17 Temmuz 2023 Pazartesi

0 Alicia Thompson - Seri Katiller Gölgesinde Aşk


~~~*~~~
Beni herhangi bir yere götürebilirdi. Hangi otoyol çıkışının ceset atmak için en iyi ormanlık alana sahip olduğunu bilen bir adama benziyordu. Belki de bu yüzden kamyonet kullanıyordu. Ve ben şu anda o kamyonetteydim.
~~~*~~~


 Çıktığı anda ilgimi çeken bir kitabın yorumuyla karşınızdayım. Açıkçası zaman zaman polisiye kitapları özellikle de cinayet kurgusu olan kitapları çok seven biri olarak bu kitabın konusunu okuyunca okumalıyım dedim. Zaten o yüzden de aldım... okumak da şimdiye nasip oldu. 

Öncelikle adından polisiye falan olduğunu düşünmeyin değil. Aşk romanı ama klişelerin dışında... yani tamam komşu aşkı klişe olabilir ama kurgu ve olay döngüsü klişe değil bence... Özellikle karakterler asla klişe değil mesela.

Her romansta olduğu kadar erotizm var ama +18 ibaresi koyacak kadar değildi +16 diyebiliriz bence. O yüzden bu detaylar yüzünden kitabı eleştiremezsiniz ya da bu sebeple okumaktan vazgeçtiyseniz de okuyabilirsiniz. 

~~~*~~~
"Seri katil olabileceğini düşündüğün birinin aracına inmek hayatı kıyılarda yaşamak gibi bir şey olmalı."
~~~*~~~


Kitabın konusuna kısaca değinmek gerekirse; Phoebe, edebiyat üzerine doktorasını yapan bir genç kadındır. Doktora konusu da alışılagelmiş konuların dışında cinayetler ve gerçekliğinin edebiyata aktarılmasıyla ilgilidir. Küçüklüğünden beri bu tür kurgulara ilgisi olan Phoebe artık o kadar bu konuda odaklıdır ki her şeyde bir şüphe arayıp her olayda seri katillerin düşüncelerini ve izlerini arar durumdadır. Beyni artık her an öldürülme potansiyeli üzerine kurgulanmıştır. Hayatına buna rağmen devam ederken, babasının ölümü ve ondan kalma evi satışa çıkarmak için eski yaşadığı eve geri dönmek zorunda kalır. Orada yan komşusu olan Sam ise genç kadına oldukça şüpheli gelmektedir. Çünkü Sam birden geldiği ilk gün gece yarısında karşısında belirmiştir. Ardından da şüphe halleri genç kadını daha da işkillendirir ve onun bir katil olduğu gerçeğini kafasında kurgular. Bu şüphelerinden kardeşi Conner'a da bahsetse de genç kadının düşündüğü şeylerin doğruluğu tartışılır boyuttadır. Ki zaten her şey Phoebe'nin zihninin fazla mesai ile kurgulamasından kaynaklanmaktadır her şey çünkü Sam ilkokulda müzik öğretmenidir ve garajında ses yalıtımı olmasının sebebi de müzik aletleri bulundurmaktadır. Phoebe ile Sam arasındaki bu gerginliğin aşılması ve ikili arasındaki dinamiğin değişmesiyle olaylar Phoebe için korkutucu bir hal alır. Çünkü kendisini sevilmeye layık görmeyen ve sevmekten korkan bir kadın olması Sam ile olan ilişkisini tehlikeye atacaktır. Alması gereken bazı kararlar olacaktır. Sami hayatına dahil edip de aşkın zevkini ve mutluluğunu mu yaşayacak yoksa şimdiye kadar ki yalnızlığı ile hayatına devam mı edecektir? 

Öncelikle Phoebe'nin beyninin çalışma şeklini çok iyi anlıyorum çünkü uzunca bir süre üst üste polisiye ve vahşi cinayetlerin kurgusu olan kitapları okuduğumda ben de aynı şekilde her şeye şüpheli yanaşıyorum. Bu istemsizce yapılan bir tepki oluyor ve bununla ilgili doktora tezi yazmak, bunun üzerinde uzmanlaşma düzgün düşünmeyi bile engeller... bu yüzden Phoebe'nin beyninin düşünüş şekli yaptığı iş söz konusu olduğunda çok normal... 


~~~*~~~
"Bir şeyi arzulamak, kendini hayal kırıklığına uğratmaktan başka bir şey değildir."
~~~*~~~


Phoebe'nin o şüpheci halleri, onlarla ilgili düşünceleri ve daha da önemlisi tepkileri çok eğlenceliydi. Aslında olmayan şeylere her hareketi yorumlaması çok eğlenceliydi. Hatta bu durumu Sam'la konuşurken adamın tepkileri de öyleydi. 

Bunun yanında Sam'in normalde romanslarda okumaya alışık olduğumuz karakterlerden olmaması da çok güzeldi. Öncelikle ilkokul müzik öğretmeni... Ceo ya da ultra zengin bir iş adamı değil ve bu durum çok güzel bir değişiklikti. Egoları yüksek, burnu havada, ultra yakışıklı falan diye de tarif edilmemiş... aksine utangaç ve çekingen olması çok güzeldi. Hatta yanaklarının kızarma durumu da öyle... ilişki adamı olması da çok güzel bir değişiklikti. 

Phoebe'nin erkek kardeş Conner ve sevgilisi de olaylara dahildi. Kitaptaki favori sahnelerim abla kardeş ilişkilerinin olduğu kısımlardı çünkü bir erkek kardeş sahibi olan abla olarak bu duygunun nasıl eşsiz bir şey olduğunu biliyorum ve bunun kıymetini Phoebe'nin de anlaması çok güzeldi. 

Phoebe'nin arkadaşlıkları, aşkı bulma yolculuğu güzel anlatılmıştı. Zaman zaman eğlenceli aslında çoğunlukla eğlenceli zaman zaman hüzünlü olsa da bu yolda ilerlemesi, kendini tanıması, öğrenmesi çok güzel kurgulanmıştı. 

Özellikle kitabın sonunda Phoebe'nin duygularından kaçarak gitmesi ama buna rağmen ardında Sam'in onu beklemesi oldukça değişik ve güzel bir detaydı. Çünkü genelde tam tersini okuruz ama bu sefer böyle bir değişiklik çok güzel oldu. 


~~~*~~~
Görünüşe göre erkek kardeşlerin uyuzluğu şarap gibi yıllandıkça tazeleniyordu.
~~~*~~~


Ancak kitapta sevdiğim şeylerin yanında eksik bulduğum yerlerde vardı. Bunlardan bence en önemlisi o kadar gizem kurgusu izlenimi verip de o kurguların çok kısa sürede sonuçlanması olmamıştı. Açıkçası ben o sahneleri azıcık daha okumayı isterdim. Sam'in daha şüpheli hale gelmesi ve Phoebe'nin daha fazla şüpheci davranması falan... daha iyi olabilirdi bence. 

Neyse kitabı genel olarak sevdim. Keyifle okunan ve sıkmayan değişik bir kurgusu vardı. 

Kitaba dair puanım 5 üzerinden 4 veriyorum. 🌟🌟🌟🌟



~~~*~~~
"Sana kalbimi verdiğim için de zerre pişmanlık duymuyorum, Phoebe. Ama keşke ona daha iyi baksaydın."
~~~*~~~




Kitabın adı      : Seri Katiller Gölgesinde Aşk
Orijinal adı     : Love in the Time of Serial Killers 
Yazarı            : Alicia Thompson
Çevirmen        : Gülfem Çırak
Yayınevi          : Nemesis Kitap
Sayfa sayısı     : 336

Kitabın tanıtım yazısı: 

Seri Katiller Gölgesinde Aşk, en kötü senaryolarla karşılaşmaya alışmış bir kadının, aşka bir şans vermesini anlatıyor.

Edebiyat alanında doktora yapan Phoebe Walsh, gerçekten yaşanmış suçları araştırmaya takıntılıdır. Hatta tutkusu o kadar büyüktür ki doktora tezi için bu konuyu seçer. Ancak babasının ölüm haberini alınca, Florida’ya gitmesi ve yazı orada geçirmesi gerekir. Travmalarla dolu eski evlerini temizlerken, neredeyse hiç ilişki kuramadığı babası hakkındaki karmaşık duygularıyla başa çıkmak zorunda kalır.

Fakat yeni komşusu Sam DennIngs’in bir seri katil olduğuna dair şüpheleri –gündüzleri sıradan iş kıyafetleri içinde masumca dolaşan adamın geceleri bir şeyler karıştırdığı gözünden kaçmamıştır– işini tahmin ettiğinden daha da zor hale getirir. Sam’i tanıdıkça fark eder ki asıl korkması gereken, adamın seri katil olması değildir. Zira Sam, genç kadının kalbinin etrafına sardığı kalın zırhı delip geçmek üzeredir.

"Bağımlılık yapan bir aşk romanı. Mükemmel ve alaycı mizahı, sevimli karakterleri ve pek çok kalp burkan anıyla bu kitap baştan sona tam bir kusursuzluk örneği. Phoebe ve Sam'in favori kurgusal çiftler listemde kalıcı bir yeri var."
-Rachel Lynn Solomon, New York Times çoksatan yazarı







Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın