5 Eylül 2019 Perşembe

1 Moira Young - Kan Kırmızı Yol (Toz Diyarı #1)


~~~*~~~
"Eğer gerçekleşmesi alın yazısı olarak tasarlanmışsa, gerçekleşecektir. 
Hepsi yıldızlarda yazılıdır. Hepsi kaderdir."
~~~*~~~

Çıktığından beri elimde olan ve heyecanla okumayı planladığım bir kitaptı Kan Kırmızı Yol. Basım tarihi 2015 olduğu düşünülürse 4 yıldır okunmayı bekliyor neden ertelemişim bilmiyorum ama geç olsun güç olmasın diyerek okudum ve seriyi peş peşe okumayı planlıyorum. 

Açıkçası aşırı derecede beklentiyle ve seveceğimi, tapacağımı düşünerek başladım kitaba ama öncelikle anlatımı beni hayattan soğuttu. Kötü olduğundan değil sadece şimdiki zamanla yazılmış kitapları sevmiyorum, beni yoruyor ve çok koparıyor kitaptan bu yüzden kitaba kendimi kaptıramadım. 

Kitabın kurgusu çok iyiydi, akıcıydı da ve ara ara durgun gibi görünse de aksiyon ve hareketli kısımları tam doruk noktasına çıkarıyordu kitabı ve o sayfaları okurken inanılmaz zevk aldığımı dile getirmeliyim. 

~~~*~~~
Kafes Efendisi'nin söylediği gibi, iyi bir dövüşçünün linç edilmesi bir utanç. 
Ama birimiz yenilmek zorunda.
Ve elbette ki yenilen ben olmayacağım.
~~~*~~~

Kitabın kısaca konusundan bahsetmek gerekirse; Saba, babası, ikizi ve küçük kardeşi Emmi ile yaşadığı sıradan hayat birden tepetaklak olur. Kışın doğmuş olan Saba ve ikizi Lugh'ın geleceği ve hayatı büyük bir tehdit altındadır. Güneş Kralı olarak biline kral kış çocuğunu yaz ortasında kurban edip ömrünü uzatacağına inanarak Lugh kaçırır tabi ondan iki saat sonra doğmuş olan Saba'nın varlığından haberi bile olmadan. Saba da Lugh'a söz vererek onu bulmaya peşinden gider. Kitap bir noktada Saba'nın Lugh'u bulma yolundaki hayatını anlatıyor. Ama tabi klasik serüven hikayesi değil. Hiç sevmediği küçük kız kardeşi Emmi de onun peşinden yollara koyulduklarında Emmi'ye karşı duyguları değişiyor. Edindikleri arkadaşlıkları ile dostluğun ne olduğunu öğreniyor ve aşkı tadıyor. 
Yolculukları sırasında Saba ve Emmi tuzağa düşüp Ümitkent'te dövüşüne zorlanıyor. Emmi rehin olduğu için kardeşini hayatta tutabilmek için dövüşmek zorunda kalıyor. Orada ilk kez aşık olduğu Jack ile tanışıyor ve sıkı dostluklar ediniyor. Ümitkent'ten özgürlük şahinleri grubu sayesinde kaçmayı başarıyor ve Lugh'un peşine düşüyor tekrardan. Ama tehlikeler ve heyecanlar peşini bırakmıyor.

Tam kitap duruldu dediğiniz zaman bir olay daha patlak veriyor. Aslında yazar cidden çok güzel bir dünya yaratmış ve anlatım dili şimdiki zaman olmasaymış muhteşem bir kitap diyebilirdim. 

~~~*~~~
"Beni ebediyen terk ettiğinden korktum. Tıpkı diğer herkes gibi. Annem, babam ve Lugh. Beni, Lugh'u sevdiğin kadar sevmediğini biliyorum ama... lütfen terk etme beni Saba. Lütfen. Tek sahip olduğum sensin."
~~~*~~~

Emmi ile Saba'nın diyalogları, birbirlerine tavırları, duygularını okumak çok güzeldi. Saba'nın büyümesi, olgunlaşması gerekiyordu ve Emmi'nin kıymetini bilmesi... Lugh'un kaçırılması ve bütün yaşadıkları onu tam da olması gereken kişiye dönüştürdü. 

Emmi'nin yaşına göre korkusuz olması, asiliği falan çok güzeldi. 

Jack... süper bir karakterdi. Saba ile olan diyaloglarında ve onunla olan tavırlarında bazen ikisinin de ergen tribinde olduklarını düşündüm ama farkına vardım ki zaten ergen olacak yaştalar :D

Dövüş sahneleri, kaybedenlerin linç edilmesi, Ümitkent'ten kaçışları, cehennem solucanlardan kaçışları, Kral ile dövüşmeleri... her şey o kadar iyiydi ki en çok o sahneleri okurken heyecanlandım diyebilirim. 

Özellikle son sahnede Lugh'u kurtardıktan sonra olanlar süperdi. 

~~~*~~~
Başını kaldırıyor. Gözleri benimkilerle buluşuyor. Derin, siyah ve gölgelerle dolu...
Zaman durmak için yırtınıyor. Ne kımıldayabiliyor ne de nefes alabiliyorum. Gözlerimi onunkilerden alamıyordum. Almak istemiyorum.
~~~*~~~

Kitapta en çok ilgimi çeken DeMalo oldu. Fazla gizemliydi ve öyle bir güce sahipken neden kralın sağ kolu rolündeydi anlamadım. Ancak altında çok büyük bir gizem yatıyor diye düşünüyorum. O gizemi çözmek için seriyi peş peşe okumayı da planlıyorum. 

Kitap çok güzeldi, cidden kurgusu, olay döngüsü, karakterler her şey çok iyiydi. Ancak anlatım dili tek eleştireceğim nokta çünkü en sevmediğim yazım tarzı diyebilirim.

Eğer distopik,, bilim kurgu hikayeleri seviyorsanız bir deneyin derim. 



Kitabın adı        : Kan Kırmızı Yol
Orijinal adı       : Blood Red Road 
Yazarı                : Moira Young
Seri Sıralaması : Toz Diyarı (Dust Lands) #1
Çevirmen          :  Eyüp Timur Avarkan
Yayınevi             : Ephesus
Sayfa sayısı        : 448

Kitabın tanıtım yazısı: 

Saba kum fırtınaları tarafından harap edilmiş çorak bir diyarda yaşamaktadır. Çok sevdiği ikizi Lugh kaçırılınca gözü pek Jack ve Özgür Şahinler'le birlik olup Lugh'u aramaya koyulur. İkizi Lugh'u bulmak için pek çok güçlükle savaşmak durumunda kalan genç kız, zekası ve iradesiyle tüm zorlukların üstesinden gelmeye, düşmanlarını yenmeye çalışır. Üstelik bu süreçte hem mücadelelerinde yenilmez biri olduğunu hem de aşkı ve dostluğu keşfeder. Heyecan ve aksiyonun bir an olsun hız kesmediği Kan Kırmızı Yol soluksuz okunacak bir roman.

"Ridley Scott'ın da bu kitabın yayın haklarını almasında şaşılacak bir yan var mı?"
-New York Times-

"Ürkütücü ve macera dolu. Açlık Oyunları'yla eş değer."
-Los Angeles Times-

"Vahşi ve heyecan verici."
-The Wall Street Journal-

"Kan Kırmızı Yol üslubu ve karakterleriyle kendini benzerlerinden ayırıyor. Çarpıcı ve kesinlikle orijinal."
-MTV.com-

1 yorum :

  1. "Kan Kırmızı Yol" alıntıları gerçekten ilgi çekici.. paylaşıma teşekkürler... sevgiler..

    YanıtlaSil

Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın