20 Mayıs 2019 Pazartesi

1 Jennifer Royce - Aşka Tutsak // ALINTILAR


~~~*~~~
Yaralı bir beden iyileşebilirdi ancak onlarca kez darbe almış bir yürek ve ruh her izi sonsuza kadar saklardı.
~~~*~~~

Yine bir alıntı başlığıyla karşınızdayım. Aşka Tutsak kitabında sevdiğim ve post-it yapıştırdığım bir sürü yer var ve hepsini sizlerle paylaşmak istedim. Yorumu da alıntılarla boğmamak için bir alıntı başlığı açtım :) 

Umarım seversiniz alıntıları. Bu arada yorumu okumak için TIKLAYINIZ!








~~~*~~~
Bu geceyi asla unutmayacaktı. Adını bilmediği ama kesinlikle öğreneceği güzelliğin de unutmamasını sağlayacaktı. 
"Tekrargeleceğim tatlım, inan bana benden kurtulmak gibi bir şansın yok."
~~~*~~~


~~~*~~~
Hayatının beş yılda nasıl rotasını kaybetmiş bir gemi gibi yoldan çıktığını ve sığınacak liman bulamadan kayalara çarpa çarpa parçalara ayrıldığını izlemek, dur diyememek yüreğini karartıyordu. 
~~~*~~~


~~~*~~~
Kalbinde açılan bu yarayı yok etmenin en kolay yolu onu dağlamaktı. Bu da ancak nefret bıçağını intikam ateşiyle kızdırarak en derinlere kadar sokmakla olabilirdi. Gülün güzelliği sana eşdeğer değil ama dikenlerinizin benzer olması manidar.
~~~*~~~


~~~*~~~
"Beni çevrende görmeye alışsan iyi edersin."
"Ne demek istiyorsun?"
"Bu şu demek oluyor sevgilim, seni istiyorum ve kabul edinceye kadar peşinden ayrılmayacağım."
~~~*~~~

~~~*~~~
"Daha fazla aşağılık olamaz demiştim ama yanılmışım."
"Eksalansları, durduğunuz yerden mi bahsediyorsunuz yoksa beni çekerek indirdğiniz seviyeyi mi kastettiniz?"
~~~*~~~


~~~*~~~
"Öyle uzun süredir seni arıyorum ki... Bu kadar yakınımda olduğunu bilseydim, hayatı sana çok daha önce zindan etmeye başlardım. Şimdi intikam vakti, sevgilim."
~~~*~~~

~~~*~~~
"İçecek bir şeyler alır mıydınız Ekselansları?" diye sorarken sesi "zehir alır mıydınız?" deri gibi çıkmış, gözlerine ulaşmayan bir gülümseme dudaklarına yerleşmişti.
"Konuklarınıza ne ikram ediyorsunuz? Zehir mi?" Kıza bakan gözlerinden küstahlık akıyordu.
"Bazı müşteriler için çok gerekli olabiliyor bazen. Şuan elimizde olmadığı için ne kadar üzgün olduğumu anlatamam. Onun yerine içki alır mıydınız?"
~~~*~~~


~~~*~~~
"Bana evet de, sana cenneti yaşatayım."
"Seninle ancak cehennemi yaşayabilirim. Şimdi bırak beni!"
"Bütün eziyetler sona erer. Metresim olursan her şeyi unutabilirim."
"Cehenneme yıldırım hızıyla gitmen en büyük dileğim. Sana  muhtaç olmaktansa uçurumdan aşağıya atlamayı yeğlerim."
~~~*~~~

~~~*~~~
"Daha ne kadar ileri gidebilirsin ki? Aynı sözleri tekrarlamak gibi olacak ama adımı lekelemek, işimden etmek, hakaret yağdırmak, yuvamdan olmak... Ne kaldı geriye? Bedenimin yok olması mı?"
"Bedenine zaten sahip olacağım. Asıl yok etmek istediğim ne biliyor musun? Benim ruhumu nasıl paçavraya döndürüp yok ettiysen, ben de senin ruhunu istiyorum. Yok edinceye kadar da durmayacağım."
~~~*~~~


~~~*~~~
"Sevdiğim adam, uğruna adımdan ve namusumdan vazgeçtiğim adam, metresiyle gününü gün ederken bir aptal gibi onun bana dönmesini bekledim! Aylarca hem de... Kasabalıların yaptığı ahlaksızca dedikoduları her gün dinlerken, bir gün yanımda eşim olarak durduğunu gördüklerinde her şeye değeceğini düşünürken, o adam beni aldattı! Şimdi durmuş basit bir kıskançlıktan bahsediyor! Ben sensiz bir hayatı düşünemezken sen beni sırtımdan vurdun!"
~~~*~~~

~~~*~~~
"Hayatımda gururumun ve kalbimin, sen o eve girdikten sonra, arkandan girip sevişme seslerini dinlerken kırıldığı ve yerle bir olduğu kadar başka bir an yaşamadım. Benden nefret ettiğini mi sanıyorsun? Asıl sen benim içimdeki nefreti görebilseydin bana asla yaklaşmazdın."
~~~*~~~


~~~*~~~
Her gün onu görmek, aşkını saklamaya çalışmak yüzerek okyanusu geçmekten daha zordu. Jessica'nın yüzme bilmediği düşünülürse imkansızdı.
~~~*~~~

~~~*~~~
Korktuğu onu kaybetmekti. Ruhen kaybettiğini biliyor, bedenen de kaybetmekten endişeleniyordu. Nefret etse de hayatında önemsediği tek kadını onarılamaz şekilde incitmişti.
~~~*~~~


~~~*~~~
"düşes kapının önüne koymadıysa bu surat ne? Yeni evli bir adamın şu an yatakta, karısının kollarında olması gerekir."
"Gerçekten de kapının önüne koydu. Yatağı ise bir daha ne zaman görürüm, Tanrı bilir."
"Tanrı aşkına, gelinini bu kadar kızdıracak ne yaptın?"
"Aptallıklarımın hepsini sıralayarak daha fazla aşağılanmak istemiyorum. Kendi kendime yeterince küfrettim, bir de senin küfürlerine ihtiyacım yok."
~~~*~~~


~~~*~~~
"Jess, Jess, Jess... Sana hasret öldüreceksin beni. Her gece sensizliği çırılçıplak ruhuma giyinmekten bıktım. Oysa o çıplaklığımı seninle sarmalamak istiyorum. Senden her kurtulmak istediğimde yüreğime sağlanmış bir diken gibi acı veriyorsun. O acının intikam olduğunu düşünürdüm. Seni örselersem, harabeye döndürürsem geçecek zannederdim. Yüreğimdeki dikenin sen olduğunu bilmiyordum. Çekip çıkardığım anda sen kaybından ölürüm ben!"
~~~*~~~





1 yorum :

Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın