Vi Keeland, çook severek okuduğum bir yazar dolayısıyla da okuduğum zaman kitaplarından birçok alıntı çıkarabiliyorum. Çünkü hep çok sevdiğim sahneler oluyor.
Bu kitapta da bir sürü güzel sahne vardı hepsini tabi paylaşmam spoiler olur ama hiç paylaşmazsam da olmazdı. Bu yüzden birkaç alıntı paylaşacağım.
Öncelikle kitap, aşk romanı olmasının yanında erotik romans olarak da kategorize edilebilinir. Yani +18 sahneler olduğu için bunu bilerek okuyun derim.
Kitaba dair yorumum bir alt postta yer alıyor. Ancak kısa yoldan ulaşmak için de TIKLAYINIZ!
Bu arada kitaba puanım 5 üzerinden 5'tir :D
"Sanırım her ailenin bir yüz karası var."
"Kesinlikle öyle," dedim başımla onaylayarak. Berbat ailem hakkında fazla bilgi paylaştığımı fark ederek sordum, "Peki sizin ailenin yüz karası kim?"
Weston ellerini cebine sokarak yere baktı. "Ben."
Gülmemeye çalıştım. "Sen mi? Sen Lockwood ailesinin prensisin."
Weston sıkıntıyla sakalını ovuşturdu. "Bir Lockwood sırrı öğrenmek ister misin?"
Gülümsedim. "Kesinlikle."
"Ben hiçbir zaman Lockwood ailesinin prensi olmadım. Benimle sadece boşlukları doldurdular."
* * * * *
"Beni gözünde büyütüyorsun. Ayıklığım hakkında hiç endişelenmedim. Aslında hangi şarabı sevdiğimi nerede bildiğini merak ediyordum."
"Süite taşınırken odanda yarısı dolu bir şişe bırakmışsın."
Başıyla onayladı. "Bu da bana, odama neden taşındığını geçen gün sorduğumda cevap vermediğini hatırlattı."
Sırıttı. "Haklısın, söylemedim."
"Cidden, odanda bir sorun mu vardı?" diye sordu kıkırdayarak.
"Hayır. Odam gayet iyiydi."
"Çok mu gürültü geliyordu?"
"Yoo. Oldukça sakindi."
"O zaman neden taşındın?"
"Nedenini söylememem seni delirtecek, değil mi? Geçen gün beni neden takip ettiğin gibi. Biraz meraklısın, değil mi Fifi?"
Gözlerini kıstı. "Ve sen de biraz sinir bozucusun. Öyleyse dökül. Neden taşındın?"
Gözlerim gözleriyle buluşmadan önce bir anlığına dudaklarına kaydı. "Senin gibi kokacağını düşündüm."
* * * * *
"Gerçekten hiç şansımız yok."
Bay Thorne'un kaşları çatıldı. "Neden olmasın?"
"Çok karışık. Sadece önümüzde çok fazla engel var diyelim."
Bay Thorne parmaklarını kaldırdı. "Engellerin ne olduğunu biliyor musun?"
"Neymiş?"
"Kazanmayı hak edip etmediğini görmek için yapılan testler. Yoluna çıkan her neyse onu aşmadıkça, birine savaşmaya değer olduğunu nasıl gösterebilirsin? Öyle kıçının üstüne oturup denemeyeceksen..." Başını iki yana salladı. "Sanırım ödülü hak etmiyorsundur zaten."
* * * * *
"Seni sevdiğimi biliyorum çünkü beş yıl önce Caroline öldükten sonra daha iyi bir adam olmayı hiç istemedim. Aynaya baktığımda gördüklerimden hoşlanıp hoşlanmadığım bir kez bile umurumda olmadı. Ama sen o uçağa binip beni pencere kenarındaki koltuktan kaldırdığından beri her sabah kendime bakıp bugün daha iyi bir insan olmak için ne yapabilirim diye düşünüyorum - senin gibi bir kadını hak eden bir adam olabilmek için.
"Seni sevdiğimi biliyorum çünkü ailem sana aşık olduğum için beni reddedecek. Ve bu beni, kalbimin hiç kimseye ait olmadığı kadar sana ait olduğuna inanmadan bu odadan ayılma olasılığının yarısı kadar bile korkutmuyor.
"Seni sevdiğimi biliyorum çünkü hayatım boyunca kız kardeşime yedek parça olmaktan başka bir amacım yokmuş gibiydi... ta ki sana kadar.
"Seni sevdiğimi biliyorum çünkü..." Başımı iki yana salladım ve bir elimi saçlarımdan geçirdim. "Çünkü sen tanıdığım en iyi, en şefkatli, en yumuşak ve en güzel insansın - ve bunlar bile yetersiz kalıyor."
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder
Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın