6 Haziran 2022 Pazartesi

0 Sinem Demirdöven - Gören Gözler


~~~*~~~
Elbette hiçbir şey ama hiçbir şey basit değildi. Basitlik, varoluş kavramında asla bulunamazdı.
~~~*~~~
 

Ayın ilk yorumuyla geldim. Türk yazarlarımızdan biri olan Sinem Demirdöven tarafındna çıkan Gören Gözler'in yorumuyla geldim. 

Her ne kadar kitap uzunca süre elimde oyalanmış olsa da kurgusunu sevdim ama yavaş okumama neden olan şeylerde vardı. Daha detaylı bilgiyi aşağıda vereceğim.

Öncelikle kitabın kısaca konusuna değinmem gerekirse; Esin, anne ve babasından sonra anneannesini kaybetmiş yanında yalnızca iki kedi ve iki arkadaşı kalmış genç bir kadındır. Bütün bunların arasında gördüğü rüyalar da vardır. Bu rüyalar o kadar gerçekçi ve etkileyicidir ki her gördüğü rüyayı defterine not edip sonradan incelemeye çalışır. Bu rüyalara anlam veremese de hepsinin altından bir şey çıkacağına dair olan hislerinden de asla kurtulamaz. Bir gün iş görüşmesine giderken yolda bir seminer afişine denk gelir ve bu seminer genç kadının içinde unutulmuş her şeyi yavaş yavaş açığa çıkarırken Esin'in de kendini sorgulamasına neden olmaktadır. Seminerden sonra yaptığı araştırmalar ve kendi yolunu bulma yolculuğunu, Esin'in zihninde, ruhunda unutulmuş olan bütün gerçeklerin açığa çıkma yolculuğunu okuyoruz. Mısır'dan tutunda Nemrut, Çanakkale, Konya ve İstanbul yolları derken mitolojiye ve ruhlar alemine de yapılan yolculuklarla Esin'in kendini ve hattaki amacını bulma yolculuğuydu. 


~~~*~~~
Sevmek bazen canını acıtacağını bile bile hareket geçmekti. 
~~~*~~~

Aslında kitabı ve detaylı olarak konusunu incelediğimizde oldukça merak uyandırıcı, bilgilendirici ve ilgi çekici olduğunu itiraf etmeliyim. Ki ben normalde bu tür kurguları da oldukça severim ve ilgi çekici bulurum da... ancak aşırı bilgi içeriğinden mi bilemedim kitap ne yazık ki akmıyordu. Bu tür kurgularda ben akıcılık isterim, gerçi genelde kitaplarda akıcılık isterim ama bu kitapta ne yazık ki o akıcılık yoktu. İçeriğindeki bilgilerden ve bu bilgilerin yazılışından zaman zaman kendimi ders kitabı okuyormuşum gibi hissettim. 

Zaten şöyle bir durum var... eğer mitolojiyi, evrenin enerjisine, astrolojiye, spiritüel enerjiye ilgili değilseniz pek seveceğiniz bir kitap diyemem ama ilginiz varsa bu konulara kesinlikle seversiniz. İlginizi çekmeyen bir türse alıp okuyup boşa kitaba eleştiri yapmayın da derim. 

Ben bu tür konularda -mitoloji hariç- pek ilgim yoktur, ilgim yok demeyelim de bu konulara tamamen nötrüm diyelim. Bu yüzden o bilgi yüklemesi fazla gelse de kurgusunu ve olay döngüsünü sevdim. 

Kitaba dair çok fazla bir şey anlatmayacağım çünkü spoiler olur ama dediğim gibi aşırı bilgi yüklemesi beni zorlarken kurgusu ve olaylarını da sevdim. Bunları göz önüne alırsak kitaba puanım bu yüzden 5 üzerinden 3,5 olur. 


~~~*~~~
"Güvenmen gereken, yol ve kalbin. Mantığını da dinle tabii ama kalbine de sor. Bir şeyi yapmak için ayak sürüyorsan yapma ve önüne seni çok heyecanlandıran bir fırsat çıktığında heyecan seni korkutmasın, rutinine güvenme. Hayat önce birkaç fırsatla seni rutinden çıkarmaya çalışır. Bunu anlayabilirsen kazanırsın, anlayamazsan seni birkaç kere zorla çıkarmaya çalışır, o zorluklara rağmen yine de çıkmazsan senen ümidini keser ve bir kenara bırakır." 
~~~*~~~


~~~*~~~
"Solis, bu sen misin? Farklılaşmış gibisin."
"Ahh Luna. Benim evet ama farklılaşan ben değilim, sensin. Bu hayat seni enden öteye, bilmediğim ve bilmeme izin verilmeye yerlere taşıyabilir. Ama unutma! Sen benim eş ruhumsun."
"Solis, eş ruhlar birlikte ilerlemezler mi her frekansta? Neden ayrılsın yollarımız? Neden sensiz taşınmam gereksin başka bir diyara?"
"Bilmediğimiz, bizlere de öğretilmeyen başka güçler var. Bana, senin sandığımdan da özel bir varlık olduğunu söylüyorlar. Buna belki de bir ruh olarak doğarken karar verdin. Belki ondan da önce. Yine de bil ki gücüm yettiğince, yanında olabildikçe buradayım."
~~~*~~~




Kitabın adı      : Gören Gözler
Yazarı            : Sinem Demirdöven
Yayınevi          : Pika Yayınları
Sayfa sayısı     : 240

Kitabın tanıtım yazısı: 

“Engellenecek bir hayat amacı kimseye seçtirilmez.” “Bu gördüklerim bana gösterildi. Harekete geçmem gerek. İçinde ne zamandır yatmakta olduğumu bilmediğim su dolu havuzdan yavaşça çıkıyorum. Gördüğüm her şey aynı anda su tarafından bilindi. Şimdi suyu toprağa aktarmalı ve tüm gördüklerimin toprak tarafından da bilinmesini sağlamalıyım. Dünya kurtarılabilir. Umutların yeniden yeşerme zamanı.”

Zamanlar, mekânlar ve rüyalar arasında ilk ne vakit hep bildiklerini ama hatırlayamadıklarını fark etti Esin? İlk yangınından son tufanına dek Ani’nin, Solis’in, Ayasofya’dan başlayıp Nemrut’a, Mevlana’nın bilgisinden Yazılıkaya’nın sırlarına dek izlerini sürdü. Onun yolculuğu kendine olduğu kadar tüm planlarda hakikatin, bereketin, refahın ve dünyanın uyanışına doğruydu…

Tüm işaretleri birleştirdiğinde ortaya çıkan mükemmellik, aklını başından almaya yetiyordu. Sinem Demirdöven, ilk romanı Gören Gözler ile görünenin ötesine geçme cesaretini okurla paylaşıyor. Tüm zamanların evvelinden gelen bilginin, sembollerin, kadim topraklarımızdan aktarılan bilgeliğin, hem varlığımızın hem dünyamızın binlerce kez düşüşüyle beraber yine de ayaklanışının hikâyesi… 




Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın