Odasının kapısı hızla açılıp duvara çarpınca irkildi. "Şalını al," dedi Stephen Westmoreland sert ve uğursuz bir sesle. "Benimle o sahaya geliyorsun, yoksa ben seni sürükleyerek götürürüm!"
"Gelmiyorum," dedi Jenny, yine pencereden bakmaya başladı. "Kocam ailemi parçalara ayırırken gülmeyi midem kaldırmıyor."
Stephen Jenny'yi omuzlarından tutup kendine çevirdi, sesi sertçe vurulmuş bir kırbaç gibi şakladı Jenny'nin yüzünde. "Sana ne olduğunu söyleyeyim! Kardeşim o sahada ölüyor. Senin akrabalarına dokunmayacağına yemin etmişti, turnuvada bunu anladıkları an senin değerli akrabaların onu kesip biçmeye başladılar!" dedi dişlerini sıkarak. Jenny'yi sarsıyordu bir yandan da. "Turnuvada onu parçalara ayırdırlar! Royce şimdi mızrak yarışında. Yuhalayıp duran şu kalabalığı duyuyor musun? Onu yuhalıyorlar. Çok kötü yaralandı, attan düştüğünden beri bilincinin yerinde olduğunu sanmıyorum. Onları mızrak yarışında oyalayıp alt edebileceğini sanmıştı ama yapamıyor. Üstelik on dört İskoç daha ona meydan okudu!"
Jenny ona baktı, kalbi göğsünden fırlayacakmış gibi atıyordu, ama kendisi olduğu yere çakılı kalmıştı. Sanki bir kabusta koşmaya çalışır gibiydi. "Jennifer," dedi Stephen boğuk bir sesle. "Royce onların kendisini öldürmesine göz yumuyor." Stephen genç kadının kollarını acıtırcasına sıkıyordu ama sesi ıstırap doluydu. "O sahada senin için ölüyor. Kardeşin öldürmenin bedelini ödemek için... şimdi de-" Stephen sözünü bitemedi, Jenny onun ellerinden kurtulup koşmaya başlamıştı...
...
Jennifer onun kırık kolunun yanında sallandığını görecek kadar yaklaşınca ağzından çıkacak çığlıpı zorla bastırdı. Royce'un önünde durdu ve babasının öfkeyle yükselen sesini duyumca Royce'un ayaklarının dibindeki mızrağa baktı. "Al onu!" diye gürledi babası. "Mızrağı kullan Jennifer."
O zaman onun neden geldiğini anladı Royce, akrabalarının başladığı işi bitirmeye, Royce'un William'a yaptığını o da Royce'a yapmaya gelmişti. Kımıldamadan Jennifer'ı seyretti. Jennifer yavaşça yere eğilirken güzel yüzünden akan yaşları fark etti. Ama Jennifer Royce'un mızrağını veya kendi hançerini almak yerine Royce'un elini ellerinin arasına aldı, dudaklarına bastırdı. Acıdan ve şaşkınlıktan bilincini kaybeden Royce, nihayet Jennifer'ın önünde diz çöktüğünü anladı. Boğazından bir inilti koptu. "Sevgilim," dedi acı içinde, elini sıkıp Jennifer'ı kaldırmaya çalışırken, "yapma..."
Ama karısı onu dinlemiyordu. Rockbourn Kontesi Jennifer Merrick Westmoreland, yedi bin kişinin gözleri önünde, uysal bir itaatkarlık içinde kocasının önünde diz çökmüş, onun elini yüzüne bastırmış, omuzları şiddetli hıçkırıklarla sarsılara ağlıyordu.
Güzel kitaptı:)
YanıtlaSil