Ve bir Melekber Deniz kitabı daha okudum. Yazarın okumadığım hiçbir kitabı kalmadı. En son ve en yeni kitabı Yalnız Seni İstedim'de okundu ve bitti.
Kitap tek kitap, seri değil dolayısıyla rahatlıkla okuyabilirsiniz. Smut içerik yok, rahatsız olanlar bu konuda da çok rahat okuyabilirler.
Çok daha detaylı yorum yapacağım ama öncelikle şunu söylemeliyim ki kitap iki kitap olabilir ve biraz hızlandırılmış hissi verdi okurken daha detaylandırılmasını istediğim kısımlar oldu onu da yorumumun detayında vereceğim.
Kitabın kısaca konusuna değinmek gerekirse;
Gonca, babası ölünce annesi tarafından yetiştirme yurduna bırakılır. Henüz 11 yaşında küçük bir çocukken annesi tarafından da terk edildiğinde yetiştirme yurdunda hayatına devam etmeye çalışır. Orada tanıştığı Özgür ile de bir arkadaşlık kurarlar. Henüz küçük bir çocukken başlayan arkadaşlıkları ikili arasında çocukça bir aşka sonrasında da ilerleyen yıllarda da vazgeçilemeyen bir aşka doğru evrilir. Ancak yetiştirme yurdundan evlat edilen Özgür ile yolları ayrılan Gonca bir daha 18 yaşlarına geldiklerinde karşılaşırlar. Özgür'ü evlat edinen aile çok zengin olduğu ve onu kendi istedikleri kıvama sokmanın derdine düştükleri için Özgür ailenin istediği her şeyi yerine getirir. Onların kendisi için istedikleri her kalıba girerken tek bir şey konusunda isyan eder. O da evleneceği, sevgili olacağı kızdır. Çünkü Özgür, Gonca'dan vazgeçememektedir. 18 yaşındayken yolları kesişip de tekrar karşılaşan Özgür ile Gonca yaşlarına rağmen evlenmeye bir daha ayrılmamaya karar verirler ancak hayat ne yazık ki buna müsaade etmez. Yolları bir kere daha ayrılır. Aradan geçen 6 yılın sonunda tekrar tesadüfen karşılaşırlar. Bu bir hastanede olur... Gonca ise hamiledir, erkek arkadaşı tarafından terk edilmiş ve ne yapacağını bilemez halde ortada kalmıştır. Normalde anne olmayı bile istemeyen Gonca, bu bebeğe en başta umutla sarılırken şimdi tereddütler aldırmayı planlamaktadır. Ancak Özgür'ün aniden ortaya çıkması ve Gonca'yı hastaneden çıkarması bütün planları alt üst eder. Özgür'ün amacı Gonca'ya tekrar kavuşmak ve kaybetmemektir. Üstelik de aşık olduğu kadın her ne kadar başkasından dahi olsa hamiledir ve kendisinin çocuğu olmayacağı için Gonca'nın bebeğine baba olmaya dünden razıdır. Ancak Gonca'yı tekrardan aşkına inandırmalı ve onunla evlenmeye razı etmelidir. Tabi vermeleri gereken bir savaş daha vardır o da Özgür'ü evlatlık edinen aileye karşı çünkü annesi hiç de bu evliliği de Gonca'yı da onaylamayı planlamamaktadır.
Öncelikle şunu söylemeliyim ki kitapta 3 erkek karakter vardı. Levent, Serhan ve Özgür.... bence üçü de çok güzel, iyi ve cesur adamlardı. Bunun yanında da çok güze sevdiler. Sadece üçü de kendilerinde büyük hatalar yaptılar ve sonucunda da sadece kazanan Özgür oldu.
Ben bu kitaptaki erkek karakterlerin hepsini çok sevdim, her ne kadar hepsinin de artıları ve eksileri olsa da kendilerince çok güzel sevseler de hepsini sevdim ya... 😇
Gonca'nın hayatta verdiği savaş çok güzeldi. Kendi korkuları, kayıpları, güvensizliklerine rağmen yoluna devam etme çabası, kendine hayat kurması ve güçlü duruşu çok güzeldi. Bir yerde hep mi vurgun yersin be kuzum dedim ama yedi de darbeyi en olmayacak zamanlarda.
Geçmişe dönük hatırlamalarda, anımsamalarda daha doğrusu, Özgür ve Gonca'nın ilişkisi çok güzeldi. Onların yaşadığı o masumca aşk ve sonrasında birer yetişkin olduklarında bile o aşkı içlerinde korumaları güzel kurgulanmıştı.
Özgür'ün oyuna denk gelişi, sonrasında Gonca'yı kaybetmesi, hep araması sonunda bulduğunda da herkesi hiçe sayarak Gonca'yla olabilmek için çabalaması çok güzeldi. Hatta öyle ki Gonca'yı yakalayınca bırakmayı ya evleniriz ya da buradan çıkamayız tavrı sonunda dedirtti.
Özgür'ü evlatlık edinen Turgut ve Ahsen çifti de bence hiç sevilesi değildi. Eee ne olmuş zenginseniz, Atasoy soyadınız var ise... bunun bir ayrıcalık olarak Özgür'e baskılamaları ve kendi hayallerini Özgür'e despotluk ile dikte etmeleri sinir bozucuydu. Ama bunun yanı sıra Gonca'yı da tanıması ve aklından neler geçtiğini daha o dile getirmeden anlaması çok güzeldi.
Daha Gonca hamlelerini harekete geçirmeden adımlar atarken Özgür'ün bunları anlaması süperdi. O kısımları sevdim. Açıkçası gereksiz ayrılığın önüne geçilmesi güzel oldu. Ama bazen de Gonca'nın gereksiz tripleri ve kavga çıkarma modları olduğunu da düşündüm, inkar edemem.
Özgür ile Gonca evlenince de ikilinin ilişkileri çok tatlıydı. Özgür çok güzel bir baba oldu ya... 😍 Özellikle de Gonca'nın hamileliğindeki süreci, sonrasında da Özlem'in doğuşu ve onunla olan ilişkisi çok güzeldi. Bazen anne baba olmak için kan bağına gerek olmadığını, sevmek için bir bahaneye ihtiyaç olmadığının en güzel örneğiydi... zaten onun bu tavrı Levent'i de silkeledi.
Levent kim diyeceksiniz, Özlemin biyolojik babası ve adamın özlem 2 yaşına gelene kadar bundan haberi bile yoktu. Sonradan öğrendi. Zaten öğrendikten sonra da Özgür'ün nasıl bir baba olduğunu görmesi, yaşaması onu da bir kendine getirdi.
Levent bence yapmaması gereken hatalar yaptı, hem Ece'ye hem de Gonca'ya ama sonucunda da cezasını çekti. Gerçi Gonca'ya yaptığı hata Gonca'ya Özgür'ü geri kazandırdı orası ayrı bir durum. Ama Ece'ye de kendisine de çok bedel ödetti. Ece'de bence kendince çok güzel sevdi ama onun sevgi dili başkaydı muhtemelen gördüğü sevgi dili de o olunca Levent'e de bunu yansıttı. Bu da büyük hatalara sebebiyet verdi. Kitabın sonunda Ece ve Levent ikilisi bir sürprizdi ve bence çok hoş bir sürprizdi. Onları biraz daha okumak isterdim açıkçası.
Serhan ise... o da güzel seven başka bir adamdı. Hatta bence çok daha güzel bile sevmiş olabilir ama kaybeden o oldu... Serhan'ın mutluluğu en çok hak eden adam olduğunu düşündüğüm çok zaman oldu. Hatta Gonca'yı unutmak için yaptığı evlilik bile ona büyük bir ceza gibi gelirken... Ama mutluluğu o da buldu. Baba olmak ve evliliğine bir şans vermek onu da mutluluğa götürdü.
Kitabın en bombası bence Ahsen hanımdı. Özgür'ü evlatlık alan annesi... Açıkçası beklemediğim şeyler yaptı. Hatta öyle ki resmen Özgür'ü öyle sahiplenmiş, paylaşamaz hale gelmişti ki kendi torunlarının canını bile hiçe sayma modundaydı. Zaten sonrasında bütün sırları ortaya döküldü. Ne kadın ama...
Çok uzatmayayım... Kitap genelinde güzeldi, sıkmadı, akıcıydı ve keyifle okudum. Ancak... eksik bulduğum kısımlarda oldu. Bazı sahneler çok hızlı gelişti. Mesela Serhan ve Levent ile ilgili olan kitabın başındaki sahneler... Ahsen hanımla ilgili olan kısımlar... ve bunun gibi birkaç sahne daha bunu hissettim.
Bence bu kitap iki kitaplık seri olmalıydı ve her şey daha detaylandırılarak okunmalıydı. Levent ve Ece ilişkisinde daha detay isterdim, Serhan ve karısı ile de... çünkü bu iki adamda Gonca'nın hayatında aktif rol oynadılar ve bir şekilde iletişimde kalsalar da uzaklaştılar... bu adamların da kendi hayatlarına ve Gonca ile Özgür ilişkisinin hayatlarındaki esintilerini daha detaylı okumak isterdim.
Özgür ve Gonca'nın çocukluklarına değinmesi ve o kısımlardaki anlatımlar yeterliydi ancak mesela Gonca ve Özgür'ün 18 yaşlarındayken karşılaşmaları ve o sahnelerdeki olaylar bir anda heyecanla okurken araya giren sahneler gibi hissettirdi.
Tek kitap olarak kalsın diye bence hızlandırılmış bir kurgu gibiydi. Keşke iki kitap olsaydı da daha detaylı okusaydık.
Genel olarak kitabı sevdim, daha iyi olabilirdi bence çünkü yazarın bunu yapabileceğini biliyorum, Deniz'in Sesi kitabında çok iyiydi bu kitapta da o kadar iyi olabilirdi. Bir sonraki kitabının çok daha iyi olabileceğini düşünüyorum 😇
Puanım : 5 üzerinden 3


Hiç yorum yok :
Yorum Gönder
Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın