~~~*~~~
Greer saha önce hiç Saidh gibi bir kadın görmemişti. Saidh onun soluğunu kesiyordu ve Greer onu bulduğu ve kazandığı için ne kadar şanslı olduğuna inanamıyordu.
~~~*~~~
Ben ve benim bitmek tükenmek bilmeyen İskoç aşkım :)
Historical romance sevdiğimi biliyorsunuz ve çıkan her kitabı da alıp dener tadına bakarım. Hele de lordları leydileri bir kenara bırakılırsa kesinlikle vazgeçemeyeceğim İskoç'lardır.
Seviyorum onların hikayelerini, aşklarını... savaşlarını... kadınlarını sahiplenmelerini...
Lynsay Sands'ın daha önceden bir kitabını okumuş ve kalemini sevmiştim. Eğlenceli ve akıcıydı kurguları dolayısıyla da yeni çıkan bu kitabı da okumak istedim. Ki yazar beni yanıltmadı beklediğim kurguyu önüme koydu.
Öncelikle eğlenerek okunan, aile bağlarına değinen ve heyecanın bitmediği bir kitap. Son sayfalarına kadar olaylar devam ediyor.
~~~*~~~
"Lordum?" dedi tatlı sesiyle.
"Evet?"
"Sanırım bundan biraz fazla zevk alıyorsunuz ya da kılıcınızın üstünde oturuyorum."
~~~*~~~
Konusuna değinmek gerekirse, Saidh arkadaşının ziyaretinden erken dönerek eşi ölmüş olan kuzeninin yanına gider. MacDonnell Leydisi olan kuzeninin bir varisi olmadığından dolayı artık kalenin yeni lordu olan Greer, kaledeki görevlerini ve yeni lord olmanın getirisiyle baş etmeye çalışırken Saidh ile karşılaşır. Kuzenini yalnız bırakmak istemeyen Saidh bir anda kendini Greer'in tutkusuyla sarmalanmış olarak bulur. Tutkuları alev alırken onları izleyen biri olduğunu fark etmezler. Üstelik kılıç kullanıp erkek gibi ata binen ve bir leydide olmaması gereken her özelliği üzerinde barındıran Saidh'in Greer'le olmamasını isteyenlerde vardır. Bu da Saidh'in hayatını tehlikeye atar. İki kez ölümle burun buruna gelen Saidh, bir yandan katili bulmaya çalışırken bir yandan da Greer ve abileriyle hayatta kalma çabası içerisine girer.
Heyecanlı ve aşk doluydu. Ha evet aşk daha yoğun işlenebilirdi. Kesinlikle bir Garwood değil ama yine de güzeldi.
İki-üç yerde Saidh ile Greer'in sohbetlerinde sesli kahkaha attım. Tam romantik komedinin ve birazda ekşını historical versiyonu gibiydi.
~~~*~~~
"Hiç utanma hissetmiyorsun, değil mi Saidh?"
"Günün her saatinde odana dalan yedi tane abiyle utangaç olmak çok zor. Sanırım düzgün bir leydi utanırdı."
"Evet, ama ben seni böyle seviyorum."
~~~*~~~
Buchanan kardeşlerin birbirleriyle olan ilişkilerine hayran oldum. 7 erkek ve 1 kız... ama birbirlerini bu kadar iyi tanımaları ve her şeye rağmen kız kardeşlerini bu kadar önemsemeleri süperdi.
Küçük Alpin'in ailesi ile ilgili anlatımları üzücüydü. Ama yaptığı kıyaslama... oldukça anlamlıydı.
Şu değişmez bir gerçekti ki ne Greer bir kalenin lordu olabilecek özellikte ne de Saidh leydi olabilecek özellikte... ama müthiş bir çift oldular.
Saidh'in aşık olduğunu anladığı kısımlar süperdi :)
Kitapta beni rahatsız eden bir şey vardı o da çok fazla karıcığım kocacığım denmesiydi. Ah bir de Saidh bir ara erkeğim dedi. Bunlar cidden var mıydı orjinalinde ya da çeviriden mi bilemedim. Ama bir historical romance da duymaya alışık olmadığımız ithamlar. O yüzden tuhaf geldi açıkçası.
~~~*~~~
"Beni lordunun eşi olarak onaylamadığını sanıyordum."
"Aslında evet, ama fikrimi değiştirdim."
"Öyle mi? Neden? Hala bir leydi gibi değilim. Küfrediyorum, kılıç taşıyorum ve biraz hırçınım."
"Evet ama lordum da öyle ve sanırım size aşık."
~~~*~~~
Neyse... çok uzatmayayım. Genel olarak sevdim, okurlen keyif aldım. Dediğim gibi nazarımda bir Garwood değildi çok müthiş de değildi ama bu türü sevenlere kendini sevdirecek bir kitaptı.
5 üzerinden 3.5 der susarım :)
Highlanders Serisi
- İngiliz Gelini
- To Marry a Scottish Laird
- İskoç Gelini
- Falling for the Highlander
Kitabın adı : İskoç Gelini
Yazarı : Lynsay Sands
Orijinal adı : The Highlander Takes a Bride
Çevirmen : Merve Solmaz
Seri Bilgisi : Highlanders #3
Yayınevi : Yabancı Yayınları
Sayfa sayısı : 304
Kitabın tanıtım yazısı:
Cesur ve baştan çıkarıcı toprak sahibi, tutkulu eşini New York Times çoksatan yazarı Lynsay Sands’in kaleminden çıkan göz kamaştırıcı bir İskoç aşk romanında buluyor…
Kılıç kuşanmak, küfretmek ve ata bacaklarını iki yana açarak binmek Saidh Buchanan için son derece doğaldı. Yapmacık bir tavırla gülümsemek ve dilini tutmak… kesinlikle değildi. Gürültücü yedi abiyle büyüyen Saidh’in bağlanacağı bir koca bulmakla hiç alakası yoktu… ta ki gölde çıplak yıkanan yeni Lord MacDonnell ile karşılaşana kadar. Her ne kadar Saidh tam bir hanımefendi olmaktan fazlasıyla uzak olsa da, güçlü İskoç, onu her noktasına kadar bir kadın gibi hissettiriyordu.
Kızın melek gibi görüntüsü, savaşçı tavrı vardı ve adamın öpücüklerine tutkuyla karşılık veriyordu. Greer’in bu beklenmedik misafire ilgi göstermesi pek de şaşılacak bir durum değildi. Pervasız bir tutku her ikisini de ele geçirdiğinde, Greer ipleri eline alıp onunla evlenmeye karar vermişti. Fakat Saidh gizli bir düşmanın hedefindeydi ve Greer her şeyden çok istediği kadını korumak için hayatının en önemli savaşıyla karşı karşıya kalmak üzereydi…
“Tarihi aşk romanı hayranları, bu iyi yazılmış, ateşli romana ve güçlü karakterlerine bayılacaklar.” -RT Reviews (Top Pick)
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder
Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın