Ahh... bu kitabı o kadar uzun süredir bekliyoruz ki sonunda çıktı ve okuduk... Bazen keşke hemen okumasaydım diyorum çünkü iki sene beklediğim kitabın iki günde bitmesi insanı çok büyük bir üzüntüye sürüklüyor. Ama duruma iyi tarafından bakıyorum... o da serinin bitmesine sadece bir kitap kaldı. Nemesis Kitap onu da çıkarsa biz de rahatlasak onlar da...
Highland Guard, İskoç Muhafızları, Highland Muhafızları, İskoç Muhafız Alayı... gibi bir çok ismi olan ama orijinal adı Highlan Guard olan on iki kitaptan oluşan serinin on birinci kitabıydı Kaya...
İskoç savaşçılarını konu alarak, İngiliz-İskoç savaşlarına değinen ve tarihi detayları kurgusallaştıran ve romantizme bağlayan bir seri... Diğer kitaplardan farklı olarak yetişkin içerik kitabın sonlarına doğru var. Aslında kitabın kurgusu da bir asil kadın ile bir demircinin oğlunun hikayesi gibi...
Kitabın kısaca konusuna değinmek gerekirse; Elizabeth ile Thom henüz küçük yaşlardayken tanışırlar. Elizabeth Douglas Klanının Lordu'nun küçük kızıdır. Thom ise onların köyündeki demircinin oğludur. Thom dokuz, Elizabeth altı yaşındayken tanışırlar. Onların arkadaşlığına Thom'un arkadaşı Joanna da dahil sonra da Elizabeth'in ağabeyi James dahil olur. Thom büyüdükçe Elizabeth'e aşık olmaya başlar ve bunu fark eden James kız kardeşini Thom'dan uzaklaştırır. Aradan geçen zamanlarda James, Joanna'ya aşık olup yaşanılan skandalların sonunda evlendiğinde ise Thom ile araları iyice açılır. Çünkü küçük kız kardeşi olarak gördüğü Joanna'nın yaşadıklarından dolayı zaten gergin olan Thom ve James ipleri iyice gerilir ve kopma noktasına gelir. Aradan geçen zamanlarda Elizabeth'in Douglas Klanına dönmesinin ardından Thom, genç kızı görmeye gider. İçindeki aşkı dile getirecek ve Elizabeth'ten karşılık alacağından emin olarak mutlu ve aşk dolu hayatlarına devam edeceklerine inanmaktadır. Ancak beklediği cevabı ve karşılığı Elizabeth'ten alamayınca hayalleri ve umutları yıkılır. Asla Elizabeth için yeterli olamayacağını düşünür ve aşkını unutmak, geride bırakmak için uzaklaşarak Bruce için savaşa hazırlanan askerlere dahil olur. Artık tek bir amacı vardır, bir demircinin oğlu değil bir şövalye olarak anılmaktır. Üç yıl boyunca gördüğü eğitimin sonucunda James'in başarılarını duyarak kinlenir. Kendisi de daha iyi olabilmek için çaba harcamaya devam eder ancak onlar gibi küçüklüğünden beri eğitim almamış olması birçok konuda eksikliğini de göstermektedir. Pes etmeden çabalamaya devam eder. Aradan geçen üç yılın sonucunda da tesadüfen James ve Elizabeth ile karşılaşır. İçinde söndürdüğünü sandığı aşk tekrar alevlenir. Elizabeth'ten uzak kalmaya çalışsa da genç kızın kendisini hala arkadaş olarak görmesi ve ona yaklaşmaları içindeki aşkı daha da alevlendirir. Bu zaman zarfında ise Elizabeth'in küçük kardeşi Archie'nin kaçırılması ve İngilizler tarafından esir tutulması da işleri karıştırır çünkü öyle bir kalede esir tutuluyordur ki orada James ve adamları hiçbir şekilde girememektedir. Buna karşılık James'in yardım aldığı Highland Muhafızlarından bazıları da sessizce girip çıkma konusunda çaresiz kalınca tek seçenekleri Thom olur. Çünkü Thom küçüklüğünden beri her yere tırmanmasıyla ünlüdür. Tırmanış konusunda uzmanlığını kullanarak Archie'yi kurtarması sonucunda Highland Muhafızlarının dikkatini çeker... onlara göre pek de imkan dahilinde olmayan bir yere tırmanmıştır ve bu durum özel bir yetenek gerektirmektedir. Thom bir şekilde Elizabeth ve diğerleriyle beraber Bruce'un bulunduğu kaleye doğru yolculuğa çıkar. Her ne kadar Elizabeth'ten uzak durmaya çalışsa da içinde ona karşı beslediği aşk ve genç kızın da yakın durma ve aralarındaki arkadaşlığı canlandırma hevesi Thom'u oldukça zor duruma sokmaktadır. Üstelik Elizabeth, kralın yeğeni ve şövalyesi, varlıklı bir kont olan Randolph ile evlenme planları yapmaktadır. Bu evliliği ise James sonuna kadar desteklemektedir. Thom ya her şeyden vazgeçecek ya da her şeyi göze alacaktır. Çünkü bir yanda hep hayalini kurduğu şövalyelik ve topraklara erişmesi bir adım uzağındayken bir yanda da aşkı, mutluluğu vardır. Elizabeth ise küçüklüğünde yaşadığı yoksulluğu tekrar yaşamamak için bu evliliği kabul etse de kalbinde aşkının Thom olduğunu anladığından beri yaşadığı ikilemler arasında bir seçim yapmak zorundadır. Ya her şeye rağmen Thom'u seçecek ve her şeye göğüs gerektir ya da elinin tersiyle aşkı ve mutluluğu itecek ağabeyinin ayarladığı evliliği yapacaktır.
Kitap çıktığında serinin takipçileriyle hep konuştuğumuz şey Thom MacGowan diye bir muhafız var mıydı? Hatırlamıyorduk çünkü... yokmuş arkadaşlar... ama bu kitapla muhafızların arasına katılan bir üye diyebilirim. Bu normalde spoiler olabilecek bir bilgi olabilir ama kafa karışıklığı olmasın diye söylüyorum çünkü biz baya buna kafa yorduk... tek tek kitaplarda muhafızları da araştırdık unuttuğumuz, atladığımız var mıydı diye... size küçük bir ipucu olsun dedim.
Öncelikle Elizabeth'in ağabeyinin yaptıklarına çok sinir oldum. Madem bu kadar makam delisiydin sen de aşk evliliği yapmak yerine makamını ve servetini arttıracak bir evlilik yapaydın. Joanna'yla yaşanılan her şeye rağmen her şeyi göze alıp evleniyorsun, aşık olduğun kadınla kendine bir hayat kuruyorsun ama kız kardeşin için bu durumu çok görüyorsun. Bu nasıl bir çifte standart... James'i ya da onların demesine göre Jamie'yi hiç sevmedim. Çok sinir oldum. Fena kinlendin kendisine... şu saatten sonra ağzıyla kuş da tutsa, her şeye müsaadede etse, hepsi affetse de asla benim gözümde affedilemeyecek. 😖
Joanna'nın her şeye rağmen hakkında onca söylenen şeye rağmen aşkını koruması, onun izinden gitmesi, James ile mutlu olma çabası çok güzeldi. Kendi yaşadığı mutluluğu ve evliliği Elizabeth ile Thom'un da yaşaması için destekler niteliklerde olması da çok güzeldi. Çok sevdim kızım seni...
Elizabeth ile Thom'u beraber yapabilme, görüşmelerini sağlayabilme çabalarını da takdir ediyorum.
Thom'un en başından beri ne istediğini bilmesi, kalbindeki kırgınlıklara ve öfkeye rağmen Elizabeth için çaba harcaması ve savaşması çok güzeldi. Her şeye rağmen sevdiği kadın için her şeyi göze alır halleri de öyle... Hatta muhafızlardan biri... ya Lachlan ya da McKay soruyordu sanki... "Her şeye değer mi?" diye... orada Thom'un "Değer" demesi bile süperdi. Thom... senden bir tane de ben alabilir miyim? 😍
Elizabeth'in ise... Al James'i vur Elizabeth'e... iki kardeşin bu inatları, laf anlamaz halleri, makam, statü ve servet dertleri aynıydı... Elizabeth'e de ayrı bir sinir oldum. Bir tutturdu arkadaşlık, çocukluk arkadaşlığı diye gitti. Adam sana aşığım diyor ama Elizabeth tutturdu arkadaşlık. Hiç Thom'un duygularına saygısı yoktu. Orada Randolph ile nişanlanıyor ama hanımefendi yanında Thom'u da istiyor... aşırı sinir oldum keşke yazar Elizabeth'in aklının başına geldiği zamanda Thom'un her şeyden vazgeçmiş kendine iyi ve mutlu bir evlilik ayarlamış evli olarak yazsaydı da Elizabeth'de aşkında bir köşede ölümü bekleseydi dedim. Ki beni bilen bilir sevenler kavuşsun modundaydım ama Elizabeth'e o kadar sinir oldum.
Thom'un demircinin oğlu olmasına karşın elde ettiği başarı, pes etmemesi çok güzeldi. Hatta öyle ki her şeyi göze alarak imkansızı başarır halde yaptığı hamleler ve elde ettiği başarılar da öyle... Zaten öyle başarılıydı ki McLeod'un ve diğer muhafızların da dikkatini çekti ve onlara dahil oldu.
Thom'un Archie'yi kurtarmak için tırmanması, sonrasında Bruce'un özel görevlerinde tırmanması, daha da önemlisi imkansız olan kaleyi tırmanarak ele geçirmesi kitabın en heyecanlı sahneleriydi.
Açıkçası kitabın zaten en heyecanlı sahneleri Thom'un elde ettiği başarılar ve muhafızları görmekti.
Hatta Thom'un yaşadığı kalp kırıklığına tanık olmaları ve ona destek olmaları da çok güzeldi. En başta McLeod'un fark etmesi ve uyarması, sonrasında Lachlan'ın görmesi bir şeyleri ve konuşması... en sonda da McKay'in kendi yaşadığına benzer bir durumda kalması ve en büyük desteği sağlar halleri çok güzeldi. Muhafızların kitapta bolca boy göstermeleri, Thom'a ilgileri, onun ekiplerine dahil etme çabaları süperdi. O kısımları çok sevdim.
Hatta en son bir kaleye tırmanırken Randolph'un da Thom'un arkasından tırmanmasında dengesini kaybedip ölüme düşerken Thom'un onun hayatını kurtarması süperdi. Elizabeth'in nişanlısı olmasına rağmen onu arkasında bırakmadan koruması, hayatını kurtarması süperdi.
Bütün bunların sonunda da Thom'un artık pes edip de gittiği noktada Elizabeth'in pes etmeden genç adamın peşinden gitmesi bence koca kitap boyunca en kısa sahnelerdi. O kadar Thom'un acısına karşın Elizabeth'in daha fazla çekmesi gerekiyordu. Thom resmen neredeyse tüm hayatı boyunca sınandı...
Sanırım şu seride tek sevmediğim karakter Elizabeth Douglas oldu... hem de hiç sevmedim. Hatta ağabeyi James'i de ekleyebiliriz oraya.
Karakterleri amma gömdüm yalnız... Azıcık kitabın geneline yorum yapayım.
Öncelikle özlemişim İskoçları okumayı... ama en çok da muhafızlarımı okumayı özlemişim. Yazarın kitaplarını zaten çok seviyorum ama bu serisini ayrı bir seviyorum. Dolayısıyla da heyecanla bekledim yeni kitapları...
Elizabeth ve James ikilisini konu dışı bırakırsak kitabı çok sevdim. Thom'un başarısı, yaşadıklarına rağmen ayakta kalma çabası, adım adım muhafızlardan biri olması çok güzeldi. Hatta adamın aşkı için savaşması, çabalaması bile çok güzeldi. Sadece aşık olduğu kadının beyinsel ve duygusal işlevlerinde sıkıntı vardı olayları geç algıladı ama neyse...
Bazıları okurken sıkılmış neden bilmiyorum öyle eleştiriler duydum, okudum. Ama ben çok severek okudum, keyifle de bitirdim. Evet bazı yerlerde bir iki kelimede sert argo ifadeler vardı ama bunları artık çok yadırgamıyorum muhtemelen sahnenin verdiği duygusal acı, kırgınlık, kızgınlık, sertlik, haşinlikten kaynaklı olduğunu başka türlü ifadeler olsa o hissiyatları veremezdi diye düşünüyorum. O yüzden benim gözüme çarpmadı, rahatsız da etmedi o kısımlar.
Ben kitabı severek ve keyifle okudum. Şu kitabı iki sene bekledik umarım serinin son kitabı için de o kadar beklemeyiz... kısa zamanda çıkar da bizler de yayınevi de artık rahat nefes alırız.
Kitaba dair puanım 5 üzerinden 5 veriyorum. 🌟🌟🌟🌟🌟
Highland Guard (Highland Muhafızları) Serisi
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder
Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın