11 Ocak 2019 Cuma

0 Vefa Enver - Bana Prenses Deme // ALINTILAR


İnstagram'da Bana Prenses Deme kitabını üç arkadaş beraber okuyalım demiştik ve bu kitabı 3. kez okudum. Şunu fark ettim ki ben bu kitabı cidden hatim etmişim çünkü neredeyse her satırını ezberlemişim. 

Vefa Enver'in en sevdiğim kitaplarından biri Bana Prenses Deme, bu yüzden bu kitabı okumak benim için ayrı bir güzel. Tabi ki size tekrar yorum girmeyeceğim çünkü kitabı zaten yorumu blogumda mevcut. 


Yorumu tekrarlamayacak olmam sizi alıntısız bırakacağım anlamına gelmiyor. Sizleri boool boool alıntılara boğacağım. Bir sürü yere post it yapıştırdım ve hepsini olmasa da en can alıcı sahneleri sizlerle paylaşmayı amaçlıyorum :) 

İşte alıntılarımız :)  Bu arada aşağıdaki Frank Sinatra - Moon River şarkısı kısmen Nil ile Yiğit'in şarkısı haberiniz olsun :) 


~~~*~~~
Nil babasının koluna girdi. "Babacığım, demek ki artık küçük prenses büyüdü. Belki de 'prenses' demeyi bırakmalısın."
"iyi de büyük prenses olamaz diye bir kural mı var? Bildiğim kadarıyla Sinderalla hep büyüktü."
~~~*~~~

~~~*~~~
"Nişanlı olduğunu bilmesem, bana kur yapıyorsun derdim Murat."
"P"eki, nişanlı olmasaydım ve sana kur yapıyor olsaydım ne hissederdin?"
Nil yüzünde baştan çıkarıcı bir gülümseme, sesinde tatlı bir tını ile karşılık verdi. "Sanırım bunu asla öğrenemeyeceğiz, değil mi? Ne de olsa sen nişanlısın ve muhtemelen bana kur yapmıyorsun!"
~~~*~~~

~~~*~~~
"Nefret çok tehlikeli bir duygudur Nil. Fazla uç sınırlarında dolanırsan, bir bakmışsın dengeni kaybedip aşkın içine düşmüşsün."
~~~*~~~

~~~*~~~
"Bana aşık olmadığını iddia ediyorsun ama her hareketimi izliyorsun. Bence sen ve ben çok da farklı değiliz. İkimiz de ne istediğimizi biliyoruz ve onu almak için gerekeni yapmaktan çekinmiyoruz."
~~~*~~~

~~~*~~~
"Seni ona bakarken gören herkes, deli divane aşık olduğunu düşünür. Ona öyle bakıyorsun ki, çevrendeki bütün erkekler Murat'ın ne şanslı piç olduğunu düşünüp, kıskançlıktan deli oluyor."
"Sen de onlara dahil misin?" Nil içkinin verdiği cesaretle ilk kez bu denli açık bir soru sorabilmişti.
Yiğit hiç çekinmeden sırıtarak cevap verdi. "En başta ben varım zaten."
~~~*~~~

~~~*~~~
İki insan birbirine karşı bir şeyler hissediyorsa, bunu değil kendileri çevrelerindeki herkes fark eder. İlk aşkın kıpırtıları bambaşkadır. Yaşayanlar kadar izleyenlere de müthiş bir coşku verir."
~~~*~~~

~~~*~~~
İstediğini istediği an almayı seviyordu. Ama belli ki Nil için sabretmesi gerekecekti. Öyle olsun, dedi kendi kendine. Beklemem gerekiyorsa beklerim, ta ki her şeyiyle bana gelene kadar.
~~~*~~~

~~~*~~~
Nil sen de bir gün öğreneceksin ki, bazı erkekler vardır ve onlar seni istediğinde senin hayır deme şansın yoktur.
~~~*~~~




~~~*~~~
"Yapma Nil. Bunu isimlendirmeye çalışma. Buna anlamlar yükleme, özellikle de bu anlamlar yanlışsa. Sadece kalbini dinle. Kendini özgür bırak."
~~~*~~~

~~~*~~~
İstediği gibi yaşayacak ve yaşayarak öğrenecekti. Bunun kimse önüne geçemeyecek. Ben ve benim gibiler de uzaktan onun parlayışını izleyeceğiz. Her geçen gün daha fazla, daha derinden ışıldayacak. Çünkü şimdi kabaca bir elmas ama zamanla en usta ellerden çıkmış pırlanta bir mücevher gibi parlayacak.
~~~*~~~

~~~*~~~
Nil burnundan soluyordu. "Sen hayatımda tanıdığım en duygusuz, en kaba, en bencil, en... en..."
"Evet, evet biliyorum her şeyin en'leri bende toplanmış. En baştan çıkarıcı ve en eğlenceliyi de unutmayalım."
~~~*~~~

~~~*~~~
"Yapmak zorunda değildin. Ne orada olmak, ne de o kavgaya karışmak mecburiyetin vardı," derken bir yandan Yiğit'in yüzündeki tüm şişliklere nazikçe dokunuyordu.
Genç adam gözlerini kapatıp Nil'in dokunuşlarının ve tatlı endişesinin tadını çıkardı.
"Elimde değil. Kurtarılacak bir prenses olduğu zaman içimdeki prens şahlanıyor."
"Peki, beni senin elinden kim kurtaracak?"
~~~*~~~

~~~*~~~
"Bu işe kalkışırken ne düşünüyordum bilmiyorum. Bu yaptığımız yanlıştı."
Nil gözlerinde yalvaran bir ifade ile Yiğit'in iri elini kendi küçük ellerinin arasına aldı. "Ama bu denli iyi hissettiren bir şey nasıl yanlış olabilir?"
"Çünkü tatlım, bazen en büyük hazzı yanlışlar verir. Ve bu dediğime inansan iyi olur. Ne de olsa hayatını yanlışlar üzerinde yaşayan biri var karşında."
"Gitme."
"Benim bile yapmayacağım yanlışlar var. Üzgünüm."
~~~*~~~

~~~*~~~
Nil derin bir nefes alıp verirken bakışlarını yine pencereye çevirdi. "Biliyor musun, bir yerde aşkın anahtar ve kilide benzetilişini okumuştum. Yıllarca doğru insanı araken o kadar yanlış insan tanır ki kalbiniz, o denli yıpranır ki, sonunda doğru anahtarın kendisi bile kilidi açamayabilir diyordu. Yıllarca aramama gerek kalmadan, onu buldum. Ama kaybettim. Şimdi bir ömür yanlış anahtara mı mahkum olacağım. Kalbimin kapısını aralamadan, derinlerine dokunulmadan..."
~~~*~~~

~~~*~~~
Aklı fikri Nil'deydi. Gözü ondan başka bir şey görmüyor, aklı ondan başka bir şey düşünmüyordu. Kalbi bile onun ismiyle daha hızlı, daha güçlü atıyordu.
Tıpkı şu an olduğu gibi. Kendini belanın tam ortasına atmak bu olmalıydı.
~~~*~~~

~~~*~~~
Demek ki ayın da ötesi vardı ve Yiğit her öpüşünde, onu kolları arasına her alışında genç kızı oraya götürüyordu.
~~~*~~~



Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın