Mıknatıslı kapak tasarımlarıyla Türkiye'de bir ilki yapan Go Kitap'ın yayınladıkları 3. kitap ve benim okuduğum ilk kitapları Tatlı Şeytan, tek kelimeyle süperdi.
Yazarın daha önce bir kitabını okumamıştım ama kitabın kurgusunu çok beğendim, değişik ve ilgi çekiciydi. Çeviri de müthişti, kitabın akıcılığı bozulmadan hiçbir hata olmadan okura tam bir dört dörtlük kitap sunmuşlardı.
"The Sweet Üçlemesi"nin ilk kitabı olan Tatlı Şeytan, henüz on altı yaşında, ne olduğunu bilmeyen ve kendi özel yeteneklerinin farkında olan Anna'nın kendi ile ilgili gerçekleri öğrenmesini konu alıyor. Bir Nefil olduğunu öğrenmesi, yalnız olmadığını, başka nefillerinde olduğunu öğreniyor. Sadece bununla da kalmıyor, ilk kez aşık oluyor hem de bir imkansıza! Kaidan Rowe'a. Kaidan, on yedi yaşında şehvet günahının temsilcisi olan bir nefil ve tehlikeli derecesinde yakışıklı...
Bu kitapta, hem Anna'nın ne olduğunu, yeteneklerinin getirilerini okuyoruz ve onunla beraber yaşıyoruz.
***
Çocuk alev alev yanıyordu. Yani cayır cayırrdı! O zaman kadar kızların neden fazladan bir "r" harfi ekleme gereği duyduklarını anlamıyordum. Bu çocuk fazladan "r"ye değerdi.
***
Dehşet derecede yakışıklı derken fazladan "r"leri düşünerek demiştim ;)
Normalde paranormal romance çok okumamama rağmen, bu kitabı çok beğendim ve devamını heyecanla bekleyeceğim diyebilirim.
Bir diğer beğendiğim şey de bölüm aralarındaki alıntı sözlerdi. Cidden kitaba oldukça uyumlu olmuş bu sözler!
Bir diğer beğendiğim şey de bölüm aralarındaki alıntı sözlerdi. Cidden kitaba oldukça uyumlu olmuş bu sözler!
Kitaba dair tek şikayetçi olacağım şey yaş ortalamalarıydı. Yani demek istediğim, oburluk, kıskançlık, ihanet, şehvet... tarzı günahları bize göre henüz 'yeni yetmeler'den okumak, onların yetenekleri olarak görmek... okurken pek yakıştıramadım. Yani düşünsenize adam, insanları şehvet günahıyla test ediyor ama bahsettiğimiz adam henüz on yedi yaşında! Bu olmamıştı, yaşlar biraz daha büyük olabilirdi ya da en azından on dokuz falan olsalardı :)
Bu yaş sıkıntısı dolayısıyla okurken hep aklımda daha büyük olduklarını düşünerek okudum ve o zaman her şey daha kusursuz göründü benim için :)
***
Bizim için hiç şans olmadığını aslında ben de kalbimin derinliklerinde biliyordum.
***
Serinin ilk kitabı olduğu için biraz durağandı, bu bir gerçek! Bunu yadırgamamak lazım sonuçta okura önce neyin ne olduğunu öğretecek, her şeyi yerli yerine oturtacak sonrasında da olayı patlatacak :) en azından benim düşüncem o yönde :)
Kısacası seriye giriş kitabı, ilk kitabı olduğu göz önüne alınırsa çok fazla atraksiyon olmaması normal!
Ama bu atraksiyon eksikliği eğlenceli sohbetlerle giderilmişti. Kaidan ve Anna'nın arasındaki sohbetler, diyaloglar oldukça güzeldi.
***
Sonuna kadar gitmeye çok yaklaşmıştık ama Kaidan kendini durdurmuştu. Benim için... sanırım hayatındaki ilk fedakarlığını yapmıştı. Benim için... İblis babasına karşı gelmişti. Benim için...
***
Her ne kadar zaman zaman ukala kendini beğenmiş burnu havada tavrına sinir olsam da Kaidan'ı sevdim. Adam pardon çocuk ne istediğini biliyor en azından ve yaptıklarını sadece babasını memnun etme çabası içerisinde yapıyor olması onu gözümde masum yapıyor.
Patti... Anna'nın üvey annesi... gerçekten Anna'nın temsil ettiği şeyi bile bile ona sahip çıkıp koşulsuz bir şekilde sevmesi kitaptaki en güzel şeylerden biriydi. Bir de Anna'nın en yakın arkadaş Jay...
Ve Anna'nın babası... tamam itiraf ediyorum kitapta beni en çok şaşırtan kısımdı bu... bununla ilgili fazla detaya girmeyeceğim, çünkü o zaman fazlasıyla kitap içeriğine girmiş olurum. O yüzden es geçiyorum onunla ilgili detayları ama tam bir "şoke" ediciydi.
***
"Lütfen," diye yalvardım. "Beni kendinden uzaklaştırma. Arkadaş olabiliriz, hem..."
"Biz asla arkadaş olamayız, Anna. Bunu kafana şimdiden yaz. Biz, hiçbir şey olamayız."
***
"The Sweet Üçlemesi"adı üzerinde bir üçleme yani üç kitaptan oluşuyor ve her kitap birbirinin devamı olarak yazılmış. Ama yazarımız kendini durduramamış dördüncü kitabı yazmış "Sweet Temptation", bu da Kaidan'ın Anna ile tanışmadan önceki hayatını konu alıyor. Bence süper bu :)) Bu kitap henüz yurt dışında da yayınlanmadı. Bu yıl bitmeden yayınlanacak, inş biz de o zamana kadar ikinci ve üçüncü kitapları okuruz :)
Paranormal romance türünü seviyorsanız bu seriyi hemen okuyun, eğer daha önce deneyimlemediğiniz bir tür ise bence bu kitap denemek için mükemmel bir fırsat!
The Sweet Trilogy'nin kitapları:
***
"Karşılıksız aşk bütün gençlerin yaşaması gereken şeylerden biri, değil mi?" diyerek gülümsemeye çalıştım.
"Karşılıksız mı? Bence o çocuğun da sana karşı hisleri var. Muhtemelen şu anda acı çeken tek sen değilsin."
***
Yayınevi : GO Kitap
Orijinal Adı : Sweet Evil
Çevirmen : Demet Orhan
Sayfa Sayısı : 536
Satın almak için: kitapyurdu
Tanıtım yazısı:
Zevk, Günahın Tuzağıdır…
On altı yaşındaki, lise öğrencisi Anna Whitt yaşıtlarından biraz farklı bir genç kızdır. Anna, renkler vasıtasıyla insanların duygularını görür, hatta isterse hisseder. Kilometrelerce ötedeki sesleri duyar, kokuları alır. Anna, farklı olduğunu bilir ama "ne" olduğuna dair en ufak bir fikri yoktur. Ta ki gizemli yakışıklı Kaidan Rowe ile tanışana dek. Kaidan, onun da kendisi gibi, iblis soyundan gelen bir Nefil olduğunu açıklayınca Anna'nın önünde karanlık bir dünyanın kapıları aralanır. Kaidan'ın büyüsüne kapılıp bu dünyaya adımını attığında artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır. Hayatı boyunca "iyi bir kız" olan Anna, ya diğer Nefiller gibi iblislere boyun eğip kötülüğe hizmet edecek ya da kaderini baştan yazacaktır…
Yalnız çocuk kitap boyunca çok geri çekti kendini beni sinir etti, tamam yaklaştığı da oldu ama hep durdu. Hep yok biz olamayız bilmem ne. :D Sen de istiyorsun oğlum diye bağırasım geldi. Hani sonunda bir şeyler olur dedim ama yok, öyle kaldı. İkinci kitaptan baya umutluyum ama. İlk kitap çok durgundu, ikincide baya olaylar bekliyorum.. Eline sağlık canım, çok güzel olmuş yorum. :)
YanıtlaSil