15 Mart 2020 Pazar

0 Seda Meydan İle İlle Kitap Röportajı


Bu ayı ki röportajımızdaki konuğumuz üç kitabı yayınlanmış romans yazarlarımızdan biri olan Seda Meydan. Şimdiye kadar bir kitabını okudum ve birinin de siparişini verdim, gelmesini beliyorum. Durum bu olunca da yazarımızı daha yakından tanımak güzel olur takipçileri açısından değil mi ? :)   


Hazırsanız Seda Meydan’ı tanımaya başlayalım :)



İlleKitapBlogu:  Merhabalar Seda Hanım, öncelikle cevaplamak istemediğiniz her soruyu es geçme hakkınız var diyerek klasik ilk sorumuzla röportajımızı başlatmak istiyorum. Bize kendinizden bahseder misiniz? Seda Meydan kimdir, nasıl biridir? Ne yer ne içer? Ne yapmaktan hoşlanır? Gezmeyi mi yazmayı mı yoksa okumayı mı daha çok sever? 

Edirne doğumluyum. İzmir’de üniversitede İşletme okudum ve sonrasında bir anda bankacılık sektöründe buldum kendimi… Şu anda İstanbul’da yaşıyorum. Bir yatırım bankasında çalışıyorum. Kitap serüvenine oğlum 2-3 yaşlarındayken artık kendim için bir şeyler yapmalıyım diyerek başladım. Ama kendimi bildim bileli yazıyorum. Kitaplaşma ve okuyucuyla paylaşma kısmında çok geç kaldım.


İlleKitapBlogu: Sadece bir kitabınızı okuduğumu itiraf ederek, diğer kitaplarınızın da Kızgın Tavada Aşk gibi zaman zaman romantik zaman zaman aile ilişkilerine değinen bir kurguya mı ev sahipliği yapıyor merak ediyorum. Kitaplarınızdan biraz bahsederken okurlarınız kitaplarınızı okurken neler beklemeli biraz ip ucu verir misiniz?

Kitaplarım ağırlıklı olarak aşkı anlatıyor çünkü ben aşk okumayı çok seviyorum. Zaman zaman farklı kurgular elbette okuyorum ama bir bakıyorum yine aşk kitapları beni çekivermişler kendilerine. Hal böyle olunca ben de kitaplarımda aşktan ve aşkın iki kişiyi nasıl etkilediğinden bahsederken aile ilişkilerinden de bolca bahsediyorum.


İlleKitapBlogu:  Hem anne olup hem de yazar olmak nasıl bir duygu? İkisini nasıl götürüyorsunuz? Üstelik küçücük bir bebeğiniz varken?

Kolay desem yalan olur. Tuna oğlum artık tam büyüdü rahatladım derken ailemize minik Eda katıldı ve her şey baştan ayağa değişti. Kitap yazma sevgimden öte bir sevgi bu ve şu anda çok küçük olduğu için onunla ilgilenmem şart. O da biraz büyüdükten sonra yeni kurgularla geri döneceğim.



İlleKitapBlogu:  Lucca hariç diğer kitaplarınızda Türk isimler yer alırken neden bunu yabancı isimli yazdınız? Türk ya da yabancı isimle kurguları oluşturmak arasındaki fark ne? Neden yazarlar böyle bir şeye ihtiyaç duyuyor merak ediyorum. Bu soruyu da size soruyorum çünkü her iki şekilde de kurgularınızı kaleme almışsınız.   

Lucca benim ilk yabancı karakterli hikayem. Aslında onda ilk kurgu aklımdaydı. İnsan düşünüyor tabi sen Türksün ve oturuyorsun yabancı yerler, yabancı karakterler yazıyorsun. Nasıl oluyor? Dahası ne gerek var diyen bile var. İşin özü hayal gücü. Ben Lucca’yı isminden öte karakter olarak düşünüyordum. Sert bir yapısı olacaktı. Mafyatik biriydi ve mafya deyince İtalyan akla gelir. En iyisi en hakikisini yazmak daha doğru olacaktı. Ve ilginçtir ki İtalyan hayranlığı varmış da haberimiz yokmuş.



İlleKitapBlogu: Başka türlerde yazmayı düşündünüz mü? Mesela historical romans, fantastik romans ya da bambaşka bir tür polisiye, gerilim türlerinde?

Fantastik yazmayı çok isterim. Denemişliğim de var ama zor olduğunu söylemeliyim. Bir de çocuk kitabı yazma isteğim var; onu da kesinlikle istiyorum.



İlleKitapBlogu:   Neden aşçı? Kızgın Tavada Aşk kitabında Ali’nin mesleği aşçıydı. Neden? Genelde ünlü iş adamı, babasının şirketinin CEO'sunu okumaya çok alışığız değişik ve güzel geldi bu meslek ama neden aşçı merak ettim. 

Çok komik belki ama kurgu tavada yemek yaparken aklıma geldi… Bir aşçı ama bunu ilgi çekici bir karakterle birleştirmek zor olsa da inanılmaz keyifliydi. Zaten diğer kitaplarımın aksine mizahı da işin içine kattım ve çok eğlendim.



İlleKitapBlogu:   Başka bir tür soruya geçelim :) İlk kitabınızı elinize aldığınızda neler hissettiniz? Ailenizde, yakın çevrenizde okuyanların tepkileri nasıldı?

Çok ama çok güzeldi. Bir fuarda elime almıştım ilk kitabımı. Ken’an Diyarı’nı ve diğerlerini yazdığın için  inanılmaz gurur verici bir iş yaptığımı düşündüren bir eşe ve aileye sahibim.



İlleKitapBlogu:   İlk imzanız nasıldı? Eminim çok özeldir ama neler hissettiniz? İlk imzanızı kime verdiğinizi hatırlıyor musunuz?

İlk imzam eşimeydi.



İlleKitapBlogu: Yazdığınız kitaplar basıldıktan sonra keşke burayı o şekilde yazmasaydım dediğiniz yerler oldu mu ya da değiştirmek istediğiniz? Varsa örnek verebilir misiniz?

İlla ki oluyor. Mesela ben kitaplaştıktan sonra açık kitaplarımı okumuyorum. Çünkü hata bulmaktan korkuyorum. Çok sonra okurum ve derim bunu da ekleseymişim ama çok elzem şeyler olmaz. İnsan hep kendini geliştirmek adına eleştiriyor kendini.



İlleKitapBlogu:   Her yazarın bir acemilik eseri olur. Bu her meslekte vardır ilk işler her zaman acemilik eseridir. Sizin de benim acemilik eserim dediğiniz bir kurgunuz, kitabınız var mı?

Ken’an Diyarı ilk eserim ve acemilik illa ki var. Her kitapta kendime bir şeyler kattığımı düşünüyorum.



İlleKitapBlogu:  Kapak tasarımlarında siz de olaya dahil oluyor musunuz yoksa tamamen yayınevinin ekibine mi bırakıyorsunuz durumu? Mesela Kızgın Tavada Aşk’ın kapak tasarımı çok güzel, Lucca’nın ise kırmızısı muhteşem :)

Kapakların hepsi Hakan Kıratlı tasarımı. Kendisi kapakları kitap için kendi çiziyor hazır kapak kullanmıyoruz ve beraber çalışıyoruz. Kapağa çok fazla özeniyorum ve içime siniyor.



İlleKitapBlogu: Kitaplardan çok konuştuğumu düşündüm şuanda ve başka konulara geçmek adına geliyor bu seferki sorum :) Ne tür ortamlarda yazmaktan hoşlanıyorsunuz? Sessiz ve sakin mi yoksa hafif müzikli arka planda seslerin olduğu bir ortam mı?

Fonda müzik olmazsa olmazım. Ben uyurken bile müzik arayan  insanlardanım. Kesinlikle şarkı sözlerinden ilham alırım.



İlleKitapBlogu:  Yazar olarak, severek takip ettiğiniz ve okumaktan keyif aldığınız yerli – yabancı yazarlar kimler? Her okurun gözü kapalı kitabını alacak kadar kalemine güvendiği yazarlar olduğunu düşünüyorum. Sizin de öyle yazarlarınız var mı?

Olmaz olur mu? Mesela Gerilim türünde Tess Geritsen çok severim. Romantik yazar çok gerçi hangisini yazsam. Vı Keeland, Mia Sheridan, Işılca, Samantha Young, Fatih Murat Arsal, Judith McNaughty, Amy Harmon gözüm kapalı alırım.



İlleKitapBlogu:  Bu kadar soru yanıtladıktan sonra azıcık sıkıcı konulardan uzaklaşıp eğlenceli sorulara geçelim :) Dilerim cevaplarken sıkılmazsınız.  İşte sorularımız :)

# Çay mı kahve mi?
Çay


# En sevdiğiniz kitabınız
Kızgın Tavada Aşk


# En sevdiğiniz karakteriniz? 
Ali


# En sevdiğiniz mevsim?
İlkbahar


# En sevdiğiniz kapak tasarımınız?
 Ken’an Diyarı
 

# İlk okuduğunuz seri? 
Çatı Serisi 


# Ciltli kitap mı karton kapaklı kitap mı?
Karton kapak


# Dizi izlemek mi film izlemek mi?
Dizi


# Tiyatro mu sinema mı?
Tiyatro


# Kitap arasına ayraç mı yoksa rastgele bir kağıt parçası mı kullanırsınız?
Rastgele kağıt kalem fark etmez


# Şu anda okuduğunuz kitap? 
Işılca - Cihan


# En son okuduğunuz kitap? 
Asil Duygular


# En sevdiğiniz çizgi film? 
Şu ara oğlumdan dolayı uğur böceği ve kara kedi
 

# En sevdiğiniz dizi? 
Romance is a bonus book


#En çok sevdiğiniz masal karakteri? 
Çizmeli kedi


# Gitmeyi en çok istediğiniz 3 yer? 

İtalya, Paris ve Gaziantep


# Okumaktan hoşlandığınız türler? 
Polisiye gerilim aşk


# Asla okumam dediğiniz tür? 
Tarih çok zor :)


# Ne tür müzik dinlemekten hoşlanırsınız? 
Her türde dinlerim ama çoğunluk Yabancı Pop, R&B ve Jazz


# Ne tür film izlemekten hoşlanırsınız? 
Dram


#En sevdiğiniz hayvan? 
Zürafa 


#En son sizi üzen olay? 
Şehit haberleri
 


İlleKitapBlogu:  Son sorum. : ) Bir yazar olarak, yeni yazar adaylarına, yeni yeni yazmaya başlayanlara ve acemi yazarlarımıza hitaben neler söylemek istersiniz? Onlara nasıl nasihat verip yol göstermek istersiniz?

Genelde hep bu soruyla karşılaşıyorum ve naçizane tavsiyem ki bu kendimde de böyledir. Çok okumak gerekliliği; okumayan biri asla yazamaz.


Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın