~~~*~~~
Sana çiçek alanı değil, senin için koca bir bahçe ekecek erkeği seç.
~~~*~~~
İspanyol Aşk Aldatmacası'nı çok severek okumuştum. Yazarın aynı zamanda serinin ikinci kitabı çıkınca da okumam lazım dedim. Zaten okumak için de çok fazla bekletmedim kitap.
Aslında hasta olduğum ve evde yattığın dönemlerde çok güzel gitti, hafif, eğlenceli, yormayan, su gibi akan bir romantik komedi kitabıydı ve okurken de zevk aldım. Ciddi anlamda doğru zamanda okunmuş bir kitaptı. Zaten yaz geldi artık bu tür romantik kitapların dönemi de tamamen açıldı.
İlk kitapta Lina'nın hikayesini okuduk bu kitapta da onun en yakın arkadaşı ile kuzeninin aşk hikayesini okuyoruz. Sıralı okumanız kurgu bütünlüğü bakımından güzel olur. Çünkü ilk kitaptaki karakterleri bu kitapta evli mutlu görüyorsunuz bu yüzden bence sıralı okuyun.
~~~*~~~
Lucas Martin hakkındaki tüm gerçekleri öğrenmeye can atıyordum. Meraktan değil de onu gerçekten önemsediğim için.
~~~*~~~
Kitabın kısaca konusuna değinmek gerekirse; Rosie, evde yaşadığı problem yüzünden en yakın arkadaşı Lina'nın stüdyo dairesinde kalmak zorunda kalır. Lina'da evlenmiş ve kocasıyla balayında olduğundan ve kendi dairesi de boş da olduğundan dolayı Rosie orada evdeki problemini çözene kadar kalabileceğini düşünür. Ancak geldiği akşam öğrendiği bir diğer gerçekte şu ki Lina'nın kuzeni Lucas, genç kadının boş olan dairesinin bir süreliğine kalacak yer olarak kullanacağıdır. Lucas, bir süreliğine geldiği şehirde kendini toparlayıp, kısa bir tatil için kalacağını düşünürken stüdyo daireyi Rosie ile paylaşmak zorunda kalır. Rosie ise Lucas'ı resimlerden görmüş ve genç adamdan hoşlanmıştır. Şimdi karşısında canlısını görmek ve onunla aynı daireyi paylaşmak zorunda kalmaları sonucunda işler iyice onun açısından karmaşık hale gelir. Lucas ise genç kadını rahatsız etmemek için çabalasa da genç kadına yazarlık işinde yardımcı olmayı hedefler. İkisi arasındaki çekimi görmezden gelip de iki arkadaş gibi davranıp öyle devam etmeye çalışsalar da aslında ikisi de birbirinden etkilenmekte ve aşık olmaktadır. Ancak önlerinde problemler vardır çünkü Lucas geçirdiği kaza sonucunda profesyonel olarak yaptığı işten vazgeçmek zorundadır. Bu da genç adamın geleceğe dair bir beklentisinin olmaması ve kendisini bir boşlukta bulmasına sebep vermektedir. Lucas bütün bunlarla uğraşırken aynı zamanda bir ilişki istememektedir çünkü zaten Amerika'da oturum izni de yoktur. İspanya'ya geri dönmek zorundadır. Rosie, genç adama her geçen gün daha da kapılırken aslında aralarında bir ilişki olamayacağının farkındadır ancak yine de duygularına laf geçiremez. Lucas ve Rosie'nin bu yolculuktaki duygularını, savaşlarını ve birbirlerine karşı hissettikleri ile ne yapacaklarına karar vermelerini okuyoruz.
Böyle çok yüzeysel anlattım ama ara kapa yazısı daha detaylı benim anlattığımdan o yüzden orayı da okumalısınız. 🙈 Yorumun sonunda yazıyor o kısım. 🙈
Öncelikle kitapta en sevdiğim şey, gereksiz uzatmalar yoktu. Karakterlerin belirli bir olgunlukta olması, bazı şeylerin farkında olarak adım atması ve evet kendilerini ve ne istediklerini bilen halleri çok güzel anlatılmıştı. Bu yüzden kurgu tam da olması gerektiği gibiydi.
Rosie'nin yazarlık hayali için ve bu hayalin peşinden gitmek için attığı adımlar çok güzeldi. Kadınların hayallerinin peşinden gitmesini ve bu hayal için çabalamalarını hep taktir etmişimdir. İster gerçek hayat olsun ister kurgu fark etmez.. .her şekilde çok güzel. Bu yüzden Rosie'yi çok sevdim.
~~~*~~~
Gülümsüyordu ve bu dünyanın en sevimli, en içten ve çekici gülümsemesiydi. İnsanın elini ayağını birbirine dolaştıran bir gülümseme.
~~~*~~~
Lucas ise... adamım ya kendi acılarını bırakıp Rosie için çabalamasını çok sevdim. Aslında onu profesyonel bir sörfçüyken hayal etmek çok kolaydı ama bunun yanında onun nasıl zorluklar yaşadığını da görmek açıkçası baya üzücüydü. Çünkü düşünsenize büyük bir tutkuyla yaptığınız bir işiniz var ve artık onu yapamıyorsunuz çünkü artık onu yapamayacak kadar sakatlanmış durumdasınız. Kendinizi nasıl bir boşluk içinde hissedersiniz. İşte Lucas öyle bir boşluktaydı. Onu çok iyi anlıyorum.
Lucas ve Rosie arasındaki arkadaşlık, ilişki çok güzeldi. Her ne kadar Rosie için önceden başlayan bir aşk varsa da Lucas ile arkadaşlıklarının başlaması, birbirlerini anlamaları, güvenmeleri çok güzel anlatılmıştı. Lucas için kelimenin tam anlamıyla en iyi arkadaşlığı aşka dönüştü.
Lucas'ın ayarladığı o deneme randevuları çok güzeldi gerçi nedense hep felaketle sonuçlandı ama olsun yine de eğlenceliydi. Ama o son çatı katında yaptığı jest... of be dedirtti.
Rosie'nin ailesine karşı tutumu çok sevimliydi. Cidden aile her zaman bir numara.
Lina ve Aaron'u da görmek çok güzeldi. Bence Aaron, Lucas'ı Rosie'nin yanında ilk gördüğünde anladı genç kadına karşı duygularını çünkü okurken onu hissettirdi ki o yüzden de yardım etti.
Kitapta en sevdiğim özelliklerden biri de hep erkek karakterlerin kusursuz olmasına o kadar alışmışız ki, Lucas'ın yaralı olması, bacağının zaman zaman onu zorlaması falan güzel detaylardı bence.
Çok fazla anlatmayacağım ama çok severek okuduğum bir kitap oldu. Resmen özlemişim bu tür kitapları dedim.
Kitaba dair puanım 5 üzerinden 5 benim için. 🌟🌟🌟🌟🌟
~~~*~~~
"Biri kalbini mi kırdı, Lucas?" diye soruverdim. "Onun için mi İspanya'dan uzaklaşmak istedin?"
Gözlerini açtı ve yüzüme dikti.
"Hem evet hem hayır," diye kabul etti kederli bir sesle. "Ama kalbimi özel biri kırmadı. Sanırım kimseye böyle bir şans tanımadım."
~~~*~~~
Spanish Love Deception Serisi
Kitabın adı : Amerikan Ev Arkadaşı Deneyi
Orijinal adı : The American Roommate Experiment
Yazarı : Elena Armas
Çevirmen : Beril Tüccarbaşıoğlu Uğur
Seri Bilgisi : Spanish Love Deception #2
Yayınevi : Yabancı Yayınları
Sayfa sayısı : 392
Kitabın tanıtım yazısı:
Bir stüdyo daire.
Zoraki ev arkadaşlığı.
Platonik bir aşk.
Ve altı hafta boyunca sürdürülecek bir sevgililik deneyi.
Yani kesinlikle işlemeyecek bir plan daha.
Rosie Graham’ın bir sorunu vardı. Daha doğrusu birkaç sorunu. Anonim sürdürdüğü yazarlık kariyerine odaklanmak için işinden istifa etmiş ama ailesine bunu söyleyememişti. Şimdiyse tek sayfa bile yazamıyordu. Dairesinin tavanı da çökmek için tam bu dönemi bulmuştu. Neyse ki en yakın arkadaşı Lina’nın yedek anahtarı ondaydı.
Ama dairede Lina’nın kuzeninin kalacağından habersizdi. Aylardır Instagram’dan gizli gizli takip ettiği Lucas Martín’i dikkat dağıtan gülümsemesi ve baş döndüren aksanıyla karşısında bulmayı beklemiyordu.
Lucas tadilat bitene kadar beraber kalmalarını teklif ettiğinde, Rosie ateşle oynadığının farkındaydı. Fakat yeni ev arkadaşının bir sonraki acayip önerisini kabul ederse yanacakları kesindi: Rosie’nin romantik ilhamını yeniden ateşlemek için baş başa bir dizi deneysel randevuya çıkmak.
Çiçeği burnunda yazarın kaybedecek bir şeyi yoktu. Midesinde uçuşan kelebekleri kontrol altında tutabilirdi. Ancak Lucas’ın New York’taki zamanı kısıtlıydı ve altı hafta ne romandaki ne de gerçek hayattaki aşka kavuşmak için yeterliydi.
• NEW YORK TIMES • USA TODAY • SUNDAY TIMES • GLOBE&MAIL Çoksatanı
Romantik Kurgu Dalında 2022 Goodreads Okur Ödülleri Adayı
“Ağır ağır alevlenen bir aşk. Rosie ve Lucas’ı acayip yakıştırdım!” —FIRST For Women
“İnsanın aklını başından alan şehvetli randevuların her biri, Rosie’yle Lucas arasındaki bağı derinleştiriyor. Siz de onların büyüsüne kapılıyorsunuz.” —USA Today
“Başrollerinde biri içine kapanık diğeri dışa dönük iki karakterin yer aldığı, koşulların karakterleri yakınlaşmaya ve sahte randevulara zorladığı, inkâr edilemez bir kimya ve maskeli balo içeren bir romantik komedi arıyorsanız, Amerikan Ev Arkadaşı Deneyi’ni kaçırmayın.” —PARADE
“İki karakterin de bakış açısından anlatılan, daha fazlası için yanıp tutuşacağınız bir romans.” —Buzzfeed
“Arkadaşlıktan aşka uzanan yolculuklarında işler kızıştıkça bu çifte daha da çok bağlanacaksınız.” —Library Journal
“Elena Armas, karakterlerin duygusal gelişimi konusunda muazzam bir iş çıkarırken romantik gerilimin hikâyeyi sürüklemesine izin veriyor.” —Publishers Weekly
“Elena Armas adım adım gelişen, şehvetli ve insanı kendinden geçiren romantik komedilerin tartışmasız kraliçesi. Amerikan Ev Arkadaşı Deneyi’ni okurken geçirdiğim saatler, hayatımın en güzel zamanlarıydı.” —Ali Hazelwood
“Bir aşk romanı yazarı kendi klişelerine sıkışıp kalırsa ne olur? Keyifli, ışıl ışıl ve acayip seksi bir roman.” —Jodi Picoult
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder
Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın