~~~*~~~
Bu adam benim hem zehrim hem panzehrimdi. Ölümüm de yaşamım da ellerindeydi.
~~~*~~~
Şafak Vakti kitabında Zeynep ve Şafak'ın hikayesi bu kitapta kaldığı yerden devam ediyor. Seri kaç kitap olacak bilmiyorum bu sefer bildiğiniz bodoslama dalmış durumdayım ve çıktıkça okuyorum gibiyim.
Askeri kitapları daha doğrusu askeri kurguları seviyorsanız bence bir deneyebilirsiniz bu seriyi.
Ayrıca ilk kitap çok fena bitiyor diye şikayet eden ben bu kitabın da sonu fena bitiyor. Bence yazar okuru kalpten götürmeye yeminli... ilkinde Zeynep için korkuyorduk şimdi de Şafak için... ahh ahh bir sonraki kitabın sonunda da ikisi de mi risk altında olacak diye korkmuyor değilim...
~~~*~~~
Yaşamaya dair tüm umutlarıma beni terk etmemeleri için yalvarıyordum. Şimdi değildi, onsuz değildi.
~~~*~~~
Kitabın kısaca konusuna değinmek gerekirse; Özel Tim'de asker olan Şafak'ın düşmanları tarafından kaçırılan Zeynep, hem kaçıranların elinden kaçmaya çalışıyor hem de bir şekilde bir an önce Şafak'ın kendisini bulmasını bekliyordur. Çünkü kaçıran adamların amacı genç kadını Suriye'ye kaçırıp oradaki örgütüne satmak ve genç kadını ölümden beter şekilde kullandırıp Şafak'tan intikam almaktır. Zeynep, bu adamların elinden kaçmayı başarsa da bir şekilde tekrar yakalanır ve artık sayılı saatleri kalmıştır sınırdan geçmek için... Şafak'ta sevdiği kadına ulaşamamanın, bulamamanın verdiği çaresizlikle deliliğin sınırında ekibiyle Zeynep'i aramaktadır. En sonunda bir iz yakaladıklarında da bütün ekip dostlarının da yardımıyla Zeynep'i bulurlar. Ama Zeynep'in yaşadıkları ve çabaları sonucunda hayatta kalması ve daha da önemlisi mucizevi bir şekilde zarar da görmemiş olması genç kadının en büyük şansı olur. Ancak işler genç kadın ailesinin yanına döndükten sonra karışır çünkü Zeynep'in ailesi kızlarının kaçırılması ve Şafak yüzünden kaçırılması, onun yüzünden başına gelebilecek şeylerin ciddiyeti ilişkileri konusunda tereddütte düşürür. Bu sadece Zeynep'in ailesini değil Şafak'ın kendisini de aynı tereddütte düşürür... genç adamın kafasında ben uzak durursam sevdiğim yaşar, zarar görmek düşünceleri dönerken Zeynep en büyük sınavını verecektir. Çünkü ailesine aşkını kanıtlamak için uğraşacak ve bir diğer yandan da Şafak'ı vazgeçmemesi için ikna etmesi gerekecektir. Sonucunda aşkın kazanıp kazanmayacağını da kitapta okuyoruz.
Öncelikle şunu söylemek istiyorum ki Zeynep'in kaçırılma detayları ve daha da önemlisi kaçırıldıktan sonra yaşadıkları, şahit oldukları aslında bir yerde yaşanan veya yaşanma potansiyeli olan gerçekleri gösteren detaylardı. Ciddi anlamda ürpertici detaylardı tabi yazarımız o kısımları çok detaylı geçmemiş, ama geçmiş olsaydı sanırım oldukça etkileyici olabilirdi. Açıkçası okumaktan hoşlanmıyorum o detayları belki yazar da yazmaktan hoşlanmıyordur ama gerçekler olduğunda da okumak ve anlamak da zorundaymışız gibi geliyor çoğu zaman da... Neyse o kısma dair çok fazla yorum yapmayacağım sonuçta yazarın kendi uygun gördüğü böyle bir şey olduğu için saygım sonsuz.
~~~*~~~
"Yeryüzü çok kötü bir yer demiştin yüzbaşı. Buna kötülüğün arasında, bir gün dahi güzel yaşayabileceksek eğer bir ömre değmez mi? Ben seninle geçireceğim kısacık bir ömrü, bana ölümsüzlüğü vadetseler değişmem."
~~~*~~~
Zeynep'in pes etmeyişi, çabalaması ve devamlı umutlu bir şekilde Şafak'ın kendini kurtaracağına inancı çok güzel anlatılmıştı. O kısımları çok sevdim.
Bunun yanında Şafak'ın de kendini kaybedercesine tavırları, komutanında aldığı emirler ve deliliğin sınırında sevdiğini arama çabası da çok güzeldi.
Zeynep'in ailesi aslında kızlarını ve kardeşini seven her aile bireylerinin vermesi gereken tepkiyi verdiler bu konuda asla aksini düşünemem... ki zaten Şafak'ta onlar gibi düşünüp hareket ediyordu ama atladıkları şey Zeynep'in inatçı kişiliği ve güvendiği aşkıydı...
Şafak ve Zeynep'in konuşmaları çok güzeldi. Hatta Şafak'ın vazgeçememesi ve bunu Zeynep'in ayrılmamak için kullanması... her şeye rağmen aşkından vazgeçmeyen, pes etmeyen Zeynep çok güzeldi.
Ne istediğini bilen erkekleri severim derim hep... kitaplarda en sevdiğim şeydir de... ama kadın karakterleri de severim. Burada da aşkı için pes etmeyen, savaşan ve sevdiğini de beraberliğe ikna eden Zeynep... hayranlıkla okudum. O satırları sevdim.
Ama tabi Şafak'ın çaresizliği de çok dokunaklıydı. Çünkü korkuları, sevdiği kadının zarar görmemesi, yaşaması ve iyi olması için çabalaması çok güzel anlatılmıştı.
Kitabın sonunda Şafak ve ekibinin yaşadıkları da nefes kesiciydi. Bu ekibin birbiriyle olan ilişkisini çok seviyorum. Resmen iyi arkadaşlar ve konuşmaları... süper ve eğlenceli...
~~~*~~~
Dizlerimin önünde öylece dururken kalbim ezildi. Biliyordum ki onun kalbi de ezilmişti. Ama o, çoktan kalbini tarumar olması için gözden çıkarmıştı.
~~~*~~~
Bunların yanında Akif'in hayatına değinmişti yazar. Aslında ona bir kitap yakışır dedim okurken çünkü kelimenin tam anlamıyla dokunaklıydı. Yaşadıkları ağır bir travma ve buna rağmen olduğu adam... hayranlık uyandırıcı... tabi yaralı kalbine de bir merhem şart... umarım bir sonraki kitapta daha çok Akif okuruz ya da onun kendi kitabı olur. 😇 Hatta yorumun son alıntısı da ondan geliyor 😎
Kitapta Zeynep'in yaşadıkları olaylarla ilgili bir travma yaşamasını isterdim. Aslında isterdim değil de sanki çok kolay unutma modunu seçmiş gibiydi. Çünkü kolay şeyler değildi ama bir tek Şafak'la beraberken tek bir gecede bunun korkusunu yaşaması olmamış gibiydi. Yazılması gerektiği için yazılmış hissi verdi keşke daha öncesinde de yazılsaydı. Mesela kızlarla geçirdiği gecede... ya da başka sahnelerde... onun travması olur gibi geliyor bana...
Ekrem'in ağabey olarak tavrı tam bir ağabey tavrıydı... iki kardeş ilişkileri okumaya bayılıyorum. 😍
Neyse çok uzatmayayım ve 3. kitabı bekliyorum. Heyecanla... umarım kısa zamanda gelir 😇
Kitaba dair puanım 5 üzerinden 3 veriyorum. 🌟🌟🌟
~~~*~~~
Gözlerim, her ölüme yaklaştığımda aklıma düşen tek kadının yıldızlar düşmüş saçlarına baktı dokunamasam da. Her bir santiminde dolandı kırışmış göz kenarlarının. Ezberlemek istercesine baktım anneme. Dolu dolu sevdim dokunmadan. Beni tanımasa da hatırlamasa da geçmişi, ben sakladım annemi hafızamdaki en güzel yere.
~~~*~~~
Şafak Vakti Serisi
- Şafak Vakti
- Şafak Vakti - Fecir
Kitabın adı : Şafak Vakti - Fecir
Yazarı : Pinkpink Yazarr
Yayınevi : Parola Yayınları
Seri Bilgisi : Şafak Vakti #2
Sayfa sayısı : 328
Kitabın tanıtım yazısı:
Ayı iki parçaya bölercesine dikine beyaz tende kayan bıçak bir cansızdan bir canlı, bir yok oluştan bir varoluş, bir bitişten bir başlangıcı aralayacaktı.
Zeynep’in kaçırılışıyla ortalık yangın yerine dönmüştü.
Şafak, Zeynep’i kurtarabilecek miydi? Kurtardığında onu ne hâlde bulacaktı?
Şafak için Zeynep’in dünyada bir yerlerde acı çektiğini düşünmek, ölümden daha zordur.
Şafak iyiliği için Zeynep’ten vazgeçmeye çalışırken, Zeynep onu ömrünün sonuna kadar beklemeye ant içmişti.
Tüm bu olanlara rağmen ikisi de çok iyi biliyordu mutlu sonların sadece hikâyelerde olduğunu.
.jpeg)
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder
Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın