~~~*~~~
"Bazen sevmen gereken insanlardan gerçekten nefret etme aşamasına gelebilirsin, onları sevmen gerektiği için nefret edersin..."
~~~*~~~
Ne umutlarla aldığım ve nasıl bir hayal kırıklığı yaşadığım kitapsın sen... normalde hiç yapmayacağım belki da asla yapmayacağım dediğim şeylerden biri yapıyorum şuanda... bu kitabı yarım bırakıyorum. Direndim ama olmadı...
David Nicholls kitapları çok seviliyor ve Tatlı Hüzün çıktığında hem konusu hem kapağı hem de yazarın hep övgü olması okumak istememe neden oldu. Ki çıktığında da almıştım ancak okumak için fırsat bulabildim aslında okumak da denemez çünkü 120 sayfadan sonra götüremedim gitmedi... olmadı...
Aslında okumaya başladığımda hevesliydim ama öyle ilerledi ki henüz liseden yeni mezun olan gençlerin günlük misali hayatını okudum 120 sayfa boyunca durum bu olunca da kitap benim için akmadı... belki yanlış zamanda okudum belki sonrasında çok daha akıcı olacaktı bilemiyorum.
Belki de öyle bir hal alacaktı ki kitap kalbimde yer edinen hikayelerden biri olacaktı onu da bilemiyorum ama ne yazık ki bunu görecek kadar sabırlı olamadım ve kitabı bıraktım. Bazen olmuyorsa zorlamamak gerekir ve bende zorlamadım.
Okuyanlarınız var mı bilmiyorum ama varsa yorumlarını merak ediyorum ona göre gelecekte tekrar okumayı deneyebilirim ama şimdilik kitaplığımda tozlanmaya bırakılan kitaplardan olacak ve beklentimi karşılamayan ve ne yazık ki hayal kırıklığına sebep olan kitaplardan biri olacak.
Bu arada kitabın çevirmeni Arzu Altınanıt ve ben genelde kendisinin çevirdiği kitapları hep çok sevmişimdir. Adını görünce de aa yine muhteşem bir çeviri okuyacağım diye düşünmüştüm ama çevir mükemmel olsa ne olur kurgu güzel olmadıktan sonra.
Neyse uzatmanın anlamı yok sırf çevirmenin emeği için 5 üzerinden 2 veririm bu kitaba... üzdün beni Tatlı Hüzün...
~~~*~~~
Onun yüzünü hatırlayamamaktan endişelendiğimi anımsıyorum.
~~~*~~~
Kitabın adı : Tatlı Hüzün
Orijinal adı : Sweet Sorrow
Çevirmen : Arzu Altınanıt
Her şeyin değiştiği o yaz,
Charlie, Fran ile tanıştı…
1997 yılında Charlie, eski lise fotoğraflarınıza baktığınızda kim olduğunu hatırlamadığınız o çocuktu. Sınavları iyi geçmemişti. Evinde işler pek de yolunda gitmiyordu, tam tersi olması gerekirken evde göz kulak olması gereken bir babası vardı ve Charlie’nin aklındaki en son şey geleceğinin nasıl olacağıydı.
Sonra hayatına, ne yapmak istediğini bilen, kendinden emin Fran girdi ve Charlie yolunda gitmeyen hayatına rağmen umuda kapılmaya başladı.
Ancak Charlie, Fran ile birlikte olmak istiyorsa, arkadaşlarının tüm saygısını kaybetmek ve bambaşka biri olmak uğruna kendisine sunulan zorlu seçeneğe göğüs germek zorundaydı. Kumpanya’ya katılmalıydı, üstelik dahası da vardı...
Dokunaklı, komik, büyüleyici, çarpıcı Tatlı Hüzün, yetişkinliğe giden taşlı yolda yaşananların, aile yaşantısı karmaşasının, arkadaşlığın hayata bağlayıcı gücünün ve ilk aşkın, sadece bittikten sonra neye uğradığınızı anladığınız bir anlık yakıcı patlamasının trajikomik anlatısı.
“Yalnızlığın buz gibi acısına, ilk aşkın mucizesine ve Shakespeare’in kelimelerinin kalıcı gücüne merhametli ve zekice bir bakış.” —Spectator
“Nadiren görülen ve gıpta edilen edebi özellikler: popüler olabilen ciddi bir roman, kalıcı olacak bir çoksatan.” —Observer
“On yıl önce Bir Gün’e vurulan okurlar hayal kırıklığı yaşamayacak.” —Sunday Mirror
“Biz ve unutulmaz Bir Gün romanlarının yazarı daha önce hiç bu buruk hikâyedeki kadar şefkatle ve içgörüyle yazmamıştı… ilk aşkın baş döndürücü iniş ve çıkışlarını mükemmel şekilde yakalıyor.” —Daily Express
“Bir hikâyenin nasıl olması gerekiyorsa öyle. Güzel, açık ve dokunaklı.” —Joanna Cannon
“Harikulade bir kitap. Hepimizin deneyimlediği bir anın mükemmel yakalanışı.” —Graham Norton
“İlk aşkın karşı konulmaz çekiciliğine dair iyi gözlemlenmiş, trajikomik bir roman.” —Metro
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder
Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın