~~~*~~~
"Bazen dünya sona ermiş ve seni beraberinde götürmeyi unutmuştur."
~~~*~~~
Çıktığından beri radarımda olan kitabı sonunda okudum. Yazarın kitaplarını çok merak ediyordum. Çünkü instagramda takip ettiğim orijinal dilden okuyan birkaç hesap var onların yorumları ve tepkileri yazarı daha da merak etmeme neden oluyordu. Dolayısıyla da çıkınca hemen aldım ve okudum.
Yazarın kalemini bilen ve kitaplarını okuyan okurlar bu kitabın kitapları arasında en ortalama olanıydı diye tepkiler verdiler, hatta çok daha iyi olanları varmış... Şöyle bir düşünüyorum da bence bu kitap da çok iyiydi bundan daha iyisi muhtemelen nirvana falan olurdu benim nazarımda.
Kitap akıcıydı, eğlenceliydi, duygusaldı ve romantikti. Bütün duyguları hissettiriyordu. Bir an öyle duygusala bağlanıyordu ki biran sonra gülümsüyordunuz falan... ayrıca çabuk okunuyordu ve sıkmıyordu da... türdeşlerinin yanında gereksiz kıskançlıklar, entrikalar ve ayrılıklar da yoktu. Aşkı için savaşabilecek karakterler vardı...
Kitaba dair eleştirebileceğim tek bir nokta var onu da aşağıda yorumumun detaylarında yazacağım ama genelinde çokça sevdim ben.
~~~*~~~
Bir insanın hayatını almanın en zor kısmı, bunu hiçbir şeyin affettirmeyeceğini bilmektir.
~~~*~~~
Kitabın kısaca konusuna değinmek gerekirse; on yıl önce alkollü araba kullandığı için karısının ölümüne sebep olan Flint, suçluluk duygusu ve kendini affedememenin verdiği psikolojiyle otizmli oğlunu tek başına büyütmeye çalışan bir avukattır. Hatta öyle ki bütün hayatını oğluna göre ayarlamış ve kendi isteklerini, hayallerini ve mutluluğunu bir kenara atmış bir baba ve adamdır. Sahip olduğu binanın ve ofisinin üst katını bir müzik terapisti olan Ellen'a kiralayınca Flint'in hayatı tepetaklak oluyor. Çünkü Ellen genç adamın aksine, enerji dolu ve neşeli bir kadındır. Geçmişinde onunda kırgınlıkları, affedemediği olaylar ve büyük acılar olsa da bir şekilde güçlü durabilmiş ve neşesini koruyabilmiştir. Flint ise onun bu hallerine, flörtöz edalarına ve korkusuzca, cesurca davranmasına... her şeyden önemlisi ise oğlu Harrison ile iyi anlaşabilmesine yavaş yavaş vurulmaktadır. Başlarda ona karşı bir cinsel çekim hissetse de bu çekimin ilerleyen zamanda aşka dönüşeceğinin farkındadır. Tıpkı Ellen'ın da Flint'e karşı çekimi vardır ve Ellen bu tür konularda Flint'ten daha cesurdur çünkü Flint'in kendisini suçlu hissetmesi onu birçok konu durdurmaktadır.
Kitapta ise ikilinin bu aşk yolculuğunda geçmişlerindeki acı dolu yıkımlara rağmen birbirlerine nasıl derman olacakları ve sonrasında aşklarını nasıl yaşatacaklarına dair olan yolculuklarını anlatıyor.
Kitaba dair sevdiğim kısımlara gelmeden önce eleştireceğim bir nokta var... Allah aşkına sevgili Nemesis Kitap, bu kitabı edisyondan geçirmeden mi bastınız? Hiç mi dikkatinizi bir tutarsızlık çekmedi... Kitapta Ellen'ın saçları başta kızıl sonra kestane olarak yazılmıştı... karar verilmeliydi bence kızıl mı kestane mi? Bir öyle bir böyle okumaktan gına geldi artık herhalde ışıkta kızıl karanlıkta kestane görünüyor fantezisi kurduk. Şaka gibiydi... en azından düzeltseydiniz olmadı bu size yakışmadı...
Tek eleştirebileceğim nokta buydu bunun haricinde kitapta eleştireceğim tek bir nokta yoktu.
~~~*~~~
Yirmi dört saatte kalbimi fethetmişti. Gerçek mutluluğu hak etmediğini hisseden adam kalbinin tamamını bana açmıştı.
~~~*~~~
Ellen'ın kişiliği, enerjisi, cesareti ve bütün her şeye rağmen ayakta kalabilen gücünü çok çok beğendim. Böyle güçlü kadınları okumayı seviyorum. Ne istediğini biliyordu ve yeri geldiğinde yapmak zorunda olduğu seçimlerde çoğu zaman bizlerin - en azından benim - yapacağım şekilde seçim yapmasını da çok beğendim.
Flint'in suçluluk duygusu, kendisine mutlu olma izni vermemesi, hep oğluna odaklı yaşaması çok güzel anlatılmıştı. Hatta baba oğul diyalogları, ilişkileri ve Flint'in oğlu için yaptıkları da öyle... hep önceliği olması çok güzeldi.
Flint'in sekreteriyle olan diyaloglarında aşırı eğlendim. Hele devamlı kovma muhabbeti bazen kahkaha bile attırdı.
Ellen'ın babasının hastalığı, Flint'in buna yaklaşımı... sonrasında beraber olmaya başladıklarında Harrison'ın öğrenmesi ve davranışları... Flint ve Ellen'ın birlikteliklerini duyurmaları... her şey çok güzeldi.
Mesela Ellen'ın babası felç geçiriyor ve genç kadın Flint'i arkasında bırakıp babasının yanına gidiyor... orada gereksiz kıskançlıklar, tripler, entrikalar yazardı başka yazarlar ama burada yoktu. Resmen Flint durumu anladı ve ona göre davrandı... çok iyiydi.
Harrison'ın otizmli olması ve verdiği tepkiler, konuşmaları falan çok iyi anlatılmıştı. Arkadaşımın kardeşi otizmli ve onunla sohbet etmek de böyleydi. Ama o tabi Harrison'dan biraz daha geride ama o anlatılanlar ve kurguya dahilliğine bakılınca yazar cidden çok iyi iş çıkarmış dedirtti bana..
Kitabın son bölümleri ise bir harikaydı... mutlu çocuklu ve sonunda evli okumak çok şekerdi... hayal gücümüze bırakmadan yazar o kısmı doldurmuştu ve ben bu durumu çok sevdim.
Açıkçası saç rengi konusundaki kararsızlık göz ardı edilirse ben kitabı çok beğendim ve keyifle okudum. Bu türü sevenlere de tavsiye ederim :)
Kitaba dair puanım da 5 üzerinden 4.5 veriyorum.
~~~*~~~
"Neden mırıldanıyorsun?"
"Çünkü," diye fısıldarken bakışlarımı kravatında tuttum, "kalbimi sakinleştiriyor."
"Kalbinin ne sorunu var?"
"Sana dokunduğumda sanki patlayacakmış gibi kontrolünü kaybediyor."
"O zaman bana neden dokunuyorsun?"
Başımı kaldırıp yumuşak bakışlarıyla buluştum. "Çünkü ölümle dans ettiğinde kendini daha fazla hayatta hissedersin."
~~~*~~~
Kitabın adı : Kalbim Sana Ait
Orijinal adı : Look The Part
Yazarı : Jewel E. Ann
Çevirmen : Hanife Albayrak
Yayınevi : Nemesis Kitap
Sayfa sayısı : 384
Kitabın tanıtım yazısı:
“Duygular bizim en iyi pusulamızdır.”
Flint Hopkins, hukuk bürosunun üzerindeki daire için mükemmel bir kiracı bulduğunda işlerin tepetaklak olacağından habersizdir. Yeni kiracısı Ellen müzik terapisti olmanın hakkını verir: Gün boyunca söylenen şarkılar ve susmayan müzik sesi genç adamın kozasının içine sızar. Acımasız avukat, kendi iyiliğini düşünerek bu fazla çekici, sürekli sevdiği melodileri mırıldanan kızıl saçlı kadına tahliye bildirisi gönderir. Ancak Flint’in otizmli oğlu Harrison ondan hoşlanmıştır ve şans Ellen’dan yanadır.
Flint ve Ellen’ın arasındaki tutku-nefret ilişkisi güzel ve trajik bir hikâyeye dönüşür. Hayat önlerine engeller koyarken aşklarına sahip çıkmak için vermeleri gereken zor bir karar vardır.
Aşk mı yoksa sorumluluklar mı galip gelecektir?
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder
Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın