Bu ay ani bir kararla ay bitmeden elimdeki Shakespeare kitabı okuyayım dedim. Aslında yoğun tempolu çalışmamdan dolayı kısacık bir şeyler okuyasım vardı biraz da onun etkisiyle başladım bu kitaba ve bitirdim de hemencecik...
Biliyorsunuz ki Shakespeare kitapları tiyatro metinlerinden oluşan kitaplardır. Hırçın Kız da o şekilde yazılmış bir kitaptı. Klasik bir Shakespeare komedyalarından biriydi. Aslında komedya demek doğru olur mu bilemiyorum...
Kitabı sevip sevmediğime dair yorumumu detaylı bir şekilde yazacağım ama şu kitabı okurken hem o dönemlerde kadının nasıl da 'metalaştırıldığını' okumak rahatsız edici olduğunu dile getirmeliyim. Açıkçası şu kitapla da bu adam kadınlardan nefret mi ediyor diye de düşünmedim değil...
Kitabın kısaca konusuna değinmek gerekirse; Katherina ya da kısaca Kate, aşırı huysuz, hiçbir şeyden memnun olmayan, şirret olarak tanımlanan, hazır cevap bir kadındır. Kız kardeşi Bianca'nın uysal kişiliğinin yanında oldukça sivrilmektedir. Bianca'nın bir sürü talibinin olmasının yanında Kate'in talibi yoktur çünkü kimse onunla uğraşmak istememektedir. Buna karşılık babası da Kate evlenmeden Bianca'yı evlendirme düşüncesine karşıdır. Bianca'nın taliplerinden biri Verona'dan gelen soylu bir adam olan Petruchio, Kate konusunda bilgilendirip hırçın kişiliğini de anlatıp evlendirmeye çalışır. Petruchio, her şeye rağmen Kate'i görüp onunla evlenmeye karar verir ve bir şekilde hem Kate'i hem de babasını evliliğe ikna eder ve evlenirler. Petruchio, artık benim malımsın modunda takılarak Kate'i bastırmak için kendisi hırçın, agresif, baskın çıkarak Kate'i bastırır ve bu şekilde karısını yola getireceğini, itaatkar, uysal bir kadın yapmaya çabalar. Bianca ise ablası evlendiği için kendi yoluna ve taliplerine bakarak evleneceği adamı seçmeye çalışır.
Kitapların yazıldığı tarihler göz önüne alınırsa, o dönemlerde kadınların aslında ne kadar önemsiz, ikinci ve hatta üçüncü sınıf olarak görüldüğü, söz hakkının olmaması, evlenmeden önce babaları sonrasında kocaları için uysal-itaatkar olmaları gerektiğini hepimiz biliyoruz. Hırçın Kız kitabında da bunu görüyoruz.
Ancak... böylesine bir şekilde dile getirilmesi de açıkçası biraz rahatsız edici boyutlarda olduğunu da inkar edemem.
Kate'in hırçın, vahşi, konuşkan, hakkını arayan ve düşüncelerini dile getiren bir kadın olması ve yaşadığı dönem söz konusu olduğunda o dönemlerde bunun ne kadar ayıplanan bir şey olduğunu görüyoruz. Zaten evlendiğinde de kocasının Kate'i baskılama çabaları, aç bırakmaları, itaatkar-uysal bir eş olması için psikolojik-fiziksel baskıları söz konusu olduğunda o dönemlerdeki kadınların nasıl şartlarda yaşadıklarını da gösteriyor.
Toplumsal mesajları olan bir kitap olmanın yanında ne yazık ki o baskıyı günümüzde yaşatmaya çalışanlar olduğu düşünüldüğünde de oldukça sinir bozucu olabiliyor.
Sanırım okuduğum Shakespeare kitapları arasında beni en rahatsız eden kitabı bu oldu.
Kadınların böylesine küçümsenmesi ve erkeklerin, ataerkilliğin böylesine yüceltilmesi kitaplarda dahi beni açıkçası rahatsız ediyor. Dönemi ne olursa olsun!
Kitaba dair puanım 5 üzerinden 3 veriyorum. 🌟🌟🌟
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder
Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın