsun. Çok zalimsin, Katherine."
~~~*~~~
Kitapta en çok üzüldüğüm Juliet olmuştu çünkü hayallerine kavuşamayacağını düşündüm ama yanıldım. Hele ki John Hawke içinde üzülmüştüm tam bir piyon oldu sanki bu oyunda ama o da aşkını buldu.
En sevdiğim şey, Liam'ın Katherine'i kaçırıp adasına götürmesiydi. Orada yaşananlar, yeniden beraber oluşları ve aşkları... süperdi.
Ahh... bir de Liam'ın Katherine'e sahip olabilmek için kurduğu oyun... kitabın adını aldığı oyun... Liam'ın ihanetle suçlandığı, neredeyse öleceği oyun... süperdi! Tam da Liam'a yakışan bir cesaret örneğiydi. Zekice ve kurnazcaydı!
Kitapta bahsetmek istediğim birçok detay var ama hepsini anlatırsam okumanıza gerek kalmayacak o yüzden kısa kesip susuyorum.
~~~*~~~
"Sen güzel şeylerin zevkini çıkarması gereken bir kadınsın. Sen bir kraliçe gibi el üstünde tutulması, değer verilmesi ve şımartılması gereken bir kadınsın. İpekler, kadifeler, kurdele ve danteller giymelisin. Sen varlıklı asil insanlar gibi görkemli şeyler giymelisin, Katherine. Kulaklarında pırlantalar, belinde yakutlar ve eğer istersen saçlarında safir ve zümrütler olmalı. Yoksa daha mütevazi şeyler mi tercih edersin? O halde inciler ve altınlar takmalısın. Bir sınır yok, Katherine. Sadece istemen yeterli ve hepsi senin olur "
"Hugh'nun iğrenç teklifini reddettim. Seni de reddediyorum. Kimsenin sevgilisi olmayacağım."
"Katherine, senden sevgilim değil, karım olmanı istiyorum."
~~~*~~~
Ancak şunu söylemek istiyorum ki kitabı sevdim. Brenda Joyce'un başka kitapları çıksa şüphesiz konusuna bakmadan alacağım kesin.
Ama şuraya bir eleştiri de eklemeden bitirmeyeyim kitabı. Keşke Pegasus biraz dikkatli davransaydı. Birkaç yerde hatalar vardı. Ve bu bir an, kendini kaptırmış bir okurun bu da ne be demesine neden oluyordu. İki ya da üç yerde buna denk geldim.
Ve Katherine kızıl saçlıydı keşke kitabın kapağındaki kız... kızıl olsaydı.
Bir de çevirmen değişmişti ve Selim Yeniçeri tarafından çevrilen kitaplarının ardından dilde değişme olmuştu ve açıkçası bu çok fark ediliyordu. Keşke ilk defa çevirmeni kim diyerek baktım, kötü olduğundan değil sadece dil değiştiğinden dolayı araya sokuşturdum bu durumu =)
Neyse... severek okuduğum özellikle son 100 sayfasını daha ayrı bir zevkle okuduğum bir kitaptı.
Seriyi eğer historical romance seviyorsanız tavsiye ediyorum.
~~~*~~~
"Söylesene tatlım, Liam gibi güçlü ve zengin bir adam, politik açıdan hiçbir önemi olmayan, değersiz bir yük taşıdığı aşikar olan, ufak Fransız gemisini neden ele geçirsin?"
"Bilmiyorum."
"Çünkü o yük sadece başkaları için değersizdi Katherine. Liam için kesinlikle değersiz değildi. Onun için paha biçilemezdi."
~~~*~~~
DeWarenne Dynasty Serisi Kitapları;
Kitabın adı : Oyun
Yazarı : Brenda Joyce
Orijinal adı : The Game
Çevirmen : Gülce Arman Bayrakçı
Seri Bilgisi : DeWarenne Dynasty #3
Yayınevi : Pegasus
Sayfa sayısı : 488
Kitabın tanıtım yazısı:
Kural tanımaz bir korsan ile soylu ve başına buyruk bir genç kız; aşk, tutku ve ihanet sarmalında bir maceraya yelken açarsa oyunun galibi kim olur?
Oyuncular
Manastırdan ayrılan soylu ve haşin Katherine FitzGerald, çok sevdiği İrlanda’ya dönmek için deniz yolculuğuna çıkar. Ne var ki kendini, Denizlerin Efendisi olarak nam salmış meşhur korsanın tutsağı olarak buluverir.
Hamleler
Korsan kaptan Liam O’Neill, Kraliçe Elizabeth’in gözdesidir. Hem sarayda hem de yatak odasında muhteşem bir oyuncudur ve gizli emellerini gerçekleştirirken inatçı Katherine’in kalbini kazanmaya da kararlıdır. Ancak şimdi, yürek burkan bir ihanetin üstesinden gelmeye çalışırken ölümcül bir oyunun sonunda zafere ulaşmak için değer verdiği her şeyi tehlikeye atmak zorundadır. Tüm kuralları yıkmak pahasına olsa da.
Oyun
Başladı…
“Okuyucuyu sarsacak, içten bir anlatım.”
-Publishers Weekly-
“Görkemli Elizabeth Dönemi’nde geçen baş döndürücü bir güç ve tutku hikâyesi. Mutlaka okunmalı!”
-Virginia Henley-
Yazarı : Brenda Joyce
Orijinal adı : The Game
Çevirmen : Gülce Arman Bayrakçı
Seri Bilgisi : DeWarenne Dynasty #3
Yayınevi : Pegasus
Sayfa sayısı : 488
Kitabın tanıtım yazısı:
Kural tanımaz bir korsan ile soylu ve başına buyruk bir genç kız; aşk, tutku ve ihanet sarmalında bir maceraya yelken açarsa oyunun galibi kim olur?
Oyuncular
Manastırdan ayrılan soylu ve haşin Katherine FitzGerald, çok sevdiği İrlanda’ya dönmek için deniz yolculuğuna çıkar. Ne var ki kendini, Denizlerin Efendisi olarak nam salmış meşhur korsanın tutsağı olarak buluverir.
Hamleler
Korsan kaptan Liam O’Neill, Kraliçe Elizabeth’in gözdesidir. Hem sarayda hem de yatak odasında muhteşem bir oyuncudur ve gizli emellerini gerçekleştirirken inatçı Katherine’in kalbini kazanmaya da kararlıdır. Ancak şimdi, yürek burkan bir ihanetin üstesinden gelmeye çalışırken ölümcül bir oyunun sonunda zafere ulaşmak için değer verdiği her şeyi tehlikeye atmak zorundadır. Tüm kuralları yıkmak pahasına olsa da.
Oyun
Başladı…
“Okuyucuyu sarsacak, içten bir anlatım.”
-Publishers Weekly-
“Görkemli Elizabeth Dönemi’nde geçen baş döndürücü bir güç ve tutku hikâyesi. Mutlaka okunmalı!”
-Virginia Henley-
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder
Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın