Sylvia Day'in okunmadık kitabını bırakmama konusunda oldukça kararlıyım. Yazarın bir tek sanırım Crossfire Serisi kaldı okumadığım onu da alıyorum ve böylece kısa zamanda ona da başlayacağım. Ama tabi önceliğimi yeni çıkan, kısacık hikayesi olan Buzdaki Kelebek'e verdim.
Sylvia Day'in kurguları yetişkin kurgular ve türleri değişse de yani günümüz de olsa historical da olsa hep +18 detaylar olduğundan dolayı yetişkin kurgular kaleme alıyor dolayısıyla da kitaplarında kesinlikle yaş sınırı vardır. Üstelik bunları okumaktan rahatsız olan okurlar da okumasınlar.
Bunların haricinde, aşk dolu, akıcı, heyecanlı, merak uyandırıcı kurguları olduğunu itiraf etmeliyim. Her ne kadar jet hızıyla ilerlemiş olsa da bu kitap da kesinlikle güzeldi. Özellikle o son... beklentilerimin ötesindeydi.
Neyse kitabın yorumuna girmeden önce sizlere kitabın konusundan bahsedeyim; Teagan geçmişinden yaralı, psikolojik hasarlar almış yeni hayatına ve düzenine alışmaya çalışan bir genç kadındır. Geçmişindeki sorunlardan kimseye bahsetmeyip kendi içine kapanan ve yalnız başına başa çıkmaya çalışırken komşusu Roxy ona bir çok konuda arkadaşlık etmektedir. Bir gün iş gezisinden dönüp de Roxy'nin köpeklerini gezmeye çıkardığında, onunla yeni taşınan komşuları hakkında dedikodu yaparken karşılarından gelen ve koşu yapan genç bir adam ikisinin de dikkatini çeker. Garrett, yeni taşınmış komşularıdır. Garrett ile Teagen arasındaki cinsel çekim ile birbirlerinden kopamazlar. Ancak Garrett'in de geçmişinde yaralı bir evlilik ve sorunlar vardır. Her ikisi de yaralarına rağmen birlikte olmaya çalışırlarken öyle bir sır vardır ki kitapta o sır bütün kitabın akışını, hayatlarını ve Garrett ile Teagen'in hayatını oldukça değiştirmektedir. Çiftin bütün bu sorunlarla nasıl başa çıkacaklarını okuyoruz. Tabi bir de aralarındaki aşkı...
Öncelikle şunu söylemeliyim ki kitabın başladığında Teagan ve Garrett'in tanışması ve aralarındaki ilişkisinin jet hızında olduğunu söylemeliyim. Öyle hissettim bir anda cinsel çekim araya girdi, bir anda çiftler birbirinden etkilendiğini ortaya döktü ve aralarında yatak muhabbetleri geçti... oldukça hızlıydı..
Bir de geçmişleri... Teagen tarafından okuyoruz kitabı dolayısıyla da onun sorunlarını çok çabuk öğrendik, onun haricinde de Garrett'in sonununu da çok çabuk öğrendik. Yazarın historical romanslarını okuyan biri olarak dedim ki neden böylesine detayları 170 küsür sayfalık bir kitaba sığdırdın da daha uzun yapmadın... Ki bütün okuyanların da tepkisi bu yönde... :) Daha uzun olmasını isterdim işte o zaman güzel zaman geçirtecek bir kitap değil de etkileyici bir kitap olurdu bence.
Ama... o son... kitapta tek bir bölüm Garrett tarafından yazılmıştı... kitabın son bölümü... ve o son... üç kere okumamı sağladı. Cidden böyle bir son olamaz dedim. Aklıma milyonlarca senaryo gelirdi de böyle bir şey asla gelmezdi. Yazar beni bu konuda şaşırttı. Tebrik ettim valla yazarı bu konuda.
Bu arada Garrett tam has erkekti. Şu okumaktan hoşlandığımız, sevdi mi tam seven, of be dedirten ve salya akıtan erkeklerden... demezsem içimde kalırdı dedim rahatladım :D
Kitap beni nazarımda 5 üzerinden 4'lüktü. O son yüzünden 4 verilir zaten onun haricinde ortalamaydı... ama o son offf be dedirtti.
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder
Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın