11 Şubat 2020 Salı

0 ALINTILAR // Rita Hunter - Kalbin Ateşi

Ve sizlere Kalbin Ateşi kitabından birkaç alıntıyla geldim. Kitabın sonlarına doğru hoşuma giden ama yoruma fazla uzun kaçacak satırlar vardı ve onları paylaşmadan geçemeyeceğimi düşündüğüm için sizler için bu postu yazmaya karar verdim. 

Bu arada üç kitaptan oluşan Ateş Dizisi'nin üçüncü kitabı Kalbin Ateşi. Historical Romans türünde. Bu türü severler mutlaka okuyusunlar ben çok sevdim bu seriyi. Yazarın başka kitaplarını da alıp okumayı planlıyorum. 

Alıntıları paylaşmadan size serinin sıralamasını da yazayım ki okumayı planlıyorsanız sıralı gitmenizi tavsiye ederim. 





Stephan onunla geçireceği zamana bir değer biçemiyordu ve onu hayatında tutacağı zamanla ilgili hiçbir öngörüsü yoktu. Belki de yıllarca... Büyük ihtimalle yıllarca ve yılllarca... Hayatında her ne değişiklik olursa olsun ondan vazgeçmeyi düşünmüyordu. Bu durumda evlenmekten vazgeçmesi gerekebilirdi. 

Tanrı biliyor ya, Davina'ya doyamıyordu. Ona dokunmaya, onu izlemeye, koklamaya ve öpmeye... Hatta sadece sesini duymanın bile tarifsiz bir tadı vardı. Kabul etmeliydi ki durumu giderek hastalıklı bir özleme dönüşüyordu.


**********


"Davina'nın sana karşı ne hissettiğini düşünüyorsun?"

"Onun kadar sıcak dokunuşları olan bir kadının işe duygularını karıştırmadığına asla inanmam. İnkar etmesine rağmen beni sevdiğini biliyorum."

"Ve ona evlenmeye mecbur olduğunu söyledin... Buna rağmen ilişkinizin devam edeceğini de. Hayatta karşılıklı hamleler vardır. Aynı şeyi sana söylediğini düşün... Ne hissederdin?"

Stephan'ın kalbi yerinden oynadı. Davina hayatına yeni bir yön çizdiğini ve yaşlı bir kadın olarak ölmek istemediğini söylediğinde neler hissettiğini hatırladı, fakat daha fazlasını düşünmeye dayanamıyordu. Onsuz geçirdiği günlerin sayısı arttıkça daha katlanılabilir bir yalnızlık çekiyor olması gerekirken Stephan gün be gün hayatın içine çekilen boşluğun bir anafor gibi büyüdüğünü hissediyordu. 

Özlem başındaki en büyük belaydı ve Stephan artık onu özleyerek bir gün daha geçirmek istemediğine tam da o sırada karar verdi. "Sence bu aşk mı?"

Brendan belli belirsiz gülümsedi. "Bunu sadece sen bilebilirsin. Fakat kendini onun yerine koyduğunda bir yerin ağrıyormuş gibi hissediyorsan bu iyi bir yol gösterici olabilir."

Ağrıyordu... hatta kalbi bıçakla yerinden sökülüyormuş gibi hissediyordu. Bu kadar sakin görünmesi ise tamamen görsel bir yanılgıydı. "Hep böyle midir?"

Brendan'ın ifadesi yumuşadı. Sophie'yi düşündüğü belli oluyordu. "İnsanı deliye döndürür. Kalbinde bir şeylerin yer değiştirdiğini fark edersin. Zayıf hissedersin ama bütün dünyayı yerinden oynatabilecek kadar güçlüsündür aslında."

Stephan gülümsedi. Onun için sadece bu dünyayı değil, var olan bütün dünyaları yerinden oynatabilirdi. Güldüğünü görebilmek için gerekirse geri kalan herkesi ağlamasını sağlayabilirdi. Gözyaşlarını silebilmek için hayatındaki her şeyi silebilir ve una rağmen yine de gülümseyebilirdi. 



**********


"Sana söylemek istediğim..."

"Sakın bir şey söyleme."

"Ne söyleyeceğimi bilmiyorsun."

"Ağzından çıkan her söz güzelliğin zehrine sahip Stephan. Yani bana yaramaz."

Bu yorum Stephan'ı rahatsız etmiş gibi görünüyordu. 

"Bugüne kadar ağzımdan seni mutlu edecek tek bir kelime bile çıkmadı mı?" Parmağını Davina'ya doğru sallayarak sözlerine devam etti. "Gözlerin ayna gibi Davina... ve ben mutlu kadınları tanırım."

"Mutlu ettin elbette... Ama kırılan kalbim hatırlamama engel oluyor."



**********


"Davina öfkeni de gururunu da bir kenara bırak ve buraya neden geldiğimi gör. Sen bana aitsin."

Davina elinin tersiyle burnunu sildi. "Evet, kabul ediyorum. Sana aidim. Ama sana ait olan yüzlerce şeyden biri olmak beni mutlu etmiyor."

"Çünkü görmüyorsun." Bir damla yaş parmağına damlayınca Stephan onu sildi ve nemli yanağını öptü. "Seni seviyorum Davina... Bunu hala anlayamadın mı?"

Stephan onun gibi birini sevemezdi, hayatına giren onlarca güzel ve itaatkar kadından birine değil de Davina'ya aşık olması hiç mantıklı değildi. Fakat aşkın mantıkla işi olmadığını en iyi bilen kendisi değil miydi?

"Ağlamana dayanamıyorum."

"Sen beni seviyor olamazsın."

"Nasıl bu kadar emin olabiliyorsun?"

"Çünkü ben Katolik'im."

Stephan güldü. "Evet, bu çok büyük bir sorun."

Davina alınmıştı ama gerekçelerini sıralamaya devam etti. "Şirretin tekiyim."

"Bak bu konuda da haklısın ama fikrimi değiştirmen için yeterli değil."

"Ağzım bozuk."

"Kulağıma kötü şeyler fısıldamana bayılıyorum."

Yaşlar gözlerinden sicim gibi akmaya devam başladığında Davina arkasını döndü. Tanrı'ya şükür Stephan engel olmaya kalmadı, sadece arkadan ona sarılıp yanağını başına yasladı ve saçlarına küçük öpücükler kondurdu.

"Sana kırgınım Stephan... Sen hayatıma girene kadar taş gibi dimdik ve katıydım. Kardeşim dışında hiçbir şey duygularımı etkileyemezdi. Ama içime öyle derinden işledin ki en ufak bir sözünle yıkılacakmış gibi oluyorum."

"Biliyorum bir tanem... seni kırmayı asla istemedim."

"Ama kırgın işte... Gözlerimin içine bakarak bana başkasıyla evleneceğini söyledin... Üstelik benim seni sevdiğimi düşünüyordun. Bunu beni ne kadar kıracağını bile bile bana başkasıyla evleneceğini söyledin. Başkasıyla..."

Stephan ona daha da sıkı sarıldı. "Söylediklerime kendim de inanmıyordum. Açıklamam mümkün değil Davina... Ahmaklık ettim, belki de korktum. İçime böyle nüfus etmen beni endişelendirdi."

"Aptalın tekisin Stephan..."



**********


Bu kadına aşık omak hayatında yaptığı en delice ve en güzel şeydi. "Davina..." dedi ihtiras ve aşktan boğuklaşan sesiyle. "Seni istiyorum... Seni hayatımda, kalbimde ve yatağımda istiyorum. Sana sahip olmak için yapmayacağım delilik yok. Artık sensiz olamam, anlıyor musun? Sen içimdeki sıcaklığın nedenisin. Sen benim kalbimin ateşisin... Gidersen sönerim ve benden geriye sadece küller kalır. Sözlerim kulağa aptalca geliyor... ve fazla duygusal... Ama daha önce kendimden de sözlerimin haklılığından da hiç bu kadar emin olmamıştım. Sen benimsin... kalbin, ruhun... vücudun bana ait. Benim çocuklarıma hamile kalıp benim masamı şereflendirecekin. Benimle yaşlanacaksın Davina... Aşka, mutluluğa, karısıyla veişmeye ve dünyevi bütün zevklere doymuş yüz yaşında bir ihtiyar olarak ölürken de elimi tutacak kişi sen olacaksın ve hiçbir koşulda benden önce ölmeyeceksin. Bu çok önemli..." Davina'nın gülmesi üzerine ciddiyetle ekledi. "Sensiz geçirdiğim günler boyunca bundan sonra sensiz tek bir gün daha geçirmek istemediğime karar verdim. Bunu aklından çıkarma."

"Senden önce ölmeyeceğime söz veriyorum," dedi Davina gülerek ve biraz da büyülenerek. 

Stephan Davina'nın itaatinden memnun kalarak başını salladı ve sözlerine devam etti. "Sana kendimi adayacağım. Sana vücudumla, ruhumla ve servetimle tapacağım... Kontesim ve eşim olacaksın... Karım olacaksın. Seni mutlu etmek için gerekirse yıldızları toplayacağım ama bunu istememeni tercih ederim."

"Bu benim yeminim Davina..."






Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın