Kitabın yorumu için tıklayınız!
*****
Ona daha da yaklaştığımda o da -bilerek mi yoksa bilinçsizce mi yapıyordu emin değildim- aynı şeyi yaptı. "Seni temin ederim ki ben dokunulmaz değilim. Bana istediğin zaman dokunabilirsin."
"Gördün mü? İşte bu!" İnleyerek uzaklaştı. "Bana böyle şeyler söyleyemezsin."
"Neden?"
"Çünkü senden hoşlanmamı sağlıyor!"
"Bu kötü bir şey mi?"
"Henüz bilmiyorum."
*****
"Hah."
Sol tarafımdan bir ses gelince döndüm. Lowell, kırmızı plastik bardağını dudaklarına götürmüş orda dikiliyordu.
"Ne hah?" diye sordum.
"Ona abayı yakmışsın."
"Saçmalık."
"Ah, hayır, dostum. Kesinlikle abayı yakmışsın," dedi Rhodes bir anda sağımda belirirken, Lowell'a destek verdi. "Bakışlarından belli. Ondan hoşlanıyorsun."
"Tabi ki ondan hoşlanıyorum. Hoşlanmasaydım buraya onunla gelmezdim."
Lowell, "Evet, ama ondan gerçekten hoşlanıyorsun," dedi.
"Belki de aşık olmuşsundur," diye ekledi Rhodes.
Ben? Harper'a aşk mı olmuşum?
*****
*****
"Korkmaktan yoruldum. Kimseye güvenemediğim için sürekli yaşanacak bir sonraki kötü şeyi beklemekte yoruldum. Mutlu olmak istiyorum. Güçlü. Cesur. Ve nasıl ya da ne zaman kötü sonuçlanacağı konusunda endişelenmeden, aşık olup anı yaşamak istiyorum. Son birkaç haftadır sensiz olmak... Canımı çok yaktı ve bir daha böyle hissetmek istemiyorum."
Uzanıp parmağımı yüzündeki yeni açılan kesiğin üzerinde belirli belirsiz gezdirdim.
"Seni seviyorum, Collin ve sanırım-" Başımı salladım. "Hayır, buna değdiğinden eminim. Sen bu riski almaya değersin... eğer sen de istersen."
Uzun bir süre hiçbir şey söylemeyince, çok geç kaldığımdan endişelenmeye başladım.
Sonra nihayet konuştu.
"Biliyor musun, sanırım bir parçam sana ilk tanıştığımız zaman aşık olmaya başladı."
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder
Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın