24 Kasım 2019 Pazar

3 Jennifer Royce İle Röportaj




Merhaba Jennifer Royce, en sevdiğim yazarlardan birisiniz, üstelik en sevdiğim hatta taptığım bir türde yani historical romans türünde yazıyorsunuz Bütün kitaplarınızı okumuş – son kitabınız hariç – bir okurunuz, takipçiniz olarak size bolca soru ile bu röportajı yapmak istedim.

Tabi ki istemediğini her türlü soruyu es geçme hakkına sahipsiniz.  

Hazırsanız başlayalım :)


İlleKitapBlogu:  Bize kendinizden bahseder misiniz? Jennifer Royce kimdir, nasıl biridir? Ne yer ne içer? Ne yapmaktan hoşlanır? Neler okur, ne tür yazmayı sever? Gezmeyi mi yazmayı mı yoksa okumayı mı daha çok sever?

Sohbetimize başlamadan önce bana ayırdığınız zaman için çok teşekkür ederim. Onur duydum. Sizi İlle Kitap Blog olarak çok başarılı bulduğumu bilmenizi isterim.

İlk sorunuza gelecek olursak, öyle uzun uzun anlatabileceğim bir öyküm yok. Jennifer Royce her şeyden önce bir anne, bir öğretmen ve daha sonra da hobi olarak çok sevdiği bir türü yazmaya çalışan bir kadın. Sabırlı olduğumu ve hayata farklı baktığımı söylerler.

 Okumak, yazmak ve çocuklar tutkum. Bu nedenle emekli olduktan sonra mesleğime duyduğum özlemle öğretmenliğe geri döndüm. Bunun olumsuz bir getirisi oldu hayatıma, çok sevdiğim yazma işine gerektiğince zaman ayıramıyorum. Çocuklardan vazgeçemiyorum ama yazmaktan da vazgeçemiyorum J

Neler okurum? Her türü okurum diye klasik bir cevap vereyim. En çok sevdiğin tür ne diye sorarsanız ben de sizin gibi Romantik Tarihi Kurgu derim J Ve evet bu türü yazmayı çok seviyorum. Geçmiş zamanda aşkların daha romantik, masum ve özel yaşandığını hayal etmekten hoşlanıyorum.
Gezme, yazma ve okuma bu üç seçenek de vazgeçilmezim. Birini seçmek zorunda mıyım? J Şöyle sıralama yapabilirim o zaman: Okumak, yazmak ve gezmek…



İlleKitapBlogu: Neden Jennifer Royce? Bu ismin nickiniz ve size oldukça yakışan nickiniz olduğunu düşünüyorum. Neden Jennifer Royce? Aklıma Düşler Krallığı geliyor her adınızı duyduğumda Jennifer Merrick ile Royce Westmoreland’ın birleşimi gibi :)

Teşekkür ederim, ben de öyle kabullendim ki bazen kendi adımla hitap ettiklerinde bir anlığına yadırgıyorum. J

Neden Jennifer Royce? Aslında sıkı okurlarım ve Judith McNaught hayranları bu ismin kaynağını biliyorlar. Judith McNaught benim historical fiction romans türünde yazan en sevdiğim yazar. Bütün kitaplarını deliler gibi yalayıp yutsam da Düşler Krallığı belki ilk okuduğum historical olması nedeniyle ayrı bir yere sahip. Dolayısıyla en sevdiğim karakterler de Jennifer ve Royce.

Ve evet haklısınız ismim bu iki karakterin birleşiminden geliyor J



İlleKitapBlogu: Hem anne olup hem öğretmen olup hem de yazar olmayı nasıl başarıyorsunuz?

Anne, öğretmen ve yazar… Üçü de emekliye ayrılabileceğiniz, bir süre sonra artık benden bu kadar diyerek kendi kabuğunuza çekilebileceğiniz kavramlar değil. Dolayısıyla eğer seviyorsanız birlikte yürütmek için bir yol bulmanız gerek. Ben de her üçünden de vazgeçemediğim için severek yapıyorum o zaman yorgunluktan sızlanmamalıyım diyerek kendimi motive ediyorum J



İlleKitapBlogu:  Yazmaya nasıl başladınız? Birden ilham geldi bunu kaleme mi aldınız yoksa birileri mi teşvik etti? 

Aslında yazmaya ortaokul sıralarında başladım desem yalan olmaz. Öyle çok kitap okuyordum ki kendimce karaladığım bir defterim vardı. Ve en büyük zevkim günlük tutmaktı. Lise, üniversite, öğretmenliğe başladığımdan itibaren ve anne olduktan sonra tuttuğum dört çeşit günlüğüm hala duruyor. Ortaokul ve lise dönemlerimde harika kompozisyonlar yazdığımı söylerdi öğretmenlerim. Lisede çok sevdiğim bir edebiyat öğretmenim vardı. Bir gün yazdığım bir hikayeyi ona okuduğumda bana “Yazmayı asla bırakmayacağına dair söz ver!” dedi. Verdiğim bu söz benim hayatımı değiştirdi. O sözden sonra dediğim gibi hep yazdım. Farklı edebiyat sitelerinde şiirler, denemeler, karalamalar, küçük öyküler yayınladım.



İlleKitapBlogu:  Hayalinizde bir yazar olmak var mıydı? Yoksa sonradan gelişen bir olay mıydı?

Hayalimde yazar olmak yoktu. Ben sadece yazmayı seviyordum. Bir gün kitaplarımın basılması benim için çok ütopikti. Ayrıca yazdıklarımı bir başkasının okumasından her zaman utanmışımdır. Köşe bucak sakladığım doğrudur. J



İlleKitapBlogu:  Yazdığınız tür yüzünden yabancı isimler kullanmanız çok normal tabi ama bu isimleri neye göre belirliyorsunuz? Kulağa nasıl geldiğine mi bakıyorsunuz yoksa sizin için özel bir anlamı olmasına mı dikkat ediyorsunuz? Bir de bir gün Türkçe karakterle hikaye yazmayı planlıyor musunuz?

Kurgularımda kullandığım her ismin benim için özel bir anlamı var ve özel olarak seçiyorum ve itiraf ediyorum bir kurguya başlarken en zevk aldığım kısım kahramanların ve kitabın ismini belirlediğim o anlar J Kahramanlarımın isimleri kitaptaki karakterleriyle örtüşmeli ve anlam olarak da desteklemeli. Mesela Zorba Aşık’ da Troy’u şahinle eşleştirmiştim. Bu nedenle kalenin adı Hawkslot ( Şahin yuvası) ve Troy’un diğer ismi olan Gweyn de Galce şahin demek. J



İlleKitapBlogu:   Şu anda Parola Yayınları ile çalışıyorsunuz diğer kitaplarınız da Parola logosuyla çıkacak mı?

Bununla ilgili çalışıyoruz. Kitapların feshini istedik. Ben de Esir Yürek ve İntikamla Gelen üzerinde çalışmaya başladım. Herhangi bir sorun olmazsa şubat gibi Parola Yayınları logosuyla çıkacak. J



İlleKitapBlogu:   Yazdığınız kitaplar basıldıktan sonra keşke burayı o şekilde yazmasaydım dediğiniz yerler oldu mu?

Olmaz mı? J İnsan yazdıkça kalemi gelişiyor, değişiyor ve oturuyor. Gözlerinin Esareti hariç diğer iki kitabı resmen yeniden yazıyorum. Özellikle Esir Yürek eşimin hasta olduğu döneme denk geldiği için ruh halim kitaba çok fazla yansımış. Bu nedenle üzerinde çok çalışmam gerekiyor.



İlleKitapBlogu:  Neden historical romans türünde yazmaya karar verdiniz? Hiç başka bir türü denemeyi düşünüyor musunuz? Yanılmıyorsam wattpadde bir güncel kurgunuz var ama daha başka türlere de yönelmeyi hedefliyor musunuz? Mesela fantastik aşka falan?

Neden historical? Historical kitaplarla tanışmam yirmi yıllık bir süreci kapsıyor. Bu türü keşfettiğim zamanlarda historical yazan çok fazla yazar yoktu ve kitaplar çok az sayıdaydı. Sonra bu yazarlar listesine yenileri eklendi. Geçmiş zaman, yeni çıkan yazarlardan birini okumuştum. Ve o kadar sıkılmıştım ki verdiğim paraya acımıştım. Böyle güzel bir konu nasıl mahvedilir diye kendi kendime dertlenmiştim. İşte o an benim bu türü yazmaya karar verdiğim andır. J

Başka bir tür olarak güncel kurguları denedim. Zevk alarak ve eğlenerek yazıyorum. J Okurlarımdan sık sık senden fantastik okumak istiyoruz istekleri geliyor. Hiç düşünmediğim bir tür fantastik. Yeni yazılanlar ilk yazılanların tekrarı gibi geliyor. Vampirler, periler, melekler, kurt adamlar vs. Yanlış anlaşılmak istemem, fantastik benim historicalden sonra en severek okuduğum tür. Bu türle ilgili kitapların, piyasada olan, hemen hemen hepsini okudum. Sadece şunun sözünü verebilirim J Bir gün yazarsam bu tamamen orijinal ve bana özgü bir konuyla olur. J



İlleKitapBlogu:   İlk kitabınızı elinize aldığınızda neler hissettin? Akrabalarınızdan, ailenizden nasıl tepkiler aldınız? En büyük destekçiniz kimdi?

İlk kitabım Gözlerinin Esareti
Ellerim öyle titriyordu ki iç sayfalarını açamadım. Kurgularımın ve kahramanlarımın somut hale dönüşmesiydi ve o an hissettiklerimi asla unutmayacağım.

Akrabalarımın benim yazdığımdan haberi yok J Kardeşlerim bile ikinci kitabım çıktığında öğrendiler. En büyük destekçim eşimdi. Her zaman benimle ne kadar gurur duyduğunu hissettirdi ve gösterdi. Şimdi ise en büyük destekçim çocuklarım, kitap sayesinde edindiğim arkadaşlarım ve okurlarım.



İlleKitapBlogu:  İmza günleriniz nasıl geçti? İlk imzanızı kim aldı öncelikle ve sonrasında imza günlerinde neler hissettiniz, okurlarınla yüz yüze iletişime geçmek nasıl bir duyguydu?

İmza günlerim en umutsuz olduğum zamanlarda bile harika geçiyor. İlk imza günümde ilk imzamı Melike Doğan’a imzalamıştım. J

İmza günlerinin anlamı benim için okurlarımla, eleştiren veya güzel yorum yapan, seven ya da sevmeyen insanlarla bir araya gelmek ve kalemime güç katacak fikirlerini öğrenmek…

Her imza gününden pek çok fikirle ve enerji depolayarak dönüyorum. Yeni okurlarla tanışıyor, eski okurlarımla kitaplar üzerine sohbet ediyorum. Fuarlar benim için mutluluğumu, hayallerimi ve düşlerimi paylaşabileceğim insanların olduğu bir platform.



İlleKitapBlogu:  Wattpad’de yayınlanan hikayeleriniz de bir gün kitap halini alacak mı? Sırada hangisi var? 

Düşüncem ve isteğim kitap olması yönünde… Sıradaki kitap için kararsızım. İlk düşüncem İntikamla Gelen’in devam kitabı olduğu için Hırçın Gelin’i basmaktı. Şu günlerde acaba bir İskoç mu yayınlasam düşüncesindeyim J



İlleKitapBlogu: Bu soruyu özellikle sormak istiyorum çünkü çok severek okuduğum bir hikayenizdi. Nefretin Kollarında  hikayenizi neden wattpadden kaldırdınız? Ben her ne kadar sebebini biliyorsam da bence takipçileriniz de öğrenmeli diye düşünüyorum.

Nefretin Kollarında ağır bir konuya sahipti. Çok dram ağırlıklıydı. Yazarken zorlandığım ender konulardan biriydi. Kitabı yazmaya başladığımda sonu mutsuz biten tek kitabım olacağını düşünmüştüm. Tahmin ettiğiniz gibi tecavüz üzerine kurulmuş bir kurguydu. Kaldırmama gelince, bölüm sonlarında okurların birbirine girmesi ve işi birbirlerine hakaret boyutuna vardırmaları nedeniyle kaldırdım.



İlleKitapBlogu: Genellikle her yazarın sonraki kitabı ilk kitabında daha iyi oluyor. Okuduğum Türk yazarlarda bunu sıkça görüyorum - birkaçı hariç - . Ancak siz de hiç öyle bir durum görmedim. Her bir kitabınız çok iyiydi, bunu nasıl başarıyorsunuz?

Çok ama çok teşekkür ederim. Bu güzel iltifatla ağzım kulaklarımda J Başardığımı düşünmeniz beni çok mutlu etti. Söyleyebileceğim tek şey çok emek verdiğim ve bu türün çok iyi bir okuru olduğumu düşünerek beni neler mutlu eder neler tatmin etmez çok iyi bildiğim için her kurgumun üzerinde titizlikle duruyorum. Basıma girmeden önce defalarca okuyup değiştirdiğim yerler oluyor. Bu nedenle kitap çıktıktan sonra son halini en çok ben merak ediyorum hahaha J



İlleKitapBlogu: Kitap konularından şimdilik biraz uzaklaşalım. Nasıl ortamlarda yazmayı seviyorsun? Yazarken müzik dinliyor musun? Bir şeyler içiyor musun ya da yiyor musun? 

Özel yazdığım bir köşe yok J Oturma odasında koltukta, televizyon ve müzik sesleri arasında yazıyorum. Yalnız bu edisyon dönemini kapsamıyor. Düzenlemeye başladığımda sessiz bir ortamı tercih ederim. Yazarken (Çok utandı) sigara ve çayı çok fazla tüketiyorum. En iyi düşünebildiğim zamanlar bu ikiliyle geçirdiğim vakitlerde oluyor. Pek çok orijinal fikrin veya diyalogun ortaya çıkışını sağladılar.



İlleKitapBlogu:  Yazar olarak, severek takip ettiğin ve okumaktan keyif aldığın yerli – yabancı yazarlar kimler? Her okurun gözü kapalı kitabını alacak kadar kalemine güvendiği yazarlar olduğunu düşünüyorum. Sizin de öyle yazarların var mı?

Her türde ne yazarsa okurum dediğim yazarlar var. 
Güncel polisiyede Dan Brown, Grange, Tess Gerritsen
Historicalde Judith McNaught, Julie Garwood, Julia Quin, Elizabeth Hoyt, Brenda Joyce, Sophia Jordan, Nicole Jordan, Sabrina Jefries, Diana Gabaldon
Fantastikde: Gene Showater, Kresley Cole, Nalini Singh, Karen Marie Moning, Chiristine Feehan
Güncel Dramda: Khaled Hosseini
Türk yazarlar olarak: İskender Pala, Nazan Bekiroğlu, Zülfü Livaneli, Mustafa Kutlu



İlleKitapBlogu: Wattpad’de takip ettiğin ve kalemini beğendiğin yazarlar var mı? Bunların hikayeleri de kitap olmayı hak ediyor dediğin?

Daha önce takip ettiğim yazarlar vardı. Onlarda kitap çıkardılar. Son yıllarda zamanımın olmaması ve parlak ekrandan gözlerim nedeniyle okuyamadığımdan takip edemiyorum. Ama o platformda gerçekten de kalemi çok iyi olan geleceğin yazarlarının olduğunu biliyorum.



İlleKitapBlogu:  Bu kadar soru yanıtladıktan sonra azıcık sıkıcı konulardan uzaklaşıp eğlenceli sorulara geçelim :) Dilerim cevaplarken sıkılmazsın.  İşte sorularımız :)

# Çay mı kahve mi?
Çay…


# En sevdiğiniz kitabınız?
Gözlerinin Esareti J


#Wattpad’deki en sevdiğini hikayeniz?  
Hepsini seviyorum ama Yakışıklı Dükler Cemiyeti’nin yeri benim için ayrıdır J


#İlk hayran olduğunuz kitap?
 Çalıkuşu ( Reşat Nuri Güntekin)


#İlk okuduğunuz seri? 
Şu an piyasada var mı bilmiyorum, Mustafa Necati Sepetçioğlu’nun Türk tarihini anlatan on iki ciltlik serisi ( Anahtar, Kilit, Kapı, Çatı, Konak… diye devam ediyor.)


#Favori Seriniz, erkek ve kadın karakteriniz? 
(JM’nin tüm serileri özellikle Westmoreland, Grinin Elli Tonu, Karen Marie Moning’in Ateş serisi, Jennifer ve Royce J)


#Ciltli kitap mı karton kapaklı kitap mı?
 Hiç fark etmez J


#Kitap arasına ayraç mı yoksa rastgele bir kağıt parçası mı kullanırsınız?
 Rast gele bir kağıt, en yakınımda ne varsa J


#Şu anda okuduğunuz kitap?
 Nicole Williams serisi, Sana  Bağlandım (3. Kitaptayım)


# En sevdiğiniz çizgi film? 
 Shrek, Eşek benim favori karakterim J Buz Devri, Sid kahramanım J


#Gitmeyi en çok istediğiniz 3 yer?
İskoçya, İngiltere ve Yeni Zelenda J


# Okumaktan hoşlandığınız türler?
Historical Fiction Romans, Fantastik, Güncel romantik aşk


# Asla okumam dediğiniz tür?
 Öyle bir kısıtlama yapmadım kendime J


# Kendi karakterlerinizden en çok hangisini kendinize yakın hissediyorsunuz? Neden?
Aslında hepsinde benden bir parça var. Ya da olmayı istediğim kadından bir parça da diyebiliriz. Bu nedenle seçim yapamıyorum.


# Ne tür müzik dinlemekten hoşlanırsınız? 
Her tür müzik diyerek klişe bir cevap versem J Gerçekten anlık veya günlük değişiyor. Duygusal durumuma göre… Ama yelpaze, cazdan klasiğe, poptan türküye, özgünden sanat müziğine dağılacak kadar geniş.


# Ne tür film izlemekten hoşlanırsınız?
Bilimkurgu, fantastik, polisiye, tarihi kurguları istediğim gibi bulamıyorum çünkü çok az.


# En sevdiğiniz hayvan?
Evcil hayvanların hepsi. Kedi köpek ve kuşlar en sevdiklerim. Geçmişte kedim vardı. O öldükten sonra uzun süre evde hayvan beslemedim ama şimdi dünya tatlısı bir muhabbet kuşum var.


#Dizi izlemek mi film izlemek mi?
Her zaman dizi, özellikle yabancı diziler. Sıkı takipçisiyimdir.


#Tiyatro mu sinema mı?
İkisinden birini tercih etmek istemem. Bana göre ikisi de farklı alanlarda kıymetli sanat dalları. Bu nedenle ikisi de diyeceğim. Ama en kolay ulaşabildiğimiz sinema olduğu için daha çok izleme şansımız oluyor.


#Royce Westmoreland mı Clayton Westmoreland mı?
Tabi ki Royce Westmoreland J


#Julie Garwood mu Judith McNaught mu?
Judith McNaught ( Kadının inanılmaz naif bir kalemi var.)


#En son izlediğiniz film?
Malefiz 2


#En son okuduğunuz kitap?
Elizbeth Hoyt’un Yemin kitabını bitirdikten sonra Nicole Williams’ın Sana bağlandım serisine başladım.


#En son sizi üzen olay?
Geçen hafta otizmli bir öğrencimle yaşadığımız olay


#En son sizi çok sevindiren olay?
Tüyap kitap fuarı


#Takipçilerinize, okurlarınıza söylemek istediğin bir cümle?
Benimle olduğunuz için minnettarım, çok teşekkür ederim J



İlleKitapBlogu:  Son sorum. : ) Bir yazar olarak, yeni yazar adaylarına, yeni yeni yazmaya başlayanlara ve acemi yazarlarımıza hitaben neler söylemek istersiniz? Onlara nasıl nasihat verip yol göstermek istersiniz?

Tek söyleyebileceğim çok çok ama çok okusunlar ve durmadan yazsınlar. Önlerine ket vurmaya çalışan hiç kimseyi umursamadan yollarına devam etsinler. En önemlisi kendileri için yazsınlar. Bir gün mutlaka daha fazlasına sahip olacaklar.


Sevgili İlleKitapBlogu,

Uzun bir aradan sonra seninle yaptığımız bu sohbetten çok keyif aldım. Bana zaman ayırdığın için çok teşekkür ederim. Daha fazla kitaplarda buluşabilmek dileğiyle J Sevgiyle kal…


Biz de sizi çok seviyoruz :) 





3 yorum :

  1. Bu güzel röportaj için çok ama çok teşekkür ederim canım ��

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de çok teşekkür ederim bana zaman ayırdığınız için 💕💕

      Sil
  2. Merhaba.Siteniz oldukça hoş ve takip ettiklerim arasında.Zaman ayırıp yeni açtığım bloguma göz atıp takip ederseniz memnun olurum.Sağlıcakla Kalın.

    https://hepfragmanizle.blogspot.com/

    YanıtlaSil

Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın