30 Ocak 2019 Çarşamba

0 Kutay Görgülü - 60 Gün


~~~*~~~
Bu defter hayatında okuyabileceğin en korkunç ve hisli tümcelere sahip satırları içeriyordu. Anlayamıyordunuz. Okuyor ama bir bağ kuramıyordunuz. Şifreler birbiriyle çakışıyor, olaylar anlamsız geliyordu. Sırf yarattığı bir oyun uğruna katilin yazdığı bir defterden fazlasıymış gibi geliyordu. Gerçekten de ölmek üzere olan bir çocuğun son cümleleri gibiydi. Asıl problem de buydu zaten.
~~~*~~~


Bana böyle kitaplarla gelin arkadaş! 

Bana vıcık vıcık wattpad hikayeleri ile değil, basılmaya değer, güçlü olay döngüsü olan, okuru tatmin edecek wattpad hikayeleriyle gelin! 

Bana kitap olmaya değecek hikayelerle gelin! 

Ve bu kitabın yazarı gibi henüz 18 yaşında olmasına rağmen yaşından oldukça büyük bir kurgu yazabilecek yetenekteki yazarların kitaplarıyla gelin! 

Biraz isyan ederek başlamış olabilirim yorumuma ama ciddi anlamda artık sırf okur kitlesi var diye erken hikayelerinden sıkıldık ve güçlü kalemler okumak istiyoruz. Bu yüzden bu tür hikayelerin hakkıyla kitap olmasını istiyoruz. 

İşte öyle bir kitapla karşınızdayım. İlle Kitap olarak instagram da Geveze Kalemler Tur Ekibi'ne üyeyim ve bu kitapta tur kitabımızdı. İyi ki böyle bir kitapta başlangıç yapmışız diyorum! Alıntı görselleri tur ekibi tarafından hazırlananlar, daha fazlası için instagram adresine bakın derim :) 

~~~*~~~
Her şeyi unutup gitmek bu kadar zordu işte. Neyi silip atmak istersen, o senin peşinden duraklamadan gelirdi. Geçmişin çehreleri hala yaşamın pençelerinin arasında soluklandığı sürece onu yok etmek mümkün değildi.
~~~*~~~

Kutay Görgülü, henüz 18 yaşında olmasına rağmen birçoğumuzun yazamayacağı kadar  mükemmel bir kurgu ile karşımıza çıktı. Akıcı, şifrelerle, gizemlerle dolu, merak uyandırıcı, psikolojik olarak zaman zaman gerilim yaratan, polisiye, cinayetli, kanlı canlı bir kitap ile karşımıza çıkan yeni yazarlarımızdan. 

Kitabın kısaca konusuna değinmek gerekirse; intihar gibi görünen bir cinayet mahallinde bulunan bir defterle katil hem düşüncelerini hem de kurbanlarını neden nasıl öldüreceğine dair bilgileri paylaşmaktadır. Polis ekibimizden en iyisi olan ve en çözülmez olayları çözmesiyle bilinen Baha ve ortağı Sıla bu işin peşine düşerler. Hem cinayetler, hem günlüğü incelerken aslında olayın geçmişte yaşanmış olaylara dayandığını ve çok büyük sırlar sakladığını gösterir. 
Sırlar bir bir çözülürken katilin amacına ulaşmaması ve yakalayabilmek için çırpınan Sıla, büyük acılarla çırpınırken öğrendiği sırlar, yaşadığı işkence dolu anlar, hayatta kalma savaşı sonucunda yüz yüze kaldığı gerçekler şok edici detaylarla süslüdür. 

~~~*~~~
“Aslında bu, küçük zavallı hayatının bir özeti. Başkaları tarafından yaşatılırsın ve başkaları tarafından öldürülürsün. Ben sadece bu işlemi hızlandırıyorum.”
~~~*~~~

Sıla'nın bütün bu kovalamaca içerisinde güçlü bir karakter olması ve sonuna kadar dayanmayı başaran bir kadın olması takdirimi kazandığını söylemeliyim. İçgüdüleri, attığı adımları, savaşı hayranlık uyandırdı. Tabi ki zekası da...

Aras, Burak, Yiğit, Simge ise... sonlarına üzülsem de bu uğurda verdikleri savaş çok iyiydi. En çok Arası sevdim sanırım. 

Sezgi... psikopat sürtük... başka söze gerek yok benim yanımda olsa onu bağlar canlı canlı, canını acıta acıta, çığlıklarını müzik diye dinleyerek parçalara ayırırdım vallahi. 

Asır Tanrıdoğan... katilin ta kendisi... bu karakteri biz defteri okumaya başladığımızda zaten öğreniyoruz. Kimliği bilinmiyor çünkü hep karga maskesi takıyor. Sonunda kimliği açıklanıyor. O da zaten koca bir sır! 

Aslında her ne kadar Aras'ı çok sevmiş olsam da Asır'ın zekasına hayran olmamak ve Sıla'nın verdiği savaşa saygı duymamak mümkün değildi.

Kitaptaki olay döngüsüne bayıldım. Cinayetlerin işlenmesi, kitabın sonunda Sıla'nın yakalanışındaki odada hapsedildiğindeki detaylar... süperdi.

Ama asıl büyüleyen, yok artık dedirten defterdeki detaylardı. Cidden zaman zaman yazarın psikolojisi mi bozuk? İntihara mı meyilli? diye düşünmedim değil ki bunu beraber okuduğumuz arkadaşlarla da konuştuk. Cidden muazzam bir detaydı defter, defterde yazılanlar... ve oradaki şifrelendirmeler... 


~~~*~~~
Ölümün gelişi ne denli kısadır değil mi? Bedeni ele geçirişi, oluşumu, bitişi. Alır ve gider sevdiklerimizi. Sonlandırır ve yoluna devam eder. 
~~~*~~~


Uzun zamandır bu türde böylesine etkilenerek kitap okumamıştım inanılmaz güzel gitti ve bir kez daha bu türü neden sevdiğimi hatırladım. 

Sizler okuduğunuzda neler düşünürsünüz bilmiyorum ama ben Kutay Görgülü'nün yazmaya devam ederse ileride oldukça birçok yabancı yazardan daha iyi ve birçok ünlü bestseller yazarlarla yarışacak kadar mükemmel kitaplar çıkaracağını düşünüyorum. İlk kitabı olmasına rağmen bence oldukça profesyonelce kurgulanmıştı. 

Ben şiddetle tavsiye ederim bu kitabı!

Ahh, bu arada söylemeden geçemeyeceğim, gerek kitabın kapağı gerekse kitabın iç tasarımı muhteşemdi. Bölümlerdeki karga görseli kapakla çok uyumuydu ve ayrıca defterin yazılı olduğu kısımların tasarımı ise muhteşemdi. 

~~~*~~~
“Sanki, sanki defteri kendim yazmış gibi hissediyorum. Kelimelerin hissiyatı o kadar büyük ve derin ki.”
~~~*~~~


Kitabın adı        : 60 Gün
Yazarı                 : Kutay Görgülü
Yayınevi              : Ephesus Yayınları
Sayfa sayısı         : 384

Kitabın tanıtım yazısı: 

Bir günlük,

Bir oyun,

Ve bir intihar…

Ölümün ana madde olduğu bir oyunda kime güvenebilirsin? Defterin şifrelerindeki geçmiş ve geleceğin sırlarını nasıl çözebilirsin? Defteri okuduktan sonra aynı kalabilir misin? Peki ya defter de seni okuyorsa?

Binlerce soru ve tek bir yanıt. Ama yanıt kimde? Hangimizde?

Sayfayı kavra ve sonrakine geç. 
Oyun başlıyor ve eksik oyuncu sensin.

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın