19 Kasım 2018 Pazartesi

0 Paula Quinn - Tutku Çemberi (The Risande Family #1)


~~~***~~~
"Elimden gelen her şeyi yaptım ama beni sevmesini sağlayamadım."
~~~***~~~

Ve bu ay okuduğum 5. historical romans aynı zamanda ayın beşinci kitabı. Bu türe olan özlemim sanırım hem kitapları elimden bırakamamamı hem de hızlı okumamı sağladı. usta kalemler okuduktan sonra şimdi daha önce adını duymadığım bir yazar olan Paula Quinn'in kitabını okuyorum. Bu kitap The Risande Family serisinin ilk kitabı ve büyük ağabey Brand Risande'nin kitabıydı. Serinin ikinci kitabı bu kitapta da tanıdığımız Dante'nin kitabı ve üçüncü kitap ise yine bu kitabın sonunda öğrendiğimiz küçük kız kardeşlerinin kitabı. Ancak yayınevi biliyorsunuz ki bu türü çok nadir yayınladığı için muhtemelen devamı gelmeyecek ve bizler de okuyamayacağız. 

Bir gün yayıncıların tekrardan bu türe yönelmelerini temenni ederek yorumuma geri dönüyorum. 

Paula Quinn, kurgusu akıcı, sürükleyici ve her historical romansta olduğu gibi savaş, ihanet ve aşk doluydu. Bence eksiklikleri vardı bu yüzden çok çok iyiydi diyemem ama bu türün okurlarının seveceği bir kitap olduğunu düşünüyorum. Tabi usta kalemlerle kıyaslanmadan okunduğunda. 

~~~***~~~
Bir daha asla aşkın gözünü kör etmesine izin vermeyecekti. Bakışlarını yalnızca karşıya dikecek ve o kayalıktan bir daha asla yuvarlanmayacaktı. 
~~~***~~~

Önce konuyu kısaca bir özet geçip detaylı yoruma gireceğim: Babası savaşı kaybedince toprakları Lord Brand Risande'ye geçince evini terk etmemek için kralın emriyle Brand ile evlenmek zorunda kalan Brynna evleneceği adamın daha önceden sevdiği kadınla aşk yaşadığı bir ana tanık olup çok etkilendiği hayallerini süsleyen ve içten içe ona duygular beslediği adam olduğunu öğrendiğinde şaşkınlık geçirse de bu evliliği kabul etmek zorunda kalır. Çünkü ya evlenecek ya da doğduğu, büyüdüğü ve sevdiği herkesi geride bırakıp o topraklardan ayrılacaktır. Brand, nişanlısı tarafından ihanete uğrayıp da kadınlara tekrar güvenmeyip kalbini kapatan bir adamken evliliği istemeyerek kabul ettiğinde Brynna'nın güzelliğinin, tutkusunun, masumiyetinin, asilliğinin, cesaretinin onu büyüleyeceğini hiç hesaba katmamıştı. Kendisine direnirken ördüğü duvarları bir bir yıkan genç kadına yenilmeye başladığında ise karşısına eski nişanlısı çıktığında işler daha da karmakarışık olmak üzeredir. 

Konusu aslında oldukça ilgi çekici gelmişti bana bu yüzden almıştım ve konusunu da sevdim aslında. Arkadaşlıklar, diyaloglar ve aşk çok güzel işlenmişti ama aşk aynı zamanda biraz fazla -cığımlı -ciğimli moda geçmişti.

~~~***~~~
"Bu, benimle oynadığı bir oyun," dedi Brand.
"Bu sana ulaşabilmek için oynanacak tek oyun."
"Ben kazanacağım William," dedi Brand homurdanarak. Bakışları hala karısının üzerindeydi.
"zaferin bedeli ne olacak mon ami?"
"Ölümüm," diye cevap verdi Brand. "Kaybedersem, ölürüm."
"Belki, ama ya onun zaferi seni hayata döndürürse."
~~~***~~~

Öncelikle söylemek istiyorum ki historical romanslarda 'karıcığım' ya da 'kocacığım' diye tabirlerin olmaması gerektiğini düşünen sadece ben değilimdir herhalde.  Ben şahsen orijinal metinden okumamış olsam da o kısımlarda yazan yazının "my wife" ya da "my husband" olduğunu düşünüyorum ve bunu bizim çevirmenlerimiz karıcığım-kocacığım diye çeviriyorlar ve edisyondan da sanırım öyle geçiyor. Arkadaşlar yapmayın ama... "karım" ya da "kocam" tabirleri olmuyor mu özellikle İskoç içerikli ya da savaşçı içerikli kitaplarda? Bir Garwood'larda McCarty'lerde öyle görmedik mi? Bir İskoç savaşçıya nasıl "karıcığım" kelimesini yakıştırıyorsunuz? Açıkçası bu kısıma çok fena takıldım çünkü çok eğreti duruyor karakterlerde. 

Beni kitapta en rahatsız eden kısım açıkçası burasıydı. O kısım olmasaydı ve tam da istediğim şekilde olsaydı kitabı daha çok severdim sanırım. Çünkü Brand'ın kalbi zaten kırılmışken karısının aşk ile yaklaşımın ve aşkı talep etmesine karşılık verdiği tepkileri çok iyiydi. Benim hoşuma gitti. 

Dante, William ve Richard ile olan konuşmalar, diyaloglar süperdi. Özellikle bu kişilerin Brynna ile olan bazı sohbetleri oldukça eğlenceliydi. 

~~~***~~~
"Onun için savaş Brynna. Damarlarında savaşçı kanı var. Onun için savaş. hayatını bir kez tutkuyla yaşamıştı. Yeniden böyle yaşamasına yardım et. İşte o zaman aşkının savaşmaya değdiğini göreceksin."
~~~***~~~

Colette'nin yanlarına gelmesinden sonra bence kitap baya hareketlendi. Bir başlarda ilk 150 sayfa falan çok iyiydi. Sonrasında Brand ile Brynna evlendi falan hafif monotonlaşma oldu sonra Coletta geldi ve tekrar hareketlendi. Ben bu kısımları sevdim. 

Bazen aşk pıtırcığına kaçar tavırları vardı karakterlerin ama bazen olması çok rahatsız etmedi beni. Ama olmasa daha çok hoşuma giderdi. 

Kitabı genel olarak değerlendirdiğimde çevirideki o bahsettiğim sıkıntı olmasa çok güzeldi derdim ama ne yazık ki o detay beni oldukça rahatsız ediyor bu türdeki kitaplarda. O yüzden iyiydi. Benim nazarımda 5 üzerinden 4'lüktü. 

~~~***~~~
"Ondan nefret ediyorum Brand," diye fısıldadı Brynna. "Ondan nefret ediyorum ama onu hala sevdiğini anlayabiliyorum."
"Artık onu sevmiyorum. Aşk erkekleri aptallaştırıyor. Kalbimin beni yönetmesine izin verdim Brynna. Hayatımın sonuna kadar sonuçlarına katlanma gereken kararlar aldım. Aynı hayatı bir daha asla yapmayacağım."
~~~***~~~



The Risande Family Serisi



~~~***~~~
"Gülümsemeni benden asla esirgemeyeceğine söz ver Brynna. Bana her zaman şimdi baktığın gibi bak. Beni ilkbahar güneşinle ısıt. Sana yemin ederim ki karıcığım, aşkının beni çağırdığını hissedebiliyorum. Ve bu aşka ölene dek sadık kalacağaıma söz veriyorum."
~~~***~~~




Kitabın adı    : Tutku Çemberi
Orijinal adı   : Lord of Desire
Yazarı           : Paula Quinn
Seri Adı        : The Risande Family #1
Çevirmen      : Nergis Karababa
Yayınevi        : Epsilon
Sayfa sayısı    : 365

Kitabın tanıtım yazısı: 

O her kadının hayaliydi… Esmer, yakışıklı ve 'Tutkulu' lakabına sahip Lord Brand Risande, baştan çıkarıcılığın vücut bulmuş haliydi. 

Ama savaş alanı ve yatak odasındaki hünerinin altında çok acı bir sır vardı: kalbini mühürleyen ihanet. Herkese korku salan bu şövalye, savaşta kazandığı toprakların başına geçmek üzere yola çıktığında en heybetli düşmanıyla karşı karşıya geleceğinin farkında bile değildi.

…Fakat yalnızca bir kadının kaderiydi. Leydi Brynnafar Dumont halkını korumak için her şeyi yapmaya kararlıydı… Buna babasını yenen vahşiyi baştan çıkarmak da dahil. Soğukkanlı bir canavar beklerken, onun yüzüne bile bakmayan son derece çekici bir erkekle karşılaşacaktı. Tüm masumiyetine rağmen, mücadeleye değecek tek savaşta Lord Brand'i yenmek için tüm cazibesini kullanmak zorundaydı…
Aşk savaşında…

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın