17 Eylül 2018 Pazartesi

0 M. A. Lemariz - Safir /// ALINTILAR


~~~*~~~
"Umarım bir gün benim de öyle bir savaş atım olur lordum."
"Bu nasıl bir savaşçı olacağına bağlı evlat. İnsanlar atlarını seçtiklerini düşünse de aslında en iyi uyum sahiplerini seçen atlarla olur."
~~~*~~~

Bir aşağıdaki postta bu kitaba dair detaylı bir yorum bulunmakta görmezden gelmeye kıyamadığım alıntıları bu post ile sizlerle paylaşmak istedim.

Alıntılar zaman zaman detaylı bir spoiler olabilir bu yüzden bunu bilerek okursanız, kitap içeriğine girdiğim için hem bana kızmazsınız hem de kitaba olan hevesini kaçmaz ;) 

Kitabın yorumunu okumak için buraya tıklayabilirsiniz :) Historical romans severlere tavsiye edeceğim bir kitap olduğunu da şuraya sıkıştırayım :) 



~~~*~~~
O her zaman iradesine hakim bir asker olmuş, kendinden en önce dürtülerini eğitmişti; ama Evangeline yanında öylece masum uyurken, ince bedeninin dayanılmaz cazibesi, günaha davet eden bir cehennem meleği gibiydi.
~~~*~~~


~~~*~~~
Brain ona bakarken, kollarının arasındaki varlığının ne kadar da huzur verici olduğunu düşündü. Huzur pek çok şey gibi hayatında ilk defa hissettiği bir şeydi ve kaybetme endişesiyle birlikte içine dolmuştu.
~~~*~~~


~~~*~~~
"Şimdi eline bir kılıç versem eminim onunla ne yapacağını çok iyi bilirsin, değil mi? Ama söz konusu hülyalı bakan bu mağrur kız olduğunda kocaman bir ahmağa dönüşüyorsun belli ki. Sana şu kadarını söyleyeyim evlat, geçmişle bu kadar savaşırsan uğrunda savaşacak bir geleceğin olmaz."
~~~*~~~


~~~*~~~
İstediği sadece oydu, Evangeline. Anlamsız, hiçe sayılmış yaşamında tutunmak istediği tek anlamlı şey gibi yarı ürkek, yarı arzulu kısık gözleriyle ona bakıyor, kaçmıyor ve ondan geleni titrek kalbiyle kucaklıyordu.
~~~*~~~


~~~*~~~
Bugüne değin edindiği en kıymetli ganimetti Evangeline. Brian için uğrunda ölünecek ve öldürülecek tek şeydi.
~~~*~~~


~~~*~~~
Savaşmak için en önemli kural, düşmanını iyi tanımak ve en zayıf noktasını bilmekti. Kendisine ait tek bir zayıf nokta vardı artık, o da içerideki yatakta yatıyordu. 
~~~*~~~


~~~*~~~
uygun olmayan neydi ya da kimdi, adını koymayı istemiyor ama biliyordu. Uygun olmayan kendisiydi. İstemesen bile bahçene tutunan aykırı bir ot gibiydi ve Eva'nın gül bahçesine kök salmak için asla itiraf etmeyeceği kadar hevesliydi.
~~~*~~~


~~~*~~~
"Yemelisin."
"Yiyebileceğimi pek sanmıyorum. Midem kötü."
"İkinci bir defa daha söylemeyeceğim! Yiyeceksin! Bu bir emirdir."
Emirler ve Brian! Dudaklarına dayanan kaşık, Evangeline'in içinde olduğu karmaşık hisleri bir anda dağıtarak onu gerçeklerle karşı karşıya bıraktı. Midesi bulanıyordu.
"Kusarsan üç tabak daha yersin. Yut hemen!"
Brian, ardı arkasına yahni suyunu kendi elleriyle Evangeline'in ağzına tıkarken Eva gerilerek yüzünü ekşitti. 
"Daha fazla yiyebileceğimi sanmıyorum. Lütfen devamını sen bitir."
"Hayır, bu senin için."
"Yemezsen hepsini kusarım, sonra o üç tabağı daha kusarım ve unutmadan; bu bir tehdittir."
"Sen! Sen!"
"Ben hastayım ve beni azarlıyor musun kocam?"
~~~*~~~


~~~*~~~
"Sen bir savaşçısın dostum. Yenemeyeceğin düşman yok. Ancak kendinle savaşmayı bırak. Sen yenilmezsin... Kendinle savaşmaya devam edersen kaybedeceksin."
~~~*~~~


~~~*~~~
Aklı hala günler boyu uğraştığı hediyeyi reddeden kocasındaydı. Sadece bir hediye değil, geleceğe dair kurduğu tüm hayalleri ve kapıldığı tatlı düşleri de reddetmişti Brian; ancak bu onun suçu değildi. Bu tamamen kendi suçuydu. Böyle şeylerin sadece anlatılan masallarda gerçekleşebileceğini bilecek kadar yetişkin bir kadındı o; ama buna rağmen o aşka sahip olmayı dilemişti.
~~~*~~~



Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın