6 Ocak 2025 Pazartesi

0 Julie Garwood - Gelin (Lairds' Fiancess #1)



~~~*~~~
Jamie'nin görevi Alec'i sevmekti. 
Kendisi sevmesini istemesinin nedenine ilişkin tam algılaması Alec'e sanki bir yumruk gibi çarptı: Alec Jamie'ye aşık olmuştu.
~~~*~~~ 

 
Bu ayın #illekitaplahistoricalromance etkinliği için yazarımız Julie Garwood'du ve bende yazarın Gelin kitabını okudum. Yıllar önce... yaklaşık olarak 10-11 sene önce okumuştum ve şimdi yeniden okumak çok güzeldi. 

Lairds' Fiancees Serisi'nin ilk kitabıydı. İki serilik bir kitabın ilk kitabıydı, karakter serisi olmasına rağmen kurgusal bütünlük için sırayla okuyun derim. Çünkü ikinci kitapta bu kitabın karakterlerine de değiniyor bu yüzden sıralı okuyun. 

Kitap historical romans türünde, dolayısıyla da aşkı da savaşı da dövüşü de çok güzel anlatıyor. Bunların yanında yetişkin içerik olduğunu da söylemeliyim. 


~~~*~~~
Alec sırf onun, kolayca gözlemleyebildiği, isyankar tarafına hayran kalmıştı.
~~~*~~~ 


Kitabın kısaca konusuna değinmek gerekirse; Alec Kincaid, karısı Helena intihar ettikten sonra iki yıl geçmiş ve bekarlığıyla halkını yönetmektedir. Ancak İskoçya ve İngiltere arasında bir evlilik yoluyla uzlaşma sağlamaya çalıştığında hedef Alec olur. Anlaşma sonucunda Alec ve yakın arkadaşı Daniel, İngiliz kızları olan beş kız kardeşten birini kendilerine gelin seçeceklerdir. Alec ve Daniel, tahmin edilenden üç erken geldiğinde herkes hazırlıksız yakalanır. Alec, Jamie'yi Daniel'de Mary'i seçerek hemen orada evlenirler. Ardından da vakit kaybetmeden ülkelerine dönmeye karar verirler. Zaten olaylar da o andan itibaren başlar. Çünkü Alec, Jamie ile olan evliliğiyle hiç de düşündüğü gibi bir evlilik ya da ölen karısıyla olan evliliği gibi evlilik yaşamayacağını görür. Jamie, ele avuca sığmayan, her şeye el atan, yerinde duramayan bir kadındır. Bir de şifacı özellikleri olması da olayları karıştırır çünkü sınır tanımaksızın herkese yardım etmeye gönüllüdür. Öyle ki çoğu zaman kendi refahı, hayatını dahi önemsemez... İskoçya'nın beyliklerinin hiyerarşisini de savaşlarını da kurallarını da önemsemez... Durum böyle olunca görevlerinin yanında Alec bir de bu konularla uğraşmak zorundadır. Ama asıl sorun Jamie'nin yaptıkları değildir. Çünkü Alec'in ölen karısı intihar ettiği düşünerek gömülmüştür. Ancak Jamie'nin başına gelenler ve genç kadının bu durumu sorgulaması onunda başını belaya sokar. Alec'de artık bir cinayetten şüphelenmeye başlamaktadır. Şimdi gerçekleri öğrenmeli, Jamie'yi korumalıdır. Tabi bütün bunların yanında da aşık olduğu karısını da her şeye rağmen mutlu etmeli ve hayatını da yaşamalıdır. 

Ayy nasıl özlemişim yazarımın kitaplarını, kurgularını... Hakkını vererek yazan yazarlardan biri bence. Her ne kadar her kitabı mükemmel olmasa da bazı kitapları cidden fevkaladenin fevkinde... gerçi bana bütün kitapları öyle geliyor ama neyse... 

Kitap yorumuna geleyim ben... 


~~~*~~~
Jamie bir kraliçe gibi hareket etmekteydi. Sırtı budaksız bir mızrak misli dimdikti, hiç kimseye boyun eğmiyordu, bu yüzden Alec onun kadınlara özgü hassaslığını her neye mal olursa olsun etkilemeye karar verdi.
~~~*~~~ 



Öncelikle kitaptaki dövüş sahnelerini, İskoçya'ya dair olan detayları, klanların ya da beyliklerin işleyişleri, kuralları çok güzel kurgulanmış ve anlatılmıştı. Kendi içlerindeki hiyerarşi... kadınların durumu ve buna dair konuşmalar da güzeldi. 

Biliyoruz ki bahsedilen zamanlarda kadınlar söz hakkı yok ve çoğu zaman erkeklerin istediği şekilde yaşamak zorundalar. Bunu anlatırken Jamie'nin baş kaldırışları ve erkeklerin de bir şekilde ona müsaade eder ve sözünü dinleyen halleri çok güzel kurgulanmış ve havada kalmamıştı. Normalde bu şekilde kadınların anlatılmasına sinir oluyorum ama gerçekçi olmak gerek ki o dönemlerde de böyle yaşanmış... Bazen kitapların olduğu döneme okurken dikkat etmek gerekiyor. 

Alec'in karakteri, görünüşü, kimseye taviz vermezken Jamie'ye verdiği tavizler ve ona hoşgörülü yaklaşımları güzel anlatılmıştı. Jamie ile ilk tanışması sonrasında onunla evlenme çabası... yolculukları ve evinde yaşadıkları da çok iyiydi. Hatta öyle ki Jamie'ye karşı hissettiği aşkı fark edip de inkar etmeden kabullenmesi... bu aşkı dile getirmekten çekinmemesi de çok güzeldi. Bunun yanı sıra da sinirlendiğinde veya sabrı sınandığındaki halleri de itiraf edeyim eğlenceliydi. Çünkü ne yaparsan yap ya da ne dersen de Jamie söz konusu olduğunda Alec geri vites yapıyordu. Sevdim o kısımları... 

Jamie ise... off kızım çok tatlısın. Saflığı, temiz yürekliği, insanları kendinden önce düşünür halleri çok tatlıydı. Alec'e meydan okur tavırları ama ona karşı yumuşak halleri de çok tatlıydı. Alec'i onca kızdırmasına rağmen o kadar tatlıydı ki bir şekilde yağ gibi su yüzüne çıkıyordu da... Bunların yanında da halkında askerlerin de desteğini farkına varmadan yanına alması süperdi. 


~~~*~~~
Açıklayamadığı bazı nedenlerden ötürü, Jamie'nin mülayim duygularına zarar vermek istemezdi. Kendi kendine bunun tuhaf bir tepki olduğunu söyledi, çünkü o ana dek asla herhangi bir kadının hislerine gereğinden fazla özen gösteren birisi olmamıştı.
~~~*~~~ 


Jamie'nin Angus'un yaralanmasına karşılık yaptıkları... askerlerin genç kadına sadakatini sunma şekli cidden büyüleyiciydi. Hani her kitabın akılda kalıcı ve asla unutturmayan sahneleri vardır ya bu kitabında o tür iki sahnesi var. 

Birincisi, Jamie Angus'u kurtardığındaki sahne... öncesi, ortası ve sonrası çok güzeldi. Bir de Andrew'un Jamie için İskoçya'ya geldiğindeki ödeşme sahnesi... o sahne de çok güzeldi. Gelin denilince aklıma gelen sahnelerden ikisidir bunlar. Bence en etkileyici ve unutulmaz sahneleri... 

Jamie ve Alec haricinde ise... Küçük Mary Kathleen çok tatlıydı. Alec ve Jamie ile olan iletişimi, ilişkisi çok şekerdi. Hatta gece kalkıp yanlarına gelmesi ve Alec'in tavrı... 💜

Mary ve Daniel ilişkisi çok güzeldi ve merak uyandıran şekildeydi. Aslında onları da okumak isterdim... küçük bir novella olaydı onların hikayesi olarak nasıl da güzel giderdi. 

Askerlerin Jamie'ye olan sadakati çok güzel detaydı. Hatta öyle ki Jamie'i Alec'e karşı savunma halleri de çok güzeldi. 

Aslında böyle giderse bütün kitabı buraya yazacağım... O kadar çok seviyorum... Sadece gözüme batan tek şey biz İskoç beylikleriyle alakalı kitaplarda hep 'beyim' kelimesini duymaya alışığız ama burada 'asilzadem' deniyordu. Bence o bir yanlıştı. Olmaz... hadi İngiliz soylularına deyin de İskoç savaşçısına da denmez bence... 

Eğer ki historical romans seviyorsanız ve daha da önemlisi İskoç kurgusu seviyorsanız mutlaka deneyin. 

Kitaba dair puanım 5 üzerinden 5 veriyorum. 🌟🌟🌟🌟🌟


~~~*~~~
Hayatında ilk kez mutluydu. Bunun ne anlama geldiğini anlıyordu, yine de içgüdüsel olarak bu gerçeği kabullenmeye karşı koyuyordu. Kendi kendine bunun çok erken olduğunu söyledi. Çok erkendi. Bu onu acizleştirecek, savunmasız bırakacaktı... Alec buna hazır değildi. 
~~~*~~~ 



Lairds' Fiancess Serisi

  • Gelin
  • Düğün

Kitabın adı     : Gelin
Orijinal adı     : The Bride
Yazarı            : Julie Garwood
Çevirmen        : Timur Avarkan
Seri Bilgisi      : Lairds' Fiancess #1
Yayınevi         : Epsilon
Sayfa sayısı    : 378

Kitabın tanıtım yazısı: 

Kralın emrine karşı gelmek olanaksızdı ve İskoçya'nın en güçlü toprak sahibi Alec Kincaid,İngiliz bir gelinle evlenmek zorunda kalmıştı.Baron Jamios'un en güzel kızı Jaime, Alec'in seçtiği gelindi.Alec'in ilk dikkatini çeken Jamie'nin menekşe rengi gözleri ve öfke dolu cüretkar bakışları olmuştu.Bu kadın, korkusuz savaşçının adeta ruhuna dokunuyor, şehvetiyle onun bedenini kavuruyordu.Jamie her şeye rağmen duygularına söz geçirip ona teslim olacak mıydı?Yoksa zaten teslimiyetleri katışıksız, ihtirasları yatışmış mıydı?

"Unutulmaz bir hikaye, unutulmaz karakterler!..." - Johanna Lindsey 






Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın