Çıktığında radarıma takılan ve orijinal dilen okuyanların da çok sevdiği bir kitap olan İspanyol Aşk Aldatmacası'na başladım ve bitirdim. Hakikaten de bahsedildiği kadar güzeldi. Çok severek okudum.
Bu kitaba dair çok beğenen ve hiç beğenmeyen yorumlar vardı ben de kendim karar vermek adına kendim okudum. Kendim değerlendirdim ve detaylara değineceğim ama önden şunu söyleyeyim ben beğenen kesimdenim.
Yazarın ülkemizde yayınlanan ilk kitabıydı ama çıkan her kitabını çok rahatlıkla alıp okurum. Kitap arkadaşlık, aile ilişkilerine değinmesi, iş ilişkileri ve iş hayatının getirdiklerini çok güzel anlatmıştı. Aşkı da öyle güzel, oturaklı, sağlam ve güçlü kurgulanmıştı. Tam da bir kitaptan isteyebileceğim şekildeydi ve daha da önemlisi gerçekçi kurgulanmış olmadı çok güzeldi.
Kitabın kısaca konusuna değinmek gerekirse; Lina, mühendislik danışmanlık firmasında çalışan ve oldukça da başarılı bir kadındır. İşinde başarılı olmasının yanında geçmişinden aşk hayatından yaralı, kalbi kırıktır. Lina'nın ablası Isabel evlenmek üzeredir ve düğününe Lina'da baş nedime olarak gidecektir. Ama bir problem vardır damadın ağabeyi aynı zamanda sağdıcı Lina'nın eski sevgilisidir. Aslında daha da büyük problem olan şey ise geçmişinde Daniel tarafından terk edilmiş sonrasında olan sorunlarla da Lina'nın yalnız başına mücadele etmek zorunda kalmıştır. Şimdi tekrar onunla görüşmek zorunda olması ve Daniel'ın da nişanlanmış olması büyük problem olmuştur. Çünkü herkes bu sefer Lina'ya acıyacaktır. Lina'nın bunun için de bir planı vardır. Kendisine sahte bir sevgili bulacaktır. Tam bunu konuşurken iş arkadaşı, nefret ettiği, anlaşamadığı biri olan Aaron konuşmaları duyunca Lina'ya ona eşlik etme teklifinde bulunur. Lina'da mecbur olarak kabul etmek zorunda kalır. Bu şekilde başlayan ikisinin arasında başlayan arkadaşlık, ikisinin birbirini tanıması ve yavaşça filizlenen aşk kendini gösterirken ikisinin problemlerinin arasında nasıl ayakta kalacaklarını okuyoruz.
Öncelikle şunu söylemeliyim ki, kitabı sevmeyenlerin sevmediği şeyin aşkın geç olarak ortaya çıkması. Çünkü kitabın kurgusu, kitabın olay döngüsü aşkın hemen damdan düşer gibi olması gerekmediği bir kurguydu. Daha gerçekçi, daha oturaklı ve daha sağlam olarak kurgulanmıştı. Aşkın kitabın ortasından sonra ortaya çıkması, kendini göstermesi sanırım okurların eleştirmesine sebep olmuş ama ben sevdim. Çünkü kurgunun gidişi göz önüne alındığında daha gerçekçi olduğunu düşündüm.
Lina'nın karakterini, iş başarısını çok sevdim takdir ettim. Özellikle mühendislik sektöründe, erkek egemenliğinde olan bir sektörde kadın olmanın zorluklarını bildiğim için Lina'nın duruşunu, gücünü ve işteki başarısını, bütün olumsuzluklara rağmen tavırlarını çok sevdim.
Aaron ise.. adamım ya... seni ilk baştan pek emin olamamıştım ama çooook sevdim ve kalbimi çaldın. Çok güzel aşık oldun, sahiplendin, kıskandın, aşkın için savaşır hale geldin. Yaptığın her şeyin nedenini açıkladığın yerde sana bir kez daha aşık oldum resmen.
Lina'nın ailesi, kuzenleri, onlarla iletişimi çok çok güzeldi. Çok sevdim. Çok eğlendim.
Düğün için gittiklerinde yaşananlar çok iyiydi. Özellikle Daniel'in oradaki varlığı, tavırları, Aaron'ın ondan üstün olması çok güzeldi.
İş hayatlarına dair detaylar, ilişkilere dair ince işlenmiş sohbetler her şey çok gerçekçi kurgulanmıştı. Bu yüzden aşka sıra gelene kadar karakterleri ve yaşam tarzlarını tanımak çok daha gerçekçi yaptı kurguyu.
Ben çok severek okudum ve her bir satırından da çok keyif aldım. Bu türü sevenlere tavsiye ederim. Ancak yukarıda dediğim gibi hemen damdan düşer gibi ilk 50 sayfada aşk okumayı da beklemeyin. Kitap çok güzel akıyor evet... ama aşk kitabın ortalarından sonra kendini göstermeye başlıyor bunu bilerek okuyun. Gereksiz yere gömmeyin kitabı!
Benim nazarımda kitap 5 üzerinden 5 alır. :)
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder
Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın