27 Eylül 2022 Salı

0 ALINTILAR // Sophie Jordan - Aşkın Günahı (The Penwich School for Virtuous Girls #1)

Kalbi şiddetli bir şekilde atmaya, kan damarlarında yakıcı hızla dolaşmaya başladı. Boğazındaki tıkanıklığı yutkunmaya çalıştı. Tuhaf bir şekilde kendisini... içi boş hissetmeye başladığından beri... sadece bir kadının sıcaklığında ya da resminde, renklerde, fırçasının tuval üzerinde uçuşan darbelerinde kaybettiğinde canlı olduğu zamanlardan beri, yıllardır hissetmediği kadar canlı, hayat dolu hissediyordu. 

Karşısındaki kadına bakarken kendisini canlı hissediyordu. Uyanık hissediyordu. 

Kadının yüzüne bakınca - hiç tanışmadığı, yine de tanıdığı kadına bakınca - müthiş gerçeği anladı. Bu öptüğü kadındı. Bütün hafta zihnini meşgul eden kadındı. Hayal değildi. Hüsnükuruntu değildi. Tamamen canlı kanlı bir kadındı. Gerçekti. Buradaydı. 


*****


Dominic tatsız bir şekilde başıyla onaylayarak, "Evlilik değil," diye onun lafını bitirdi. Nahoş ve ekşi bir şey yutmuş gibi boğazı sıkıştı. "Bedelin bu mu?" 

"Bir bedelim yok," dedi genç kadın tıslarcasına.

Dük başını iki yana salladı. "Bunu hiçbir kadına teklif etmem, o kadını... kadına ne kadar değer versem de." Bunu yapamazdı. Verecek bir kalbi yoktu. Kalbi uzun zaman önce öldürülmüştü. 

"Ben de senden böyle bir teklif beklemiyorum."

Dük ona sessiz bir hayal kırıklığıyla baktı. Ruhu saf bir özlemle pençeleniyordu.

Çocukluğu onu duygusuz ve soğuk biri yapmıştı. Şu anda ne gibi bir sıcaklık hissediyorsa, Fallon ruhunun soğuk mağarasına ne gibi bir sıcaklık üflüyorsa, bunlar devam etmeyecekti. Duygusuz ölünün bir gün geri döneceğini bilerek Fallon'un onunla bir ömür geçirmesi için zorlamayacaktı. Tek vadedebilecğei geçici bir anlaşmaydı. 

Adam kollarını iki yana açtı. "O halde ne istiyorsun?"

"Senden mi?" dedi Fallon cırlak bir sesle, yanakları kızararak. "Hiçbir şey." 



*****


Şöminenin içinde bir kütük yuvarlandı ve kıvılcımlar havaya yükseldi. Dominic gözleri kapalı bir şekilde bu sesi duydu ve ne olduğunu anladı. Parkenin yumuşak bir adım altında gıcırdadığı ve bunun da ne olduğunu anladığı sırada. Fallon onu terk ediyordu. Kadın giyinirken çıkan kumaşın sesini, yanında aldığı sessiz nefesi, kulaklarında atan kendi kalbinin sesini duydu. Fallon gitmeye hazırlanırken adamın kalp atışları hızlanmıştı. 

Yine de hareket etmiyordu. Şezlongun üzerinde yan yatmıştı. Kasları tatmin olmuş ve doymuştu. Bir süre sonra kapının açıldığını duydu. Daha uzun bir süre geçti ve Fallon'un ona üzerine düşen güneş ışığının yoğunluğuyla bıraktığını hissetti.

Ardından kapı hafif bir sesle kapandı ve Dominic'i o eski soğukluğu ele geçirdi, içini buz kesti. Güneş gitmişti.



*****


Fallon'un kapalı göz kapaklarının arasından sıcak yaşlar süzüldü ve genç kadın o anda bunun bittiğini anladı. Bitmişti. Savaşmayacaktı. Onu seviyordu. Adam onu her ne şekilde isterse onun olacaktı. 

Dominic kısa bir süre için başını kaldırdı. "Karım ol," derken dudakları dudaklarının  üzerinde hareket ediyordu. 

Fallon kendisini dudaklarından çekti. Soluğunu tuttu. Çıkan ses, sessizlikte keskin bir yırtılma gibiydi. Ellerini adamın geniş göğsüne dayadı. "Ne?"

Dominic yine aynı şekilde gülümsedi ve bu defa gözleri sadece ateşli arzuyla parlamıyordu. Genç kadının yanakları kızardı. "Seni kaybetmek istemiyorum.  Hayatımın geri kalanının her gününü seninle geçirmek istiyorum. Seni bir daha göremeyeceğimi düşündüğümde... hissedebileceğimi düşündüğümden daha fazlasını hissettim." Genç kadını tutan elleri gerildi. "Acı hissettim, Fallon. Canım acıdı..." durdu, yavaşça gözlerini kırptı. "Basit bir şey. Sen olmadan acı çekiyorum. Seninle..." Başını iki yana salladı ve tekrar öpmek için eğildi. 

Fallon dudaklarını kaçırdı. "Ama evlilik? Sen bir düksün."

Adamın dudakları kıvrıldı. "Biliyorum. Umarım bunu yüzüme vurmazsın."



*****


"Ev demek yuva demek değildir." Bunu sn birkaç hafta içinde öğrenmişti. "Yuvam sensin. Seni seviyorum. Yanımda sen olduğun sürece bir ahırda ya da bir barakada yaşayabilirim."

Dominic sırıttı. "Bir baraka ha? Fazla bir şey istemiyorsun."

Genç kadın dudaklarını adamın dudaklarına değdirip kurnaz bir vaatle gülümsedi. "Kendini kandırma. Çok şey istiyorum... her şeyi istiyorum. Seni." 

"Seninim ama korkarım benim aldıklarımla kıyaslanınca bunun fazla bir şey olmadığını öğreneceksin." Elleri genç kadını sıktı ama Fallon bu tutuşun hiçbir zaman fazla sıkı geleceğini sanmıyordu. 

"Hayır, Dominic. Sen her şeysin. Ve benimsin."


 

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın