Öncelikle yorumuma ve filmin konusuna değinmeden önce söylemek istediğim bir kısım var. Jurassic Park filmlerinin üç baş rol oyuncusu bilim insanı olan Ellie Sattler, Alan Grant ve Ian Malcolm karakterlerini görmek çok güzeldi. Tam bir sürprizdi benim için ve oldukça güzel bir sürpriz oldu. Hatta bu seriye başka film çekilmez ve bu son film olur diye düşünmeye de itti beni...
Neyse...
Filmin konusuna değinmek gerekirse; en son olan olayların ve dinazorların ana karaya taşınmasının sonrasından 4 yıl geçmiştir. Dinazorlar da bir şekilde insanların hayatlarında yer almaya başlamıştır. Vahşi olan etoburlar da daha uysal olan otoburlar da... Ancak Biosyn adlı şirket ve kurucusu kendi bilim adamlarıyla ve ekibiyle ekolojik dengeyi derinden sarsacak deneyler yapmaktadır bu süre boyunca. Kendi özel tesisinde genetik deneylerle uğraşırken aynı zamanda Maisie'nin genetik özellikleri de incelenerek bunu dinazorlar ve gerekirse insanlar üzerinde de denemek istemektedir. DNA'sıyla oynadıkları raptor olan Blue'nun kendi kendine üreyebildiğini keşfettiklerinde ve yavrusu olduğunu öğrendiklerinde onun yavrusunun ve Maisie'nin peşine düşüp onları incelemeyi planlamaktadır. Ancak hesaba katmadıkları şey Owen, Claire'in onların peşine düşecekleridir. Sadece onlarla da kalmayıp Ellie Sattler, Alan Grant ve Ian Malcolm'un da onların yaptıklarını onaylamayıp deneylerine engel olmaya çalışacaklarıdır.Owen ve Claire, Maisie ve Blue'nun yavrusu olan raptoru kurtarmayı amaçlarken ve bunun için yola çıkarken Jurassic Park zamanından tanıdıkları 3 doktorla da karşılaşmaları maceranın kapılarını açmıştır.
Öncelikler, ilk filmden beri Blue ve Owen arasındaki ilişki bir hayvan ve sahibi arasındaki ilişkiyi bana anımsatmıştı ama yavrusunu kaybeden bir canlının... bu bir dinazor bile olsa vereceği tepkileri vermesi ise.. bence filmin en güzel yanlarından biriydi. Hatta sonunda Blue'nun yavrusunu geri getirmelerindeki sahne ise muhteşemdi. Koca bir sırıtma aldı benden 😄
Filmdeki efektleri, kurgunun akışını, aksiyonu ve nefes kesen dinazor sahnelerini çok sevdiğimi söylemeliyim. Owen ve Claire'in peşine düşen dinazorlardan kurtulma çabaları... hatta Biosyn'in tesisinde dinazorlardan kaçma sahneleri de çok iyiydi. Ama üç filmde de... yani Jurassic World, Falling Kingdom ve şimdi de Dominion'da son sahneleri benzerdi. Yani şöyle... Jurassic World'un son sahnesi t-rex kavgası... Falling Kingdom'da raptor ve yeni üretilen dinazorun (adını hatırlamadım) kavgası... Dominion'da da yine üç büyük yırtıcı dinazorun kavgası... o sahneler hep aynıydı... o kavga anından kaçma çabası ve sonrasında da normal hayata dönme...
O sahneler güzeldi... efektleri, detaylar cidden iyiydi ve izlerken de keyif aldım ama... işte amalar var... kendi kendime de daha iyi şekilde son yapamadınız mı diye de düşündüm... 🙈
Ahh bir de bu dinazorların DNA'larıyla oynayanların bir şekilde "kendi yarattığım canavara kurban oldum" kavramında ölmesi de benzerdi. Farklılık olmasını isterdim açıkçası.
Açıkçası kurguda eksiklikler vardı, hatta film bittikten sonra havada kaldığını düşündüğüm şeyler oldu... yani daha oturaklı kurgular olabilirdi tabi... ama bu tür filmlerde kurgusal eksiklikleri hep görsellikle kapattıkları için sanırım çok da görmemek lazım.
Neyse... cumartesi gecemi güzel ve keyifli geçirmeme neden oldu. Severek izledim de... ki zaten dinazor temalı filmleri severim de ayrıca dediğim gibi Jurassic Park temalı filmler de her zaman ilgimi çekmiştir.
Yorumumu bitirmeden önce şunu da söylemek istiyorum, bu tamamen şahsi fikrim, bence 4. film de gelir. Çünkü hiçbir zaman hiçbir şeyi tadında bırakma huyumuz yoktur ve filmde bence havada kalan şeyleri oturtmak için de gelmesi gerekir hissi var içimde. 🙈
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder
Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın