Bu ayı ki röportajımızdaki
konuğumuz üç kitabı yayınlanmış romans yazarlarımızdan biri olan Seda Meydan.
Şimdiye kadar bir kitabını okudum ve birinin de siparişini verdim, gelmesini
beliyorum. Durum bu olunca da yazarımızı daha yakından tanımak güzel olur takipçileri
açısından değil mi ? :)
Hazırsanız Seda Meydan’ı
tanımaya başlayalım :)
İlleKitapBlogu: Merhabalar Seda
Hanım, öncelikle cevaplamak istemediğiniz her soruyu es geçme hakkınız var
diyerek klasik ilk sorumuzla röportajımızı başlatmak istiyorum. Bize
kendinizden bahseder misiniz? Seda Meydan kimdir, nasıl biridir? Ne yer ne
içer? Ne yapmaktan hoşlanır? Gezmeyi mi yazmayı mı yoksa okumayı mı daha çok
sever?
Edirne
doğumluyum. İzmir’de üniversitede İşletme okudum ve sonrasında bir anda
bankacılık sektöründe buldum kendimi… Şu anda İstanbul’da yaşıyorum. Bir
yatırım bankasında çalışıyorum. Kitap serüvenine oğlum 2-3 yaşlarındayken artık
kendim için bir şeyler yapmalıyım diyerek başladım. Ama kendimi bildim bileli
yazıyorum. Kitaplaşma ve okuyucuyla paylaşma kısmında çok geç kaldım.
İlleKitapBlogu: Sadece bir kitabınızı
okuduğumu itiraf ederek, diğer kitaplarınızın da Kızgın Tavada Aşk gibi zaman
zaman romantik zaman zaman aile ilişkilerine değinen bir kurguya mı ev
sahipliği yapıyor merak ediyorum. Kitaplarınızdan biraz bahsederken okurlarınız
kitaplarınızı okurken neler beklemeli biraz ip ucu verir misiniz?
Kitaplarım ağırlıklı olarak aşkı anlatıyor çünkü ben aşk okumayı çok
seviyorum. Zaman zaman farklı kurgular elbette okuyorum ama bir bakıyorum yine
aşk kitapları beni çekivermişler kendilerine. Hal böyle olunca ben de
kitaplarımda aşktan ve aşkın iki kişiyi nasıl etkilediğinden bahsederken aile
ilişkilerinden de bolca bahsediyorum.
İlleKitapBlogu: Hem anne olup hem de yazar olmak nasıl bir duygu?
İkisini nasıl götürüyorsunuz? Üstelik küçücük bir bebeğiniz varken?
Kolay desem yalan olur. Tuna oğlum
artık tam büyüdü rahatladım derken ailemize minik Eda katıldı ve her şey baştan
ayağa değişti. Kitap yazma sevgimden öte bir sevgi bu ve şu anda çok küçük
olduğu için onunla ilgilenmem şart. O da biraz büyüdükten sonra yeni kurgularla
geri döneceğim.
İlleKitapBlogu: Lucca hariç diğer kitaplarınızda
Türk isimler yer alırken neden bunu yabancı isimli yazdınız? Türk ya da yabancı
isimle kurguları oluşturmak arasındaki fark ne? Neden yazarlar böyle bir şeye
ihtiyaç duyuyor merak ediyorum. Bu soruyu da size soruyorum çünkü her iki
şekilde de kurgularınızı kaleme almışsınız.
Lucca benim ilk yabancı karakterli
hikayem. Aslında onda ilk kurgu aklımdaydı. İnsan düşünüyor tabi sen Türksün ve
oturuyorsun yabancı yerler, yabancı karakterler yazıyorsun. Nasıl oluyor? Dahası
ne gerek var diyen bile var. İşin özü hayal gücü. Ben Lucca’yı isminden öte
karakter olarak düşünüyordum. Sert bir yapısı olacaktı. Mafyatik biriydi ve
mafya deyince İtalyan akla gelir. En iyisi en hakikisini yazmak daha doğru
olacaktı. Ve ilginçtir ki İtalyan hayranlığı varmış da haberimiz yokmuş.
İlleKitapBlogu: Başka türlerde yazmayı düşündünüz mü? Mesela
historical romans, fantastik romans ya da bambaşka bir tür polisiye, gerilim
türlerinde?
Fantastik yazmayı çok isterim.
Denemişliğim de var ama zor olduğunu söylemeliyim. Bir de çocuk kitabı yazma isteğim
var; onu da kesinlikle istiyorum.
İlleKitapBlogu: Neden aşçı? Kızgın Tavada Aşk kitabında Ali’nin
mesleği aşçıydı. Neden? Genelde ünlü iş adamı, babasının şirketinin CEO'sunu
okumaya çok alışığız değişik ve güzel geldi bu meslek ama neden aşçı merak
ettim.
Çok komik
belki ama kurgu tavada yemek yaparken aklıma geldi… Bir aşçı ama bunu ilgi
çekici bir karakterle birleştirmek zor olsa da inanılmaz keyifliydi. Zaten
diğer kitaplarımın aksine mizahı da işin içine kattım ve çok eğlendim.
İlleKitapBlogu: Başka bir tür soruya geçelim :) İlk kitabınızı elinize aldığınızda neler hissettiniz?
Ailenizde, yakın çevrenizde okuyanların tepkileri nasıldı?
Çok ama çok güzeldi. Bir fuarda
elime almıştım ilk kitabımı. Ken’an Diyarı’nı ve diğerlerini yazdığın için inanılmaz gurur verici bir iş yaptığımı
düşündüren bir eşe ve aileye sahibim.
İlleKitapBlogu: İlk imzanız nasıldı? Eminim çok özeldir ama
neler hissettiniz? İlk imzanızı kime verdiğinizi hatırlıyor musunuz?
İlk imzam eşimeydi.
İlleKitapBlogu: Yazdığınız kitaplar basıldıktan sonra keşke
burayı o şekilde yazmasaydım dediğiniz yerler oldu mu ya da değiştirmek
istediğiniz? Varsa örnek verebilir misiniz?
İlla ki oluyor. Mesela ben
kitaplaştıktan sonra açık kitaplarımı okumuyorum. Çünkü hata bulmaktan
korkuyorum. Çok sonra okurum ve derim bunu da ekleseymişim ama çok elzem şeyler
olmaz. İnsan hep kendini geliştirmek adına eleştiriyor kendini.
İlleKitapBlogu: Her yazarın bir acemilik eseri olur. Bu her
meslekte vardır ilk işler her zaman acemilik eseridir. Sizin de benim
acemilik eserim dediğiniz bir kurgunuz, kitabınız var mı?
Ken’an Diyarı ilk eserim ve
acemilik illa ki var. Her kitapta kendime bir şeyler kattığımı düşünüyorum.
İlleKitapBlogu: Kapak tasarımlarında siz de olaya dahil oluyor
musunuz yoksa tamamen yayınevinin ekibine mi bırakıyorsunuz durumu? Mesela
Kızgın Tavada Aşk’ın kapak tasarımı çok güzel, Lucca’nın ise kırmızısı muhteşem :)
Kapakların hepsi Hakan Kıratlı
tasarımı. Kendisi kapakları kitap için kendi çiziyor hazır kapak kullanmıyoruz
ve beraber çalışıyoruz. Kapağa çok fazla özeniyorum ve içime siniyor.
İlleKitapBlogu: Kitaplardan çok konuştuğumu düşündüm şuanda ve başka
konulara geçmek adına geliyor bu seferki sorum :) Ne tür ortamlarda yazmaktan
hoşlanıyorsunuz? Sessiz ve sakin mi yoksa hafif müzikli arka planda seslerin
olduğu bir ortam mı?
Fonda müzik olmazsa olmazım. Ben
uyurken bile müzik arayan insanlardanım.
Kesinlikle şarkı sözlerinden ilham alırım.
İlleKitapBlogu: Yazar olarak, severek takip ettiğiniz ve okumaktan
keyif aldığınız yerli – yabancı yazarlar kimler? Her okurun gözü kapalı
kitabını alacak kadar kalemine güvendiği yazarlar olduğunu düşünüyorum. Sizin
de öyle yazarlarınız var mı?
Olmaz olur mu? Mesela Gerilim
türünde Tess Geritsen çok severim. Romantik yazar çok gerçi hangisini yazsam. Vı Keeland, Mia Sheridan, Işılca, Samantha Young, Fatih Murat Arsal, Judith McNaughty, Amy
Harmon gözüm kapalı alırım.
İlleKitapBlogu: Bu kadar soru yanıtladıktan sonra azıcık sıkıcı
konulardan uzaklaşıp eğlenceli sorulara geçelim :) Dilerim cevaplarken
sıkılmazsınız. İşte sorularımız :)
# Çay mı kahve mi?
Çay
# En sevdiğiniz kitabınız?
Kızgın
Tavada Aşk
# En sevdiğiniz karakteriniz?
Ali
# En sevdiğiniz mevsim?
İlkbahar
# En sevdiğiniz kapak tasarımınız?
Ken’an Diyarı
# İlk okuduğunuz seri?
Çatı
Serisi
# Ciltli kitap mı karton kapaklı
kitap mı?
Karton kapak
# Dizi izlemek mi film izlemek mi?
Dizi
# Tiyatro mu sinema mı?
Tiyatro
# Kitap arasına ayraç mı yoksa
rastgele bir kağıt parçası mı kullanırsınız?
Rastgele kağıt kalem fark etmez
# Şu anda okuduğunuz kitap?
Işılca - Cihan
# En son okuduğunuz kitap?
Asil Duygular
# En sevdiğiniz çizgi film?
Şu
ara oğlumdan dolayı uğur böceği ve kara kedi
# En sevdiğiniz dizi?
Romance is a
bonus book
#En çok sevdiğiniz masal karakteri?
Çizmeli kedi
# Gitmeyi en çok istediğiniz 3 yer?
İtalya, Paris ve Gaziantep
# Okumaktan hoşlandığınız türler?
Polisiye
gerilim aşk
# Asla okumam dediğiniz tür?
Tarih
çok zor :)
# Ne tür müzik dinlemekten
hoşlanırsınız?
Her türde dinlerim ama çoğunluk Yabancı Pop, R&B ve Jazz
# Ne tür film izlemekten
hoşlanırsınız?
Dram
#En sevdiğiniz hayvan?
Zürafa
#En son sizi üzen olay?
Şehit
haberleri
İlleKitapBlogu: Son sorum. : ) Bir yazar olarak, yeni yazar
adaylarına, yeni yeni yazmaya başlayanlara ve acemi yazarlarımıza hitaben neler
söylemek istersiniz? Onlara nasıl nasihat verip yol göstermek istersiniz?
Genelde
hep bu soruyla karşılaşıyorum ve naçizane tavsiyem ki bu kendimde de böyledir.
Çok okumak gerekliliği; okumayan biri asla yazamaz.
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder
Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın