.jpeg)
McBride Family
"Yalnızsan ve ben seni bulamazsam, bir selkie tarafından kaçırıldığını düşünebilirim."
"Ne tarafından?"
"Bir selkie. Biz İskoçların da efsaneleri vardır. Selkie, foklarınkine benzeyen derileri olan deniz yaratıklarıdır. Derilerinden kurtulduklarında insan gibi görünebiliyorlar. Bir selkie adamın çok yakışıklı olduğu ve kadınlar üzerinde ikna edici bir etkisi olduğu söylenir."
"Kendimi bir selkie erkeğin kollarında bulursam kıskanır mısın?" Ayak parmaklarını suya değdirdi ve oluşan çukura baktı.
"Hem de çok kıskanırım, İrlandalı. Ve bana öyle geliyor ki sen beni büyülemeye gelmiş bir selkie kadınısın."
*****
"Beni niteliksiz bulman ne yazık, bayım. Sen utandırdığım için üzgünüm." Alec'e gönderdiği sert bakış, titreyen dudaklarıyla gölgelenmişti. Bu itiraf gururunu incitmişti fakat başını dik tutmaya devam etti. Gözyaşlarının akmak için fırsat kolladığını hissetti.
"Böyle bir şey demek istemedim İrlandalı, bunu biliyorsun. Sende eksik olan görgü değil."
Alec ona baktı. Ses tonu sakin olmasına rağmen, Maura onun sabırsızlığını hissediyordu. Bu kadar uzun boylu oluşu ve onun alından geçmeleri tahmin edemeyişi sinirini bozuyordu. Çünkü Alec onun aklından neler geçirdiğini her zaman anlayabiliyordu.
"Peki, bende eksik olan neymiş bakalım?"
"Ben İrlandalı bir gülle evlendiğimi sanmıştım fakat sadece gülümün dikenlerini gördüm."
Maura'nın dudakları çizgi halini aldı. "Ben de huysuz bir deve dikenleriyle evlenmişim."
Alec bakışlarını gökyüzüne kaldırdı. "Ah," dedi, "hem güzel hem de akıllı bir kadın. Bir erkek daha ne isteyebilir ki?"
"Yalan söyleyecek değilim, ben de öyle olduğumu hissediyorum."
*****
Onun geleceğini ummuştu, bunun için dua etmişti. Alec'in onu istediğini bilmeye ihtiyacı vardı. Onu sevdiği gibi onun da Maura'yı sevdiğini bilmeye ihtiyacı vardı. Ve burada oluşu tek bir anlama geliyor olabilirdi.
Başını çok hafifçe eğdi. Yumuşak bir ses tonuyla konuşmaya başladı. "Neden burada olduğumu biliyorsun, değil mi İrlandalı?"
Maura'nın gözleri yaşlarla doldu.
"Yatağıma girmiş olan... ve asla kalbimden çıkmayacak kadını almaya geldim."
Maura hıçkırdı. Güçlü eller belini kavradı ve onu basamaktan indirdi. Maura onu sımsıkı tutundu.
Alec çenesinin altına bir parmağıyla onun başını kaldırarak göz göze gelmelerini sağladı. "Seni seviyorum, İrlandalı. Ve senden de bu günahkar İskoç'u sevdiğini duymayı çok istiyorum. Seviyorsun, değil mi?"
Duygular boğazını tıkıyordu.
"Şimdilik başını sallaman yeterli," diye dalga geçti.
Maura hevesle başını salladı.
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder
Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın