~~~*~~~
"Bazen ne istediğimize dair fikirlerimize öyle kapılıyoruz ki aslında elde edebileceğimiz şeyin harikalığını kaçırıyoruz."
~~~*~~~
Çıktığı değil duyurulduğundan beri ilgi alanıma giren bir kitaptı. Kitabın romantik komedi olduğunu biliyordum, kelimenin tam anlamıyla bu konuda bana istediğimi de verdi diyebilirim.
Seri değil, tek kitap ve tam da kapak tarımından ve kitabın adından anlaşıldığı gibi filmlerle kıyaslanarak giden ama daha iyisine sahip olunan bir aşk hikayesi...
Romantik komedi tadında, bu türdeki filmlerden alıntılar ya da filmlere atıflarda bulunulan detaylarla süslenmiş, şarkıların da romantik eşliğiyle genç yetişkin okurlara hitap eden bir türdeydi. Yani lise çağındaki çocukların da okuyabileceği ama yetişkin okurların da keyifle okuyabileceği kitaplardan.
Kelimenin tam anlamıyla romantik komedi bir film izliyormuşum gibi hissederek okudum kitabı.
~~~*~~~
"Bazen 'büyülü gece' geçirmene en yakın kişi, aslında hiç ummadığın biri olabilir. Bu bazen, ezelden beri tanıdığın ama hiç fark etmediğin biri olabilir."
~~~*~~~
Kitabın kısaca konusundan bahsetmek gerekirse; Liz, lise son sınıf öğrenci, annesini kaybetmiş ama hala bunu atlatamamış, babasının ikinci evliliğinden sonra da üvey annesi Helena'yı çok sevse de yine de onunla yakışlanması annesine ihanet olacakmış gibi hisseden, romantik komedi filmleri hayranı, küçüklüğünden beri aşık olduğu Micheal kadar kimsenin mükemmel olmadığını düşünen, baş belası komşusu Wes ile her gün kavga eden genç bir kızdır. Ancak bir gün Micheal geri döner ve Liz'in karşısına çıkar. Michael aynı zamanda Wes ile de çok yakın arkadaştır. Liz'in Micheal'ı elde etmek ve yıl sonu balosu için kendisine teklif etmesini sağlamak istemektedir. Bunun için de hep kavga ettiği ve hiç anlaşamadığı Wes'ten yardım istemek zorunda kalır. Ancak hesaba katmadığı şey Wes'in hakkında keşfettiği, öğrendiği şeyler, nasıl bir adam olduğudur. Üstelik hiç düşündüğü gibi biri değilken onunla vakit geçirmekten de hoşlanır. Peki karşısındaki kendisi için mükemmel olduğunu düşündüğü Micheal ve vakit geçirmekten hoşlandığı Wes varken tercihini nasıl yapacaktır. Kalbi artık başka adamın adını sayıklamaya başlamıştır pek Liz bunu nasıl keşfedecek, nasıl kabullenecektir. Bir de bütün bunların yanında annesinin yokluğunu nasıl kabullenecektir bunları okuyoruz.
Öncelikle söylemek istediğim şey kitap tam da beklentilerimi karşılar nitelikte bitti. Beklediğim sahneleri gördüm, beklediğim söyleri duydum/okudum ve beklediğim mutlu sonu gördüm. Tabi ki bu durum beni mutlu etti.
Wes'in karakterini, yaptıklarını, sohbetlerini, olayları ele alış şeklini ve Liz'i çok iyi tanıması benim bile gönlümü fethetti. Liz'i etmese şaşardım. Wes bence tam da hem çok iyi arkadaş hem de çok iyi sevgili olunacak adamdı. Neyse ki kıymeti bilindi ;)
Liz'in takıntıları, Michael için olmak istediği kişi, ama aslında içinde yatanlar falan çok şekerdi. Romantik komedilere olan takıntısı bizim romanslara olan takıntımız gibi :D sevdim seni kızım.
Zaten Wes'in Liz ile olan atışmaları, sohbetleri çok güzeldi. Çok eğlendiğimi söylemeliyim.
~~~*~~~
Tanıdığım herkes lisenin en önemli anları için heyecanlanırken, ben stresten baş ağrıları yaşıyordum. Çünkü hiçbir şey hissetmeyi planladığım gibi gitmiyordu.
Her şey, yalnız hissettiriyordu.
~~~*~~~
Michael, bence de Liz için uygun bir adam değildi ama bu kötü olduğu için değil sadece Liz için doğru olan kişi değildi. Onun ihtiyacı olan, onu kendisinden daha iyi tanıyan kişi olmadığı içindi. Zaten gönlü de başkasından yanaydı o ayrı :D
Liz'in annesi ile ilgili aldığı tavır, atlamadığı şeyler oldukça güzel anlatılmıştı. Bu konuda onu asla suçlayamam çünkü anne... başka kimseye benzemez bence yokluğu... Ancak arada Helena'ya da haksızlık ettiği anlar oldu ama sonunda tatlıya bağladılar :)
Kitabın sonunda balo ve sonrasında yaşananlar çoook güzeldi. Hem de şu kitapta okumaktan en keyif aldığım satırlar olduğunu da söylemeliyim.
Bölüm başlarındaki filmlerden alıntılar çok güzeldi. O filmleri izleyenler için hiç de yabancı gelmeyecek sahnelerdi ;)
Ancak... kitap çok güzeldi keyif aldım falan ama zaman zaman Liz'in romantik komedilerle ilgili düşünceleri, şarkılarla ilgili yaptığı detaylandırmalar da sıktı... O kısımda da itirafta bulunayım :( evet kitap için olması gereken detaylardı belki ama nedense beni rahatsız etti.
Neyse... kitaba benim puanım 5 üzerinden 4'tü. Dediğim gibi herkesin rahatlıkla okuyabileceği bir kitap.
~~~*~~~
O an, bunu istediğimi fark ettim. Wes'i istiyordum. Michael onun sonundaki kişi olabilirdi ama artık umurumda değildi.
Michael, arkasından tren istasyonuna gideceğim kişi değildi. Ama Wes için bunu yapardım.
~~~*~~~
Kitabın adı : Filmlerden Daha Güzel
Orijinal adı : Better Than The Movies
Yazarı : Lynn Painter
Çevirmen : Eylül Akarçay
Yayınevi : Artemis Milenyum
Sayfa sayısı : 304
Kitabın tanıtım yazısı:
Lynn Painter’ın çıkış kitabı "Filmlerden Daha Güzel"de, romantik komedi filmlerine takıntılı bir genç kızın, hayalinde büyüttüğü aşkın peşinden koşmasının ve daima yanında olan birine âşık olmasının samimi ve eğlenceli hikâyesine tanık olacaksınız.
Liz Buxbaum, hayatı boyunca aşka inanan biri olmuştur. Aşk hayatında, umduğu heyecana sahip olamasa bile çocukluğundan beri iç içe olduğu romantik komedi filmleri sayesinde, bir gün O’nu bulacağını biliyordur. Bulmak zorundadır. Bu yüzden, çocukluk aşkı Michael Young, hayatına tekrar girince Liz’in bütün umutları yeşerir ve aklında kırk tilki dolaşmaya başlar. Böylece Liz, çocukluğundan beri en büyük düşmanı olan ve onu rezil etmeyi görev edinmiş Wesley Bennett ile aşk uğruna işbirliği yapmak zorunda kalır. Ama aşk her şeye değerdir, değil mi?
Liz, bir yandan Wes’le planlar yapıp adım adım Michael’a yaklaşmaya çalışırken öte yandan sürekli Wes’le takılmaya başlar. Bu durum, insanların dikkatini çekmeye başlayınca işlerin sarpa sarması kaçınılmaz bir hâl alır ve Liz, kendini hiç ummadığı bir yerde bulur.
Zaten söz konusu aşk olunca her şeyin planlandığı gibi gittiği nerede görülmüştür ki?
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder
Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın