21 Mayıs 2023 Pazar

0 ALINTILAR // Aşkın Nur Karataş - Fransız









Jean yine o sempatik gülümsemelerinden birini sergiledi. "Bedeninden başka şeylere de sahip olacağım, aşkım. Mesela içindeki tutkuya, seni bile hayrete düşürecek olan cesaretine, dizginleyemeyeceğin şehvetine..." 

"Cevap vermekten kaçıyorsun."

Jean elini sakallarında gezdirdi. "Ne duymak istiyorsun?"

"Gerçeği..."

"Az önce söylediklerim gerçekti, mon amour, daha açık bir cevap istiyorsan böylesi daha kolay. Kalp kırıklığı, stres, üzüntü ya da boşa harcayacağım amanım olmadan istediğim şeyi elde ediyorum. İnanamayacağın kadar kolay ve ilgi çekici şekillerde hem de... Benimle geçireceğin üç ay hayatının en özgür üç ayı olacak. Bittiğinde hissettiklerin karşısında hayrete düşeceksin. Günahın cazibesi insanları etkisi altına alır."

Charlotte adamın açık sözlülüğü karşısında yutkunmak zorunda kaldı. Bir de kendisini açık sözlü olarak tanımlamıştı. "Yaptığın bu mu? Günah işlemek..."

Fransız gülümseyerek dudaklarını büzdü. Uzattığı eliyle Charlotte'un yanağını okşadı. Genç kadının tek yapabildiği bu dokunuş ile gözlerini kapatmak olmuştu. "Ruhunu üç aylığına şeytana sattın, mon amour..."



*****


"Bence aşk insanın başına bir kere gelir, söylediğinin aksine bir anlık değil, bir ömürlüktür. Cinsel tatmin ise sadece şehvetle ilgilidir. Aşk, şehvetten çok daha ilahi."

Fransız ukala bir tavırla, "Aşka inanmadığını sanıyordum?" diye sordu. 

"Evet, inanmıyorum."

"İnanmadığın bir şeyi mi savunuyorsun yani? Hem de böyle kesin yargılarla."

"Ben sadece senin tarif ettiğinin şehvet olduğunu söylemeye çalışıyorum."

"Peki ya aşkı yaşamadan bunun şehvet olmadığını nasıl söyleyebilirsin?" Yüzünde bilmiş bir ifade gezinirken sözlerini sürdürdü. "Aşkım, bir şeye inanmıyorsan, inanmıyorsundur. İnanmadığın bir şeyde bahsetmen bile içten içe onu kabullendiğini gösterir. Senin söylediğin şey aşk değil, sevgi... Derin bir bağlılık, güven ve zaman gerektiren şey sevgidir. Birine aşıksan onun bedenini istersin ama seviyorsan kalbini."



*****


Genç adam Charlotte'un yüzündeki ifadeyi eğlenerek izlerken işaret parmağını dudakları üzerinden gezdirerek muhtemelen kahkaha atmamaya çalışıyordu. "Mon amour, duygularını böylesine açıkça ifade ettiğin zaman..." 

"Evet?"

Jean kollarını genç kadına dolayarak onu kendine çekti. "Seni yakınımda tutmak istiyorum, çok yakınımda... Ya en büyük kaybım ya da en büyük kazancım olacaksın demiştim ya?"

Charlotte kafasını onu onaylayarak salladı. "Kendimi kaybetmeme neden oluyorsun ama bana çok başka bir şey kazandırıyorsun."



*****


"Jean, neyi öğrenmek istiyorsun?"

"Bana karşı ne hissettiğini..."

Genç kadın titreyen ellerini gizlemek için masanın altına koydu. "Şey... Ben bilmiyorum. Beni etkiliyorsun ama bunu neden olduğunu bilmiyorum. Açıkçası sana inanmıyorum."

"Neye inanmıyorsun? Duygularıma mı?"

Charlotte başını salladı. "Hala hissettiğin şeyin güçlü bir şehvet olduğunu düşünüyorum. Senin aşk olarak tanımladığın şey..."

Jean ciddi bir edayla masanın üzerine doğru eğildi ve Charlotte'a yaklaştı. "Söyle bana? Bu aşk değilse seni kaybetmekten neden korkuyorum?"



*****


Genç kadın, Jean'ın kollarıyla sarmalandı ve adamın sıcak, sert bedenine çekildi. Kollarını boynuna dolamıştı. "Neredeydin?"

"Sahilde yürüyordum, düşünüyordum."

"Neyi düşünüyordun?"

"Benden yana karar vermezsen seni nasıl ikna edeceğimi."

Charlotte'un dudakları kıvrıldı. "Pes etmiyordun yani?"

Jean kafasını iki yana sallarken genç kadını biraz daha kendine çekti. "Asla."

Charlotte'un dudaklarını tatlı bir açlık ve amansız bir ihtiyaçla öperken çok kısa bir an kızdan ayrıldı. 

"Aşk, büyümesine izin vermen gereken bir çiçektir, aşkım."

Bunu söyledikten sonra genç kadını bir kez daha tutkuyla öptü. Onu kucaklamak için dudaklarını bir kez daha ayırdı. "Senin içinde yeşermesi için sabretmem gerekiyor, bunu biliyorum. Öyle yapacağım. Sabredeceğim. İşe yaradığını görebiliyorum."






 

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın