~~~*~~~
"Pandora'nın korkunç kutusunu açtım," dedi. "Lütfen Mags, bu kutuyu sonsuza dek kapatmam için bana yardım etmelisin."
~~~*~~~
Epsilon'un 2011 yılında çıkardığı ve bence harcadığı yazarlardan biri diyebilirim. Çünkü kitap cidden çok güzeldi. Bayıldım. Oturup birkaç saat içinde okunacak ve hemencecik bitecek bir kurgusu vardı.
Suzanne Brockmann, daha önce tanımadığım yazarlardan biri. İnstagramda baya bir bu kitaba dair yorum görünce dedim okuyayım ve hemen alıp okumaya koyuldum. Yazarın kurgusunu sevdim. Akıcı ve sürükleyiciydi. Üstelik olaylar hemen başlayıp son sayfaya kadar nefessiz bırakacak şekilde aksiyon ile ilerliyordu ve aşk doluydu. Bence romans severler mutlaka okumalı.
~~~*~~~
Şimdiye dek istediği her şeyi bulduğunu sanmış; fakat aslında hiçbir şey bulamadığını anlamıştı. Çünkü istediği aşk, geri çevrilmişti.
~~~*~~~
Kitabın konusuna kısaca değinmek gerekirse; Maggie bir gün 7 yıl sonrasından gelen Chuck ile karşılaşıyor. Chuck zamanda yolculuk yapabilecek bir alet geliştirmiş bir bilim adamı ve geliştirdiği aletin kötü amaçlar için kullanıldığını, birçok insanın, ABD başkanının öldürülmesi ve aşık olduğu kadının kollarında ölmesine tanık olduktan sonra 7 yıl öncesine giderek kendi gençlik halinin bu projeyi hayata geçirmesini engellemeyi amaçlamaktadır. Ve ölümüne tanık olduğu sevdiği kadın olan Maggie'nin bahçesinde çırılçıplak bir şekilde ortaya çıkmaktadır.
Maggie ile bir şekilde iş birliği yapıp kendi gençliğine bu projeden vazgeçirmek için çabalamaya başlarken ona engel olmak için gelecekten gelen adamlardan da kaçmaya çalışmaktadır.
İlk sayfadan son sayfaya kadar nefes kesen bir aksiyon var. Karmaşalar, nedenler niçinler arasında kalmış aşk da kendini göstermektedir.
Chuck, Charles ve Maggie arasındaki ilişki hayretle okumamı sağladı. Bir aşk üçgeni değildi hayır, ama aralarındaki o ilişki, duygular... yazar bence çok güzel yazmıştı o kısımları.
Kitaba dair anlattığım her nokta spoiler olacak ve zaten çok kısa bir kitap olduğundan okunacak bir şey kalmayacağından dolayı çok uzatmayacağım yorumumu ama çok zevk alarak okuduğumu dile getirmeliyim.
~~~*~~~
"Yaptığını düşündüğün hataların önemi yok, kendini sorumlu hissettiğin şeylerin önemi yok, Data Tech'te kalmanın ya da tıp fakültesine dönmenin ya da araba yıkamanın önemi yok, ben seni yine seveceğim. Seni hep seveceğim. Ve o andan, yeniden karşılaştığımız andan sonra... bizi ancak ölüm ayıracak."
~~~*~~~
Yazarın bu konuyu daha uzatıp dallandırıp budaklandırsa belki kurguyu batırabilirdi ama olması gerektiği gibi bırakıp, her şeyi dozunda yazıp oldukça güzel bir kitap okurların önüne koymuş.
Diğer okuyanlar ne düşündü bilmiyorum ama ben kitabı çok beğendim ve yazarın yayınlanan bir kitabı daha var onlara da el atmayı düşünüyorum açıkçası. Umarım başka yayınevleri bu yazarı keşfeder.
Ben çok beğendim ve sizlere de tavsiye ediyorum :)
Kitabın adı : Aşka Zaman Ver
Orijinal adı : Time enough for LoveYazarı : Suzanne Brockmann
Çevirmen : Anıl Ceren Altunkanat
Yayınevi : Epsilon
Sayfa sayısı : 216
Aklı başında bir kadın olan Maggie Winthrop, aşk hayatının bir bilimkurgu romanına dönüşeceğini asla düşünmemiştir. Fakat bir gün arka bahçesinde, donanma komandolarından eğitim görmüş Chuck Della Croce adında bir bilimadamı boy gösterir; çıplaktır ve inanması imkânsız bir açıklaması vardır: Teröristlerin Amerika'yı yakıp yıkmasını önlemek için, kendi icadı olan bir zaman makinesiyle gelecekten gelmiştir.
Maggie, üstü başı kir pas içindeki bu yakışıklı yabancıya yakınlık gösterir ama acaba ona güvenmesi doğru olacak mıdır?
Chuck'ın, üzerine aldığı misyonu tek başına tamamlaması mümkün değildir. Maggie'ye ihtiyacı vardır; ondan güzel bir kadının sahip olduğu tüm cazibeyi kullanarak, yedi yıl önceki genç halini bu trajediden sorumlu olan teknolojiyi yaratmaması için ikna etmesini ister.
Fakat Maggie aynı etkileyici adamın her iki haline de âşık olunca, hiçbir kadının karşı karşıya kalmak istemeyeceği yürek burkan bir tercih yapmak zorunda kalır: Ya tüm hayatı boyunca beklemiş olduğu bir aşkı terk edecek ya da Chuck'la kalıp onunla inşa etmeyi umduğu geleceğin yanıp kül olmasını izleyecektir.
Maggie, üstü başı kir pas içindeki bu yakışıklı yabancıya yakınlık gösterir ama acaba ona güvenmesi doğru olacak mıdır?
Chuck'ın, üzerine aldığı misyonu tek başına tamamlaması mümkün değildir. Maggie'ye ihtiyacı vardır; ondan güzel bir kadının sahip olduğu tüm cazibeyi kullanarak, yedi yıl önceki genç halini bu trajediden sorumlu olan teknolojiyi yaratmaması için ikna etmesini ister.
Fakat Maggie aynı etkileyici adamın her iki haline de âşık olunca, hiçbir kadının karşı karşıya kalmak istemeyeceği yürek burkan bir tercih yapmak zorunda kalır: Ya tüm hayatı boyunca beklemiş olduğu bir aşkı terk edecek ya da Chuck'la kalıp onunla inşa etmeyi umduğu geleceğin yanıp kül olmasını izleyecektir.
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder
Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın